Tatvan’da "İslami Mücadelede Tebliğ" Semineri

Tatvan’da "İslami Mücadelede Tebliğ" Semineri

Özgür-Der Tatvan Şubesi'nde alternatif eğitim seminerinde bu hafta "İslami Mücadelede Tebliğ" konusu işlendi. Semineri Diyarbakır Özgür-Der'den Metin Demir sundu.

Metin Demir, sunumunda, bugün içinde yaşadığımız dünya tarihin değişik dönemlerinde yaşanmış tüm kötülük, pislik ve rezilliklerin tamamının aynı zamanda yaşandığı bir dünyadır. Tarihin hiçbir döneminde yaşanmamış, sadece bu çağa mahsus bir felaketi de hem insanlık hem de dünya yaşamaktadır. Bu ifsad ve kirlilik topluma Allahsızlığı dayatmaktadır. Bu dayatma, dinin toplumdan, hayattan çıkarılmasını, hayata müdahale etmesini engelleyip,  toplumu ateş çukurunu kenarında değil içine kadar sokmuştur. İşte böylesi bir ortamda bizler zalimlerden adaletin temsilcilerini, azgınlardan hayırlıların önderlerini, cahillerden alimlerin önderlerini, hayasızlardan mükemmel ahlaklı şahsiyetleri çıkarma mecburiyeti doğar. Hem kendimiz hem insanlığın kurtuluşu olan dinimizin bize yüklediği en temel sorumluluklardan biri şüphesiz davet ve tebliğ sorumluluğudur. Bu sorumluluk Müslüman olmakla başlayan bir süreçtir. Bunun için ciltler dolusu kitap okumak gerekmemektedir. Allah Resulü kendisine inen 10-15 ayet sonra "Kalk ve Uyar" ayetiyle muhatap olmuş ve yeniden inşa süreci başlamıştır. Bu süre LA İLAHE İLLALLAH demekle başlar. Bunu söylemek bizi kullara kulluk zilletinden kurtaracak, izzet ve şeref kandıracak dünyada da daha huzurlu ve adil bir yaşam sağlayacak ve ahirette de elim bir azaptan kurtaracaktır. Bu nimeti en yakınlarımızdan başlamak suretiyle daveti genişletmek gereklidir. Allah Kur'an-ı Kerim'de "Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle davet et ve onlarla en güzel yolla ve şekille mücadeleni yap." Başka bir ayette de "Siz insanlar için çıkarılmış hayırlı bir ümmetsiniz, iyiliği emreder kötülükten sakındırırsınız ve Allah'a iman edersiniz."Allah Resulü bir hadisinde "Kişi için kendi vasıtasıyla bir kimsenin hidayete ermesi dünya üzerinde güneş doğan her şeyden daha hayırlıdır." Buyurmuştu. Bu ve daha birçok ayet ve hadislerde ifade edildiği gibi davet ve tebliğ görevi üzerimize FARZ kılınmış bir görevdir bu görevin ihmali durumunda karşılaşılabilecek akıbetin ne olacağı konusunda Allah bize Maide süresi 78. ve 79. ayetlerinde "İsrailoğullarından kafir olanlar Davut'un ve Meryem oğlu İsa'nın diliyle lanetlenmişlerdir. Bu onların isyan etmeleri ve haddi aşmalarından dolayıdır. Onlar işledikleri herhangi bir kötülükten birbirlerini nehyetmez yani vazgeçirmeye çalışmazlardı. Onların yaptıkları gerçekten de kötü bir şeydir." Resulullah (a.s) bu ayetin tefsirine ilişkin şöyle buyurmuştur. Abdullah bin Mesudun rivayetine göre Haz. Peygamber İsrailoğullarının  ilk bozulması şöyle başlamıştı diye buyurduktan sonra şunları anlattı: " Birileri münker işleyen birini gördüklerinde bunun doğru olmadığını ve yaptığından onu vazgeçirmeye çalışır ve çabalarlardı. Ertesi günü aynı kişiyi aynı şeyi yaptıklarını görmelerine rağmen onunla oturur yer ve içerlerdi. Bunun üzerine Allah kalplerini birbirine benzetti. Daha sonra 81. ayete kadar okudu ve şöyle dedi:" Allah'a yemin ederim ki ya iyiliği emreder, kötülükten alıkoyarsınız ya da onların başına gelen sizin de başınıza gelir." buyurmuştur. Araf süresinin 164. ayetiyle ve nihayet Allah'ın övgüsüne mazhar olan bir davranışı da belirterek davetin zorunluluğunu bize anlatmaktadır. Tüm bu çabalarımızın karşılık bulabilmesi için sahip olmamız gereken özellikleri şöyle sıralayabiliriz.

1- Emin olmak

2- Yapılan davet için dünyevi bir menfaat beklememek.

3- Söz ve amel birliği

4- Tevazu sahibi olmak.

5-Sevilmek

6- Sabır, azim ve kararlılık

7- Şefkat ve merhamet sahibi olmak.

8– Kendine güven

9- Cesaret

10- Fedakarlık

11- Cömertlik

Seminer sorulan soruların cevaplandırılmasıyla sona erdi.

Önceki ve Sonraki Haberler