Mustafa Eğilli Ümraniye’de Gündemi Değerlendirdi

Mustafa Eğilli Ümraniye’de Gündemi Değerlendirdi

Özgür-Der Ümraniye Şubesi’nin aylık periyotlarda düzenlediği gündem değerlendirmesi konferansları devam ediyor.

2009-2010 faaliyet döneminin sonuncusunun 10 Mayıs Pazartesi akşamı dernek binasında gerçekleştirildiği konferansa Mustafa Eğilli konuşmacı olarak katıldı. Kenan Levent'in başkanlık ettiği programda ağırlıklı olarak CHP lideri Deniz Baykal'ın istifası ve Siyonist İsrail tarafından tutuklanan İzzettin Şahin gündemleri tartışıldı. Yanı sıra Ergenekon süreci, AK Parti hükümetinin anayasa açılımı ve Türkiye'nin iç ve dış politikasına yönelik de ara değerlendirmelerde bulunuldu.

Baykal'ın İstifası

Baykal'ın istifasına yol açan olayı "açık bir operasyon" olarak nitelendiren Mustafa Eğilli, "Operasyonun arkasında kim/ler var?" sorusunun önemli olduğunu söyledi. Soruya yönelik olarak verilen cevaplarda AK Parti hükümeti, Fethullah Gülen cemaati, Ergenekon ve uluslar arası güçler şıkları üzerinde durulduğunu belirten Eğilli, kendisinin de bu şıklar arasında Ergenekon şıkkına itibar ettiğini kaydederek muhtemelen Ergenekon'un Deniz Baykal'ı kullandığını ve onunla artık yürünemeyeceğine kanaat getirince de tasfiye sürecini başlattığını söyledi.

Diğer yandan her ne kadar istifa etmiş görünse de Baykal'ın imaj yenileyerek geri dönme ihtimalinin de bulunduğunu belirten Eğilli, sonuç olarak Baykal olayının ve istifasının mahiyet itibariyle tam olarak bilinmese de önemli olduğunu ve bunun kısa ve orta vadede yansımalarını göstererek daha bir belirginlik kazanacağını söyledi. Eğilli, bunun Ergenekon'un bir karşı atağı olarak da düşünülebileceğini ifade ederek Ergenekon'un kolay kolay teslim olmayacağını, kısa vadede tasfiyesinin mümkün olmadığını ve dolayısıyla operasyonların ve karşılıklı çatışmaların sürdüğüne dikkat çekerek "Ergenekon'un karşı operasyonları var ve bunlar muhtemelen referanduma koşut olarak daha bir belirginlik kazanacaktır." dedi.

İzzet Şahin Olayı

İkinci bir gündem maddesi olarak İzzet Şahin olayı üzerinde duran Mustafa Eğilli, tutuklama ya da gözaltı değil düpedüz bir rehin alma olarak nitelendirdiği bu olayın Gazze'ye yardımın gündemde olduğu bir sürece denk gelmesine dikkat çekerek bunun yardımın arkasında TC hükümetinin bulunduğu düşüncesiyle hükümete yönelik açık bir gözdağı olduğunu söyledi.

"Terör örgütüne üyelik" suçlamasının ise alışılagelmiş klişe bir bahane ve saçmalık olduğunu ifade eden Eğilli, asıl amacın 1- TC ve hükümete mesaj, 2-İHH'yı tehdit, 3-yardımı engelleme olarak vurdu. Eğilli, İsrail'in bu korsan girişimle adeta "Gelirseniz vururuz!" mesajını iletmek istediğini söyledi.

Buradan hareketle Gazze yardım gemisi projesinin stratejik önemine de dikkat çeken Eğilli şunları kaydetti: "Bir önceki karayolundan geçen yardım konvoyuna oranla deniz yolu daha avantajlı. Zira deniz yolu izne bağlı değil. Gazze sınırı İsrail'in gayrı hukuki denetimi altında. Eğer bu başarılırsa ciddi bir zafer olur. Hatta ambargo delinir."

İnsan taşıyan gemilerin olmasa da yardım malzemeleri yüklü gemilerin vurulma olasılığının muhtemel riskler arasında bulunduğunu kaydeden Eğilli, yine de İsrail'in AK Parti hükümetinin desteğinin farkında olduğunu ve dolayısıyla hükümetin desteğini özellikle de İzzet Şahin üzerinden pekiştirmesi takdirde bu riskin aza indirilebileceğini söyledi. Ayrıca Eğilli olası bir saldırının Türkiye'nin elini güçlendireceğini de sözlerine ekleyerek bu durumda oluşacak krizden uluslar arası planda İsrail'in zararlı çıkacağını ifade etti.

Verilen araya müteakip devam eden konferansta dinleyicilerin de katılımıyla dış politika bağlamında İsrail'in sıkışmışlığı, FKÖ'nün son zamanlardaki politikalarının Filistin iç siyasetine ve Filistin yanlısı ülkelere yönelik olumsuz yansımaları, Hizbullah'ın silahsızlandırılması olasılığı ve muhtemel sonuçları, İsrail'in Suriye'ye saldırma olasılığı; AK Parti hükümetinin Filistin politikasında belirleyici olan amaç ve ilkeler vb. gündemler etrafında kısa değerlendirmelerde bulunuldu. Yanı sıra iç gelişmeler bağlamında Mustazaf-Der'in kapatılması ve Toplum-Der'e yönelik yapılan baskının da konuşulduğu programda bu operasyonların Kürt açılımında oturduğu yer ve doğuracağı muhtemel sonuçlar üzerinde duruldu.

Haber: Haşim Ay

Önceki ve Sonraki Haberler