Beykoz’da Sağ-Sol Sapma Konusu Tartışıldı

Beykoz’da Sağ-Sol Sapma Konusu Tartışıldı

Özgür-Der Beykoz Şubesi'nde "Sağ-Sol Sapmalar Karşısında Vasat Yol" konusu Musa Üzer'in sunumu ile gerçekleştirildi.

Özgür-Der Beykoz Şubesi, her ay düzenlediği seminerlerinde bu ay “Sağ-Sol Sapmalar Karşısında Vasat Yol” konusunu işledi. Özgür-Der Genel Sekreteri Musa Üzer'in konuşmacı olarak katıldığı seminerde dünden bugüne Müslümanlarda ortaya çıkan sapmalar somut örnekler üzerinden tartışıldı.

Konuşmasına sapma olayının hem ideolojik hem de pratik alanda kendini gösterdiği tespitiyle başlayan Musa Üzer, sapma olayının en önemli nedenleri arasında yenilgi, başarısızlık, mücadeleyi yürütememe, örgütsüzlük ya da zayıf örgütlülük, sistemin güçlü olması, modern ve postmodern paradigmanın güçlü olması gibi unsurların sayılabileceğini ifade etti. Üzer, Türkiyeli Müslümanların dört başı mamur bir siyasal-sosyal usule ve en önemlisi istikrarlı örnekliğe sahip olamamalarının sapma olayının en başta gelen nedenleri arasında sayılması gerektiğini söyledi.

Sapma olayının çok fazla yaşanmasının nedenleri arasında; İslamcılığın yükselişte olduğu zamanlar da dahil olmak üzere siyasal-sosyal olayları dününü-bugününü-yarınını analiz etmede Müslümanların farklı ideolojilerden etkilendiğini belirten Musa Üzer, 80’lerde radikallik adına soldan etkilenme yaygın iken 28 Şubat sürecinden sonra toplumsal gerçeklik adına liberal dalgadan etkilenmenin yaygınlaştığını ifade etti.

Üzer konuşmasında Sol ve liberal sapmaya karşı özellikle liberal sapmaya karşı duyarlı olan “tevhidi duyarlılığı” olan bazı kesimlerin de siyasal-sosyal olaylara ilişkin yaklaşım, tez, örnekleri genel de sol ve ulusalcı kesimden aldığını belirtti. Suriye intifadası örneğini veren Üzer, sol düşünceden etkilenen kesimlerin yeni kapitalist pazar ve emperyalizmin bölgeyi ve Suriye’yi yeniden dizayn ettiği tezine inanarak Suriye intifadası konusunda pasif duruma düştüklerini vurguladı.

Siyasal-sosyal olayların emperyalist güçler tarafından planlandığı, belirlendiği anlayışı, izah edilemeyen, siyasal olarak nüfuz edilemeyen toplumsal hareketlerde belirginleşen komploculuk hastalığı, siyasal-sosyal olayın öznesi durumundaki İslami bir grubu, çevreyi ya da kişiyi emperyalizmle ilişkilendirme, işbirlikçi görme tavrı ki genel toplamda bütün renkleriyle Müslümanların emperyalizmin uşağı olduğu yaklaşımını barındırıyor, Yeşil Kuşak-Ilımlı İslam iddiaları, sadece ABD’yi emperyalist görmek, Rusya ve Çin’i özellikle gözden kaçırma gibi örnekler üzerinden Musa Üzer sol sapma konusunu açıkladı. Üzer, lümpen karakterli bazı küçük çevrelerde ise iflas etmiş ve bugün için hiçbir anlam ifade etmeyen Marksizmin 1 Mayıs eylemleri, sermaye merkezli kapitalizm eleştirisi gibi durumlarına teveccüh etmenin de sol sapma kategorisi içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Çin kapitalizmine değinmeyen, Kemalist vesayet bitti masalına inanmanın da sol propagandanın yansıması olduğunu ifade etti. Sol sapmanın AK Parti’yi değerlendirirken de abartılı, insaf ve gerçeklikten uzak yaklaşımlar barındırdığını söyleyen Üzer, Kürt Sorunu, Alevilik, zorunlu din dersleri, Sivas davası, Suriye intifadası gibi konularda da benzer durumların yaşandığını söylerken açık ya da örtülü bir şekilde tarihselciliğin de bir yöntem olarak kullanıldığını vurguladı.

Sağ sapmanın ise özellikle liberalizm çerçevesinde değerlendirilmesinin daha doğru olacağını belirten Musa Üzer, 1980’lerde bu sapmanın etkisinin az olduğunu ama 90’ların başından itibaren özellikle de 28 Şubat sürecinden sonra bu yaygınlaştığını vurguladı. Üzer, en önemli sapmanın siyasal-toplumsal değişim talebinden vazgeçme ve toplum mühendisliğine karşıtlıktan neşet eden değiştirme-dönüştürme çabalarına istihza ile yaklaşmanın olduğunu söyledi. Cemaat ya da hareket yerine sivil toplumcu, aydın öykünmesi perspektifle STK tarzı örgütlenmenin yaygınlaştığını belirten Üzer özgürlük anlayışında liberal sapmanın güçlü bir şekilde yaşandığını dile getirdi. Mümin şahsiyet yerine birey merkezli anlayışın hakim olmaya başladığını somut örnekler üzerinden tartışan Üzer, bu durumun önemli bir sapma olduğunu belirtti. Cemaat ilişkisi içerisinde yapılıp edilenlerin bir kısmının terk edilerek batılı paradigma içerisinde oluşturulmuş olan kişisel gelişim çalışmalarının merkeze alındığını söyledi.

Musa Üzer, gerilim ve çatışma barındıran unsurlardan, alanlardan bilinçli bir kaçışın görüldüğü liberal sapmanın yaşandığı çevrelerde, Din dersleri, anayasa, Kürt Sorunu, Sivas olayları gibi konularda liberal bakış açısıyla hareket etmenin, Alevi-sol-Kemalist tezleri hakikatin yansıması gibi kabul etmenin, Müslümanları yüzleşme ve özre davet ederek tutarlılık testi uygulama kompleksinin özellikle de kendilerini aydın, yazar gören çevrelerde yaşandığını söyledi.

Sol sapma olayında olduğu gibi sağ sapmada da Kemalizm’e eleştirinin olmadığını olduğu zaman da liberal bakış açısıyla yapıldığını belirten Üzer, Kemalizm’in İslam karşıtlığı meselesinin bilinçli olarak atlandığını belirtti. Sağ sapmanın yaşandığı çevre ve kişilerde de düzenle uyumlu bir süreç içerisine girilmesine rağmen siyasal-sosyal olayları izah etmede anakronik bir şekilde çoğu zaman sol sapmanın tezlerinin kullanıldığını belirten Üzer, bu durumun da fazlasıyla karışık bir tablo ortaya çıkardığını söyledi. Üzer, abartılı AK Parti hayranlığının olduğu sağ sapmada pratikte ise birçok meselede AK Partinin gerisinde bir performansı ortaya koyduklarını söyledi.

Sağ sapmanın liberal değerleri insanlığın tekamülünün geldiği son nokta olarak gördüğünü söyleyen Musa Üzer, muhafazakâr ve demokrat vurgulara ideal anlamlar yüklenerek, ortak iyi söylemi ve muğlak bir adalet söylemiyle İslam’ın devlet talebine karşı çıkıldığını belirtirken meşruiyet tanımlamasında farklılıkların yaşandığını ve tarihselcilik ideolojisinin de merkeze alındığını söyledi. Sağ sapmanın yaşandığı çevrelerde siyasal-sosyal sorumluluktan kaçınırken yerine yardım dernekleri faaliyetinin ikame edildiğini belirten Üzer buna rağmen, Türkiye’de yaşanan haksızlıklara, çelişkilere ise duyarsız kalındığını ifade etti.

Sağ ve sol sapmanın ikisinin de Müslümanları ve İslami mücadeleyi asıl mecrasından saptırdığını belirten Musa Üzer, bu durumu minimize etmek için bilgi, bilinç, örgütlülük, mücadele, eleştiri-özeleştiriye açık olma, emri bil maruf nehyi anil münker ilişkisi içerisinde olmanın gerekli olduğunu vurguladı.

Haksöz Haber

fotograf.jpg 

Önceki ve Sonraki Haberler