Tatvan’da Cihad Bilinci Semineri Yapıldı

Tatvan Özgür-Der tarafından yapılan Bilinç seminerlerinin bu haftaki konusu “Cihad Bilinci” idi.

Muş Alpaslan Üniversitesi’nden Öğr. Gör. Sedat Kaya tarafından yapılan sunuma ilgi yoğundu. Program İbrahim AYKAN’nın okuduğu Kur’an’ı kerim ve mealinin okunmasıyla başladı.

Sedat Kaya’nın Konuşma Özeti:

CİHAD BİLİNCİ

Huzurdan kovulmuş, lanetlenmiş şeytanın şerrinden ALLAH’A sığınırım. Eşi, şeriki, naziri olmayan, bütün alemlerin Rabbi ve yaratanı Hazret-i ALLAH’A sonsuz hamt ederiz.

Allah’ın selamı ve rahmeti Hz. Muhammed’e inanıp İslam’ın ilk mücahitleri olan Muhacir, Ensar ve onların yolundan giden Müslümanların üzerine olsun.

İslam’ın kelimeleri kendi bağlamında anlaşılması gerekirken, kimileri onlara istedikleri manayı vermeye kalkıştılar. Sonrada kendi vardıkları yanlış sonuçların kabul görülmesini istediler. Hatta bu yanlış anlamalarla islamı ve onun müntesiplerini mahkûm etmeyi denediler. Hala da bunu deniyorlar.

Öte yandan Batı Avrupalı araştırmacılar da cihadı hep olumsuz anlamıyla değerlendirdiler. Onu dini fanatizmin metodu olarak takdim ettiler. Batıda bu anlayış hala devam ediyor.

Öyleki bir yerde cihad’dan bahsediyorsanız, kimilerinde bir tedirginlik, bir rahatsızlık başlıyor.  Ya da kimilerinin aklına şiddet geliyor. Onlar dünyanın pek çok yerinde uyguladıkları politikaları ve uygulamaları görmezden gelirken Müslümanların kendilerini savunmak için bile olsun cihatlarını etmelerinden memnun olmuyorlar.

CİHAD NEDİR? Cihad kelimesi ve türevleri

‘Cehd’ veya cühd’ kökünden türeyen ‘cihad’ Kur’an’ın anahtar kavramlarından biridir. Cihad kelimesi farklı formlarda Kur’an’da kırk kadar yerde geçmektedir.

Cehd; zorluk ve meşakkat, kararlı ve şuurlu şekilde gayret etmek, zorluklara karşı çaba göstermek, çalışmak, ‘bir işi başarmak için elinden gelen imkânları kullanmak! gibi anlamlara gelir.

Cühd; ise, takat(güç yetirme) demektir.

‘Cihad veya mücahede’ sözlükte düşmanın saldırısına karşı koymak üzere elinden geleni yapmak, bütün gayreti harcamak manasına da gelmektedir.

Cihad, mal ve mülkü yüce bir gayret uğruna harcamayı kapsadığı gibi, nefside böyle bir uğurda sunmayı, yani Allah yolunda infak etmeyi içerisine alır.

Bir başka deyişle cihad; insanın ulvi bir amaç uğruna mal, can, fikir ve zaman gibi bütün güçlerini ortaya koymasıdır.

Kavram olarak cihad: Cihadın anlam sahası

Cihad Kur’an’da isim olarak 4.Cehd, kökünden türemiş fiil şeklinde ise 28 ayette geçmektedir.

Bu ayetlerin bir kısmında cihad kavramı Allah yolunda yapılan fiili savaşın karşılığı olarak kullanılmıştır. (Enfal/72-74; Tevbe/4-44-81) Pek çok kitapta da bu anlamda kullanıma ağırlık verildiği gibi, insanlardan pek çoğu da cihada savaş anlamı vermişlerdir. Kur’an’ın savaş karşılığı olarak kullandığı kıtal ile cihad iç içe anlaşılmıştır.

‘’Cihad,  bugün hemen herkesin anladığı şekliyle i’la-yı kelimetullah yolunda mücadele etmenin adıdır. Cihad; bir araya getirilen maddi ve manevi bütün kuvvetleri yüksek gayeye ermek için, iyi niyetle Allah yolunda kullanmaktır.

Hz Peygamber: Mücadeleyi cihad saydığı gibi ‘’Mücahit nefsiyle cihad edendir.’’ Zalim sultanın yanında hak sözü söylemeyi, ümmet içerisinde yapmayacakları şeyleri söyleyenlere karşı elle, dille ve kalple mücadele etmeyi de cihad olarak nitelemektedir.

Kuran;Cihad,hayatın gayesi olarak Allaha kulluk etmek, Allah ve Resulunun koyduğu ölçülerin fert ve toplum hayatına uygulamasına çalışmaktan islamı tebliğe, İslam ülkesini ve Müslümanları her türlü tehlike ve saldırılara karşı savunma ve bu konuda gerektiğinde savaşmaya kadar kapsamlı bir anlam taşımakta; kalp, dil, el ve silah gibi beşeri aksiyonun ortaya konulduğu her vasıta ile yapılabilmektedir.

Bu mücadele bir anlamda hak ile batılın, hayır ile şerrin, aydınlıkla karanlığın, Allah taraftarlığı ile şeytan taraftarlarının, hakkı savununlar ile batılı savunanların mücadelesidir.

Hz Âdem zamanından beri devam eden tevhidi mücadele bir anlamda tevhide gönül verenlerin cihad tarihidir. Bu mücadeleyi öncelikle Allah’ın seçilmiş kulları olan nebiler/elçiler verdiler.

cihad, Yalnızca savaş mı?

Cihadı sadece fiili savaş(harp) şeklinde nitelemek kesinlikle doğru değildir. Kur’an bu kelimeyi birkaç manada kullanmaktadır.

Kur’an’a göre, Allah yolunda fiilen savaşmak cihad olduğu gibi ilahi ahkâmı ve Kur’an’ı tebliğ etmek üzere güç yettiği kadar çalışmak da cihaddır.

İnkârcılara itaat etme ve onlarla bununla(Kur’an’la)büyük bir cihatla cihad et.(Furkan/52)

Allah(cc) Peygamber’e müşriklerle ve münafıklarla cihad etmesini emrediyor. Saldırgan müşriklere karşı fiili savaş durumu olabilir ama münafıklara karşı cihadın daha çok el ile, söz ile, sert davranma ile ya da karşı tedbir alma şeklinde olacağı açıktır.

Ey iman edenler! Allahtan korkup sakının. Ona (yaklaşmaya) yol arayın ve yolunda cihad edin, ki kurtulasınız.’’(5Maide /35)

Kur’an cihadı elbette kıtal(fiili savaş) anlamında da kullanmaktadır. (Tevbe81; Bakara 218; Enfal 72)

Tevbe:81- Savaştan geri kalan münafıklar, Resulullah'ın hilafına, onun savaşa gitmesine karşılık, oturup kalmalarıyla ferahladılar ve mallarıyla, canlarıyla Allah yolunda cihad etmekten hoşlanmadılar, üstelik "Bu sıcakta savaşa gitmeyin." dediler. De ki: "Cehennem ateşi daha sıcaktır." Keşke anlayabilselerdi.

86- "Allah'a iman edin ve Resulü ile birlikte cihada gidin." diye bir sûre indirildiği zaman, içlerinden mal mülk sahibi olanlar senden izin istediler ve "Bırak bizi oturanlarla beraber oturalım." dediler.

Cihadın Dereceleri

Hasan El- Bennaya göre;

1-İslam’ın şeref ve üstünlük kazanmasını candan bir arzuyla ve kuvvetli bir duyguyla istemek. Ya da İslam’ın düştüğü kötü durum için hüzün duymak cihad’ın bir derecesidir.

2-Bu üzüntü ve endişenin insanı bir çıkış yolu aramaya sevk etmesi de cihadın bir aşamasıdır. Bu kişi kurtuluş yollarını düşünür, ümmetin kurtuluşu ve kalkınması için uzun zamanlarını harcayarak çözüm bulmaya çalışır.

3-Vaktin bir kısmını İslam’ın ve Müslümanların hayrı için ayırmak, nefsin isteklerinin bazılarından bu amaçla vazgeçmek, ya da bu yolda çalışanlara yardımcı olmak da cihadın bir başka derecesidir.

4-Cihadın bir diğer aşaması da ma’ru’fu emretmek münker’den alıkoymaktır.

5-Dine saldırana engel olmak, canı, malı Allah yolunda hazır etmek de cihadın bir aşamasıdır. İslam’ın şerefi tehdit edilir, İslam kutsiyetine saldırılır ve İslam’ın kalkınması için çalışan diriliş erlerine tecavüz edilirse, onların imdat çağrılarına ilk cevap veren cihad erleri olmalıdır.

6-Cihadın bir derecesi de işlerin adaletle yürümesini temin etmen, insanların ilişkilerini düzenlemen, zülüm görenlerin hakkını vermen ve gücü ne olursa olsun zalimden gasp ettiği şeyi almandır.

7-Cihadın başka bir derecesi de bütün bunlardan hiçbirini yapmaya gücü olmayanın, Allah yolunda çalışan mücahitleri kalpten sevmesi ve onların görüşlerine (ve çalışmalarına) yardım etmesidir.

Kim cihad etmeden ve ya içinde cihad arzusu geçirmeden ölürse nifak şubelerinden biri üzere ölmüş sayılır.

Fiili Cihadın Tedrici (aşama aşama) Olarak Emredilmesi

A)- Birinci Merhale

-İbadet için çok elverişli olduğu için, her gece yarısı veya biraz evvel veya biraz sonra uyanarak ibadete kalkmak,

-Kur’an’ı tertil üzere, yani tane tane, özel bir şekilde okumak,

-Allah’ın adını zikretmek,

-Ondan başka tanrı olmayan Allah’ı her işte vekil tutmak,

-Müşriklerin dediklerine karşı sabırlı olmak,

-Müşriklerden tatlılıkla, fakat tamamen ayrılmak emrolunmuştur.

B) İkinci Merhale

Bu merhale cihat faaliyeti ile varılan yüce amacın savunması için sahabenin katılımı ile yapılan savunma savaşlarıdır.

-Kendilerine savaş açanlara karşı onlara (Müslümanlara) savaşmak izni verildi. Çünkü onlara zulmedildi ve şüphesiz ki Allah onlara zafer vermeye kadirdir. ( Hacc/39)

-Bazılarına göre ise bu ayetle Allah yolunda kıtal’e izin verildi. Daha sonra ise Bakara Süresi 190. ve 216. Ayetlerde geçtiği zaman kıtal yapmak farz kılındı.

-Sana haram aydan ve kıtalden (savaştan) soruyorlar. De ki: ‘Onda kıtal(savaş) büyük günahtır. Ancak Allah yolundan bir engelleme ve onu inkâr, Mescid-i Haram’dan men ve ehlini ondan çıkarmak, Allah yanında daha büyüktür; fitne katilden (adam öldürmekten) daha büyüktür. (Bakara/217)

C) Üçüncü Merhale

Kur’an’a göre ahdi bozmak, hıyanet, arkadan vurmak teşebbüsü ve el altından düşmanlar ile antlaşmak, kıtal’ın önemli sebeplerinden sayılır. -Fiili savaşa doğru-

D) Dördüncü Merhale

Tevbe süresinin 39. Ayetinde Allah’ın dinini din olarak tanımayarak o dine ve o dine iman edenlere saldırıda bulunanlara karşı savaşılması emrediliyor.

39- Eğer topluca savaşa katılmazsanız, O sizi acı bir azaba uğratır ve yerinize başka bir kavmi getirir ve siz O'na zerrece bir zarar veremezsiniz. Allah'ın herşeye gücü yeter.

CİHADIN ÖNEMİ

A) Allah’ın Emri Olarak Cihad

‘Ey iman edenler’ Sizi kendinize hayat verecek şeylere davet ettiği zaman Allah’a ve Resulüne itaat edin ve bilin ki Allah kişi ile kalbinin arasına girer ve hakikaten hep O’na haşrolunacaksınız. (Enfal/24)

(Ey mü’minler)sizler gerek hafif gerek ağırlıklı olarak el birlik (cihada) çıkın. Allah yolunda mallarınızla, canlarınızla cihad edin. Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır.(Tevbe/41)

Kur’an Müslüman toplumuna ‘Allah’a inanmak, namazı kılmak, zekâtı vermek ve ma’ruf’u (iyi olanı) emretmek, münkeri (kötü olandan) vazgeçirerek, (Ali İmran/104, 110,114- Hacc/41) yeryüzünde bir çeşit fesadı ortadan kaldırmaya çalışarak, sağlam bir sosyo-politik düzen (hayat) kurmak görevi vermiştir. Bu önemli görevin yerine getirilebilmesi için de Müslümanlara ‘cihad’ ibadeti emredildi.

Şüphe yok ki, iman edenler, zülüm kötülük diyarından uzaklaşanlar ve Allah yolunda üstün gayret gösterenler (cihad edenler), işte (ancak) onlar Allah’ın rahmetini umabilirler: Allah çok affedicidir, rahmet kaynağıdır. Bakara 218

B) Peygamberlerin Bir Görevi Olarak Cihad

Bütün peygamberler, en kötü şartlarda bile yılmadan, usanmadan, sabır ve tahammülle insanları doğru yere çağırdılar. İnsanların batıldan, kötülüklerden, zulüm ve bedbahtlıktan kurtulmaları için ellerinden geleni yaptılar. Ne kınayanın kınamasından, ne de eziyet edenlerin eziyetlerinden çekinmediler. Bu uğurda başlarına gelen darlığa ve sıkıntılara aldırmadılar. Geri adım atmadılar. Pişman olmadan çalışmalarını gevşetmediler.

‘’Nice peygamberlerle birlikte birçok Rabbaniler (bilginler)savaşa girdiler de, Allah yolunda kendilerine isabet eden güçlük ve zorluktan dolayı ne gevşeklik gösterdiler ne de boyun eğdiler. Allah sabır gösterenleri sever.(Ali İmran/146)

Cihadın Hedefleri

1-Yürekleri Fethetmek

2-İman Ortamı Hazırlamak

3-Mustazaflara Yardım

4-Düşmanlara Karşı Hazırlıklı Olmak

5-Kur’an’ın Mesajını Duyurmak

6-Barış, Güven ve Huzur Ortamı Sağlamak

7-Nefsi Arındırmak

8-İlahi Mükâfata Kavuşmak

 

Etkinlikler Haberleri

Tatvan Özgür-Der’den 500 aileye yardım
Küçük Burak kumbarasını Gazze’ye bağışladı
Tatvan’da Ersin Sönmezler’i anma programı yapıldı
"Seküler bir dünyada Müslümanlar ve Gazze”
Tatvan'da “Kudüs ve Şehitler Gecesi” düzenlendi