Özgür-Der Hürriyet'te Tenzih Akidesi Semineri

Özgür-Der Hürriyet'te Tenzih Akidesi Semineri

Özgür-Der Hürriyet Temsilciliğinde bu hafta “Tenzih Akidesi” işlendi.

Tenzih Akidesini M. Şirin ORUÇ tebliğ etti.

“Tenzih” kelimesinin anlamından hareketle M. Şirin Oruç sunumuna özetle şunlara değindi.

Tenzih; kelime olarak temiz tutmak anlamına gelir. Allah'ı yaratılmışlarda rastlanan bütün kusurlardan, kirliliklerden uzak tutmaktır. Allah’ı gereği gibi tanımak ve gereği gibi tüm eksikliklerden ve kusurlardan beri tutmanın nasıl olacağını yine Yüce Allahtan öğrenmekteyiz. İlahi mesajla olan alakamız Allah’la olan irtibatımızı belirlemektedir.

Hayatın her alanında uyulması gereken kural ve kaideleri belirleyen Allah insana çok yakındır. Ayette “şah damarından daha yakın” olarak ifade etmektedir. Allah’ı kendine yakın görmeyenler Allah’ı tenzih edemeyecekler. Hayat alanlarını parçalayıp ve bu alanlardan Allah uzak görenler tevhid akidesini zedelediklerinden inançlarına zulmü bulaştırmışlardır. Kamusal alan gibi alanlarda Allahı uzak görmek ve Allah’ın emirlerini bu alanlarda yasaklamak zulümdür, akidevi bir konu olduğundan meselenin ciddiyeti anlaşılmalıdır.

Tenzih üç boyutludur. 1- Allahın zatını tenzih etme: Tevhid'in temel ilkesi, Soyut ve somut hiçbir varlığı Allah'ın zatı ile benzerliğe sokmamaktır. 

2- Allahın sıfatlarını tenzih etme: "Kötü nitelemeler Ahiret'e inanmayanlara yakışır. En yüce nitelemeler ise Allah'a. O, saygındır, hakimdir." (16/Nahl, 60).

 3- Allahın fiillerini tenzih etme: "(Hesap Günü) başınıza gelecek her felaket kendi ellerinizle yapıp ettiklerinizin bir ürünü olacaktır. Bununla beraber Allah çok bağışlayıcıdır." (42/Şura, 30).

Tarih içerisinde Tenzih Akidesinden sapanlar olmuştur. İlahı mesajla muhatap olanlar süreç içerisinde Allahı gereği gibi tenzih etmediklerinden dolayı inançlarında sapmalar yaşamışlardır. Sonuç olarak tedavisi mümkün olmayan boyutta inançlarında bozulmalar olmuştur. Kuran önceki ümmetleri, özellikle Yahudi ve Hıristiyanları örnek verirken Müslümanlarında böyle bir akıbete uğramamaları içindir.

" Dünyanın ayartıcı fitnelerine kanmak " biz müminler için de geçerlidir. O yüzden 'Şeytanın başımıza örmek istediği çoraplar'a karşı bizleri uyarıp, Vahiy yolu ile Tevhidi Şuur kazandıran Rabbimiz, Kur'an-ı Mubin'de mücadele yöntemlerini beyan etmektedir. Din'in itikadını ve onunla beraber nur saçan davranış modellerini terk etmek, önceki peygamberlerin ümmetleri için söz konusu olduğu gibi bizler için de muhtemeldir. “ (Fevzi Zülaloğlu)

Sonuç Olarak

Allah, tüm noksan sıfatlarla anılmaktan berîdir. Rabbimiz ile olan ilişkilerimizi " kulluk bilinci" temelinde kurmalı, O'nun yol gösterici ışıklarına gözümüzü ve gönlümüzü çevirmeliyiz.

Amellerimizin kendisi ile anlam kazandığı akidemizi zulümlerden arındırmalıyız. Biz Yahudi ve Hristiyanlar'ın durumuna düşmemeliyiz.

Eğer Ehl-i Kitab'la menfi benzerliklerimiz varsa onları ıslah etmeliyiz. "Rabbimizle olan Misakımız" a halel getirebilecek düşünce ve davranışlardan uzak durmalıyız.

Önceki ve Sonraki Haberler