Tatvan’da "Mekke Dönemi ve Peygamber" Semineri

Tatvan’da "Mekke Dönemi ve Peygamber" Semineri

Tatvan Özgür Der tarafından haftalık yapılan seminerlerde bu hafta’’Mekke Dönemi ve Peygamber ‘’ konusu vardı.

Tatvan Özgür Der tarafından haftalık yapılan seminerlerde bu hafta''Mekke Dönemi ve Peygamber '' konusu vardı. Semineri Muş Özgür-Der şubesinden İkram FİLİZ sundu. Program Mücahit AKA tarafından okunan Kur'anı Kerim ve meali ile başladı.

İkram Filiz'in Konuşma Özeti:

Peygamberimiz kendisine vahiy gelmeden önce toplumunda dürüst ve ahlaklı bir şahsiyet olarak temayüz etmiştir. Kendisinden olağanüstü bir takım mucizelerin sudur ettiği biri değil bunun aksine toplumsal ve bireysel ilişkilerinde adil, dürüst ve erdemli biri olarak ön plana çıkmıştır. Peygamberimizin belki de risaletten önceki bu örnek durumu onun Mekke müşrikleri tarafından gayr-i ahlaki ithamlarla suçlanması engellemiştir.

Peygamberimiz kendisine vahiy geldikten sonra Hira mağarasından inmiş ve bir daha da bu şekildeki bireysel bir inzivaya çekilmemiştir. Tabiri caizse vahiyle peygamber yeryüzüne in emrine muhatap olmuştur. Vahiy bu yönüyle hem insanı hem de insanın oluşturduğu toplumsalı değiştirip dönüştürmenin kılavuzluğunu peygambere öğretmiş, peygamberin şahsında da tüm insanlara mesajını iletmiştir.

Peygamber Kuran vahyine muhatap olmuş ve bunu Mekke'den başlayıp Medine'yle devam eden bir süreç dâhilinde tüm insanlara iletmiştir. Mesajın kendisi Kuran, davete muhatap olanların muhataplığı ve davet edildiği Kuran olmuştur. Kuran'la uyarılan, Kuran'la müjdelenen, Kuran'a davet edilen Kuran'la susturulan ve bilumum peygamberin somut örnekliği üzerinden Kuran'ın şekillendirdiği, rengini verdiği ve meydan okuduğu toplumsal bir vasat söz konusu olmuştur. Kuran'ın peygamberle yürüdüğü, peygamberin Kuran'la konuştuğu, tebliğ ve davet faaliyetlerinin Kuran ile gerçekleştirildiği, vahyin somut göstergelerinin yaşandığı zemin olmuştur Mekke.

Müslümanlar teorik tartışmaların ötesinde Kuran mesajını peygamberin örnek şahsiyetiyle merkezden çevreye doğru tüm insanlara iletmelidir. Müslümanlar,bugün tahrif edilmemiş bir kitaba, peygamberin örnek şahsiyetinin günümüze kadar gelmesini sağlayan teorik ve pratik kaynaklara sahiptirler. Hem de hiçbir dinin ve mensubunun sahip olmadığı avantajlara onların elindedir. Mesaj elimizde, Müslümanların büyük oranda yaşadığı din yanı başımızda, peygamberin fiili sünneti yaşanılır durumdadır. Dolayısıyla Müslümanların bağlarını sıkılaştıracak, onları urvetul vuska gibi birbirine bağlayacak kaynaklar mevcut bizler de bu ortak kaynaklar üzerinden birlikteliğimizi kavi kılabiliriz. Yani ihtilafları ön plana çıkaran bir dil ve üsluptan öte vahdeti öne çıkaran bir dil ve üsluba sahip olabileceğimiz verilerimiz mevcuttur. Bizler de bunu gerçekleştirebilecek potansiyele sahibiz.

Mekke dönemi peygamberin örnek şahsiyetiyle, Kuran'ın tevhidi mesajıyla, Müslümanların kendilerine yönelik saldırılara ve iftiralara karşı direnişleriyle, ihlas ve samimiyetle mesajın net olarak davete muhataplara verilmesiyle şekillenmiştir. Tevhidin şirkten tamamıyla bağımsız olduğu ve şirk düzenine yönelik köklü bir itiraz olduğu net ifadelerle tebliğ edilmiştir. Mekke döneminin belki de en ayırt edici özelliği tevhidi mesajınnetliğidir. Bunu şirkin merkezinde gerçekleştirmiştir. Tolumdan, toplumundan soyutlanmaya dönük bir tevhidi mesaj değil şirk toplumunun bizzat içinde kendi olarak yürütülen bir tevhidi tebliğ ve davet icra edilmiştir. Bizler de toplumumuzun bir ferdi olarak tevhid mesajının netliğiyle içerisine doğduğumuz toplumun içerisinde var olabilmeliyiz.

Programı soruların cevaplandırılmasıyla sona erdi.

Önceki ve Sonraki Haberler