Hz. Lut ve Firavun'un Hanımları

Hz. Lut ve Firavun'un Hanımları

Özgür-Der Akhisar Temsilciliğinde "Hz. Lut'un Hanımı - Firavunun Hanımı" başlıklı seminer Cemile Öz'ün sunumuyla yapıldı.

Özgür-Der Akhisar Temsilciliğinde düzenlenen seminer programlarının bu dönemki son programı olan "Hz.Lut'un hanımı - Firavunun hanımı" başlığını taşıyan seminer, Akhisar'dan Cemile Öz'ün sunumuyla gerçekleştirildi.

"Kur ' an iki dini ve ahlaki değere dayanır . Bunlar da iman ve küfürdür . Kur'an'ın kullandığı diğer tüm ahlaki terimler, bu iki kavram etrafında dönmektedir. Bu iki inanış biçiminin, kültürel, ahlaki, psikolojik, ekonomik ve ilahi nedenleri vardır ." diyerek konuya giriş yapan ve konuşmasının devamında bu nedenler üzerinde kısaca duran Öz, daha sonra sunumunda özetle şunları anlattı:

Hz. Lut'un karısının helakı:

(Elçiler) Dediler ki: "Ey Lut, biz rabbinin elçileriyiz. Onlar sana kesin olarak ulaşamazlar. Gecenin bir parçasında ailenle birlikte yürü. Sakın, hiçbiriniz dönüp arkasına bakmasın; fakat senin karın başka. Çünkü onlara isabet edecek olan, ona da isabet edecektir. Onlara vaadolunan (azab) sabah vaktidir. Sabah da yakın değil mi ?"( Hud, 81)

Ayette belirtilen önemli bir gerçek, Hz. Lut'un eşinin de helak edilecek kavme dahil olmasıdır. O, Hz. Lut gibi Allah'ın alemlere üstün kıldığı, peygamberlik makamıyla onurlandırdığı kıymetli bir kulunun hanımı olmuş, ancak bir nimet ve şeref olan bu sıfat ona (samimiyetsizliği ve inkarı yüzünden) bir şey kazandırmamıştır.

Hz. Lut'un hanımının bu şekilde helak edilmesi, Allah'ın 'seçkin ve hayırlı' kimseler kıldığı peygamberlerin yakını olma veya onların soyundan gelme gibi bağların insanlara ahiret azabından yana bir ayrıcalık sağlamayacağını göstermektedir. Bir insanın kurtuluşa ulaşması, o kişinin Allah' olan derin imanı, teslimiyeti, itaati ve Allah'tan şiddetle korkup sakınmasıyla ilgilidir.

Eğer kişinin kalbinde böyle samimi bir iman yoksa, Allah'ın elçilerinin en yakını dahi olsa , hiç kimse için kurtuluş yoktur.

Hatta, Allah'ın elçilerinin yakınında olup, onun eğitimini alıp, yine de inkar etmesi , o kişinin Allah katında sorumluluğunu daha da artırabilir.

Nitekim Allah Kur'an'da peygamberlerin hanımları hakkında şöyle buyurmaktadır:

"Ey Peygamberin kadınları, sizden kim açık bir çirkin-utanmazlıkta bulunursa, onun azabı iki kat olarak artırılır. Bu da Allah'a göre pek kolaydır. Ama sizden kim Allah' a ve Resulüne gönülden itaat eder ve salih bir amelde bulunursa, ona ecrini iki kat veririz."

Rabbimiz bu konuda Hz. Lut'un ve Hz. Nuh'un inkarcı hanımlarını bizlere ibret olarak vermektedir. Ayette ayrıca Firavunun iman eden hanımı da samimiyeti, Allah korkusu ve içten duasıyla çok güzel bir örnek olarak haber verilmektedir:

"Allah, inkar edenlere, Nuh'un eşini ve Lut'un eşini örnek verdi. İkisi de kullarımızdan iki salih kişinin nikahı altındaydı; ancak onlara ihanet ettiler. Bundan dolayı , (kocaları) kendilerine Allah'tan gelen hiçbir şeyle yarar sağlamadılar. İkisine de: 'Ateşe diğer girenlerle beraber girin' denildi. Allah, iman edenlere de Firavunun karısını örnek verdi. Hani demişti ki : 'Rabbim bana kendi katında, cennette bir ev yap; beni Firavundan ve onun yaptıklarından kurtar ve beni o zalimler topluluğundan da kurtar." (Tahrim 10-11)

Bir zalimin eşi olan Hz . Asiye Kur'an'da müjdelenen ve mümin kadınlara örnek gösterilen iki isimden biridir. Firavunun zorbalıklarının farkında ve çözümsüz iken Musa'yı kucağında büyütmüş, sonra da ona vahyedilene iman etmiştir. Kocası bunu öğrenince, önce onu inancından vazgeçirmeye çalıştı; onu caydırabilmek için her yolu denedi, her hileye başvurdu.

Hz. Asiye ise bütün dünya saltanatını ayakları altına aldı ve yalnızca Allah'ın rızasını istedi. Firavunun küfründen, zulmünden yüz çevirmişti. Allah'a kendisini Firavundan ve ona tabi olanlardan kurtarması için yalvarmıştı.

Ayetlerdeki bu ifadeler, bize kadının şahsiyeti, davranışlarındaki bağımsızlığı ve bu davranışlardan doğacak neticelerin sorumluluğunu taşıma noktasındaki yetkinliği açısından bir telkinde bulunur.

Rivayetlere göre Hz. Asiye imanından dönmediği için işkence görmüş ve neticede şehid olmuştur. Gerçek kurtuluş, küfürden kurtuluştur."

Seminer programı dinleyenlerinin katkılarının ardından sona erdi.  

Önceki ve Sonraki Haberler