Türkiye’nin kuruluşundan beri toplum üzerine bir karabasan gibi çöken Kemalist dayatmalar en çok İslami kimliği hedef alıyor. Müslümanların gelenekleri baskı altına alınıp yasaklanırken, Mustafa Kemal'in kültleştirilmesiyle inşa edilen şirk kültürü toplumun ruh ve akıl sağlığını tehlikeye atıyor.
En son Kocaeli Valiliği'nin emriyle duyurulan 10 Kasım mevlit programıyla tekrar gündeme gelen ifsada karşı Özgür-Der'in çağrısıyla Saraçhane'de eylem gerçekleştirildi.
Sunuş konuşması gerçekleştiren Murat Ayar, Türkiye’de nesilleri ifsad eden Kemalist dayatmaların son bulması için Saraçhane'de toplanıldığını ifade ederek şunları söyledi:
"Milli güvenlik dersleri, ırkçı and dayatması, başörtüsü yasaklarıyla Türkiye’de Kemalist zorbalık sistemi inşa edildi. Bizler de yıllardır bu dayatmaların son bulması için meydanlardayız. Ortadoğudaki diktatörlük tarihin çöplüğüne karışırken Kemalist dikta ise varlığını hala koruyor. Artık Kemalist dayatmalarla yaşamak istemiyoruz. Bizler Rabbimizin özgür varlıklar olarak yarattığı Müslümanlarız. Bizler kimseye hakaret etmiyoruz. Devlet, polis ve yargı zoruyla kimseye inanmadığı şeyleri dayatamazsınız. Bu dayatma büyük bir korkunun ürünüdür. Kendisini ifade edemeyen Kemalistler, insanların özgürce inandıkları gibi aşamalarını kabul edemiyorlar. Çünkü korkaklar ve acizler. Devlet makamlarındaki dindar muhafazakar insanların ise bu saçmalığa artık bir dur demesi gerekiyor. İnancaya saygı düşünceye özgürlük!"
Özgür-Der Genel Sekreteri Musa Üzer, Türkiye’deki Kemalist dayatmaların dünyada örneğinin sadece Kuzey Kore ve Siyonist rejimde bulunduğunu ifade etti.
"Tuhaf bir ülkede yaşıyoruz. Resmi ideolojinin söylemleri, eylemleri, ritüelleri, birçok yönüyle absürt görüntüler meydana getiriyor. İşte iki gün sonra Kemalist ritüellerin en komiklerinden birisi olan 10 Kasım’da 9’u 5 geçe seremonisi yaşanacak. Dünyada komik görüntüler arasında gösterilen bu tablonun ne anlama geldiğini çok iyi bilmekteyiz.
Kuran-ı Mubin’in ifadesiyle ‘tağutluk’ iddiasındaki bu dayatmayı reddediyoruz. Hayatımızın hakimi iddiasındaki bu görüntüyü kabul etmiyoruz. Ve insanlara az biraz da olsa akıllarını kullanmalarını kendilerine yardımcı dokunmayacak olan, ölümlü varlıklara değil yalnız ve yalnızca Allah’a kul olmalarını, itaat etmelerini, tavsiye ediyoruz.
Hiçbir beşer hayatımızın, kurtarıcısı ve değildir. Hatırlayalım Kur’an-ı Kerim’de Firavun da aynı iddia bulunmuştu. Yakıtı insan olan cehennem ateşinden kurtulmak sadece alemlerin Rabbinin baki olduğuna iman etmekle ancak olur.
Kimse kimseyi kandırmasın şehrin meydanlarından devlet dairelerine, okullardan üniversitelere yer alan heykeller, büstler, bütün sınıflardan devlet dairelerine yer alan sözler, temsiller, ders kitaplarının onun resmiyle ve sözüyle başlamışının, her devlet işinin başlangıcının anıtkabire çelenk koyma ve saygı duruşuyla başlamasının ne anlama geldiğini herkes çok iyi bilmekte. Yalnız ve yalnızca Allah’a şeksiz, şüphesiz, şirksiz iman eden Müslümanlar olarak bu tabloyu kabul etmiyoruz.
Bütün bir toplumu, siyaseti, kişiliksizleştiren, çift karakterli yapan bu gerçeklik bu ülke adına bir utançtır. Bazı makamlar ya da aman başımı derde sokmamayım tavrıyla bu duruma sesiz kalan ya da uyum gösteren insanımız ise derin bir yanılgı ve hata içindedirler. Asıl korkulması gereken, asıl sığınılması gereken merciyi karıştırmak demektir bu durum.
Son olarak da bazı siyasetçi, akademisyen ve yazarların içinden gelmiş oldukları İslami geçmişi reddederek Mustafa Kemal güzellemesi yapan, tabasbusta bulunanları ise acıyla gülerek izliyoruz. Onlar Kemalizmi ve Mustafa Kemal’i babalarını tanır gibi tanımaktalar. Sırf bazı siyasi ikbal ya da yeni sosyal kesimlerin sağlayacağı menfaat uğruna bu tavırda olanlara ise veyl olsun diyoruz.
Kemalistlere çağrımız; Kemalist ideoloji ve dinlerinin bir gereği olarak istedikleri eylemi yapabilirler, Samsun'da olduğu gibi elele tutuşup, çember yapıp sabah akşam dönebilirler. Animistler gibi gulu gulu dansı yapabilirler amuda kalkabilirler. Ama bu saçmalıkları topluma dayatmaktan vazgeçsinler.”
Rahmet-Der'den Necmettin Irmak, Kemalizmin inşa ettiği insan profilinin sağlıklı bir toplum ortaya çıkarmadığını vurguladı.
"Tağutların ve firavunların düzenleri bugün çağdaş cahiliye ile tekrardan gün yüzüne çıkıyor. Bizlerin varlık sebebi ise Resullerin yolunu sürdürmektir. Bu sebeple yalnızca Allah'a kulluk edip şirk ve tuğyanı terk ediyoruz. Kemalizmin üretmeye çalıştığı insan profili riya ve münafıklığı karakter edinmiş insan tipidir. Bizler bunları Baas rejimlerinde gördük. Bugün o rejimlerin en şedidi tarihin çöplüğüne karıştı. İnsanları olmadıkları varlıklar olmaya zorlarsanız bunu sürdüremezsiniz. Kocaeli'ndeki örnekte olduğu gibi Allah'ın mescidlerini resmi ideolojiye payanda haline getirirseniz bu büyük bir kırılma oluşturacaktır. Bizden görünenlerin yapıp ettiklerini kabul etmiyoruz. Resmi ideolojinin şirk dayatmasını reddediyoruz! "
Özgür-Der Genel Başkan Yardımcısı Ümit Kudbay'ın okuduğu basın açıklamasıyla eylem sona erdi.
Basın açıklamasının tam metni:
KEMALİST DAYATMALARA SON!
İNANCA SAYGI, DÜŞÜNCEYE ÖZGÜRLÜK!
Yaklaşık bir asırdır bu topraklarda okullardan sokaklara, iş yerlerinden meclise, hatta camilere kadar uzanan bir Kemalist tahakküm sürdürülmektedir. Devletin tüm imkânlarıyla dayatılan bu resmi ideoloji, toplumu tek bir inanç, tek bir düşünce, tek bir kimlik kalıbına sıkıştırma çabasından ibarettir.
Bizler Müslümanlar olarak; farklı inançların, fikirlerin, düşüncelerin olmasını yok saymıyoruz. Herkes kendi inancını, fikrini özgürce yaşayabilir. Ancak yaklaşık yüz yıldır, devlet eliyle Kemalist ritüellerin, anmaların, törenlerin okullarda, camilerde, meydanlarda, kamu kurumlarında zorla dayatılmasına artık yeter diyoruz!
İlkokul sıralarından itibaren çocuklarımızın bilinçlerine kazınan bu ideolojik baskı, akıl ve mantık sınırlarını da zorlayan trafik durdurarak yapılan saygı duruşlarından, zorunlu resmi törenlere, milletvekili olmak için okutulan yemin metinlerinden, eğitim müfredatındaki putlaştırılmış lider anlatılarına kadar uzanan bir zincirleme dayatma düzeni haline gelmiştir. Bu, açıkça bir zulümdür!
Tek tip insan üretme projesine ve Kemalist vesayet zihniyetine boyun eğmiyoruz!
Hiç kimseye inancımızı zorla dayatmıyoruz.
Ama hiç kimsenin de bize inancını, ideolojisini, liderini dayatmasına rıza göstermiyoruz!
Kemalizmin değil, Rabbimizin kullarıyız!
Bu ülkenin gerçek özgürlüğü, hiçbir ideolojinin kutsallaştırılmadığı, insanların Allah’a kul, birbirine eşit olduğu bir düzende mümkündür.
Devletin tüm yetkili kurumlarına açık çağrımızdır:
Zorunlu törenlerle, mecburi ritüellerle, ideolojik eğitimle dayatılan bu resmî tapınma kültüne son verin!
Toplumu tahakküm altına alan, farklı inanç ve düşünceleri ötekileştiren, “devlet dini” gibi sunulan Kemalizmin değil, hakikatin, adaletin ve özgürlüğün hâkim olduğu bir gelecek istiyoruz!
Artık yeter!
Kemalist dayatmalara son!
İnanca saygı, düşünceye özgürlük!
ÖZGÜR-DER
(Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği)