''Söz Söylemek ve Doğru Sözlü Olmak''

''Söz Söylemek ve Doğru Sözlü Olmak''

Akhisar Özgür-Der temsilciliğinde düzenlenen seminer programında son konuk Akhisar'dan İsmail Kobak oldu.

''Söz Söylemek ve Doğru Sözlü Olmak'' başlıklı konuyu anlatan İsmail Kobak konuşmasına sözlerin en güzelinin ilahi vahiy olduğunu belirterek başladı.Vahyin indiği toplumda şiire ve güzel söz söylemeye önem verildiğini anlatan Kobak Kur'an'ında icazıyla çok etkileyici olduğunu hatırlattı.Konu Hakkında özetle Kobak şunları anlattı:

Biz insanoğlunu, gerçek manada insan yapan, bizleri güzelleştirip değerli kılan ve öteki canlılardan ayıran özelliklerin başında söz söyleme yeteneği gelir. Bizler, çoğu zaman öneminin bile farkında olmadığımız bu nimetlerle ilgili olarak Yüce Rabbimiz ayette:

"Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden gönül kırma gelen bir sadakadan daha hayırlıdır. Allah her bakımdan sınırsız zengindir, halimdir." (Bakara, 2/263.) buyurarak, güzel söz ve bağışlanmanın, peşinden gönül kırma ile gelen sadakadan daha hayırlı olduğuna vurgu yapmaktadır.

Dilin öyle özelliği var ki, yeri gelince dostlukları bitirir, yeri gelince nice düşmanlıkları izale edip, gönülleri fetheder. "Yumuşak sözler taş kalplere bile tesir eder.", sözü bu gerçeği ne güzel ifade eder. Güzel bir söz neler yapmaz, kalplerin yaralarını sarar, kalpleri hoşnutluk ve güler yüzlülük, kardeşlik duygularıyla doldurur. Bunun yanında ayette birlikte zikredilen bağışlanma da ruhların kinlerini temizler, yerine kardeşlik ve doğruluğu yerleştirir.

İnsanoğlunun kul olarak sorumlu olduğu şeylerden birisi, şüphesiz ki güzel ahlaktır. Güzel ahlakın da çekirdeğini "güzel söz söylemek" oluşturmaktadır. Bu konuda Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyrulmaktadır:

"Hani biz İsrail oğullarından; 'Allah'tan başkasına ibadet etmeyeceksiniz, anne-babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz, herkese güzel söz söyleyeceksiniz, namazı kılacaksınız ve zekâtı vereceksiniz' diye söz almıştık. Sonra pek azınız hariç, yüz çevirerek sözünüzden döndünüz." (Bakara, 2/83.) Bu ayetle beraber Allah ( c.c), insani bir vasıf olarak, herkese güzel söz söylemeyi emretmektedir.

Güzel ahlak sahibi olma ve İslam adabı vasfının gereği olarak bizler, tatlı konuşmak, güler yüzlü olmak durumundayız. Zira Sevgili Peygamberimiz de: "Güzel söz sadakadır." (Buharî, Edeb, 34.) buyurmaktadır. Dolayısıyla güzel söz, sahibini Allah'ın rızasına kavuşturan, nimet içerisinde bırakan fazilet ve iyiliklerdendir. Zira Kur'an-ı Kerim'de: "Güzel sözler ancak ona yükselir, salih ameli de güzel sözler yükseltir." (Fatır, 35/10.) buyrulmaktadır. Yüce Rabbimizin bu emri gereği, güzel sözler O'nun katına yükselecek ve vakt-i merhunda mükâfat olarak bize dönecektir.

Güzel söz söylemenin zıddı, çirkin, kötü ve kem sözdür. Kur'an-ı Kerim'de bu konuyla ilgili bir benzetme yapılır:

"Görmedin mi, Allah güzel bir sözü nasıl misal getirdi? (güzel bir söz) kökü sağlam, dalları göğe yükselen bir ağaç gibidir. Bu ağaç Rabbinin izniyle her zaman meyvesini verir. Öğüt alsınlar diye Allah insanlara misaller getirir. Kötü bir sözün durumu da; yerden koparılmış, ayakta durma imkânı olmayan kötü bir ağacın durumu gibidir" (İbrahim, 14/24-26.) Burada hakkı temsil eden güzel ağacın iki temel özelliğinin olduğunu görmekteyiz. Birinci özellik sağlam olması, diğer özellik de verimli olmasıdır. Bu ağaç sağlamdır ve en şiddetli rüzgârlar karşısında bile sarsılmaz ve yıkılmaz, çünkü kökleri sağlamdır ve yerin derinliklerindedir. Meyveleri boldur. Çirkini ve batılı temsil eden ağaç ise; kökleri sağlam olmayıp, yerin üzerinde olduğu için temeli sağlam değildir. İyinin yanında kötünün durumu da böyledir. Hafif bir durumda gidici olmaya, savrulmaya müsaittir. Bütün peygamberler ise, güzel sözü temsil eden, ayetteki "hoş ağacın" en güzel örnekliğini teşkil ederler

"Görmedin mi, Allah güzel bir sözü nasıl misal getirdi? (güzel bir söz) kökü sağlam, dalları göğe yükselen bir ağaç gibidir. Bu ağaç Rabbinin izniyle her zaman meyvesini verir. Öğüt alsınlar diye Allah insanlara misaller getirir. Kötü bir sözün durumu da; yerden koparılmış, ayakta durma imkânı olmayan kötü bir ağacın durumu gibidir" (İbrahim, 14/24-26.) Burada hakkı temsil eden güzel ağacın iki temel özelliğinin olduğunu görmekteyiz. Birinci özellik sağlam olması, diğer özellik de verimli olmasıdır. Bu ağaç sağlamdır ve en şiddetli rüzgârlar karşısında bile sarsılmaz ve yıkılmaz, çünkü kökleri sağlamdır ve yerin derinliklerindedir. Meyveleri boldur. Çirkini ve batılı temsil eden ağaç ise; kökleri sağlam olmayıp, yerin üzerinde olduğu için temeli sağlam değildir. İyinin yanında kötünün durumu da böyledir. Hafif bir durumda gidici olmaya, savrulmaya müsaittir. Bütün peygamberler ise, güzel sözü temsil eden, ayetteki "hoş ağacın" en güzel örnekliğini teşkil ederler.Sonuç olarak müminlerin söylemlerine, konuşurken kullandıkları kelimelere son derece itina etmeleri ve güzel söz söylemenin Allah'ın bir emri olduğunu unutmamaları gerekir.

bni Mes'ûd (ra)'dan rivayet edildiğine göre Nebi (sav) şöyle buyurmuştur:

"Doğruluk, iyiliğe götürür. İyilik de cennete götürür. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında "sıddîk (çok dürüst)" olarak yazılır. Yalan ise, kötülüğe götürür. Kötülük de cehenneme götürür. Kişi yalan söyleye söyleye Allah katında "kezzab (çok yalancı)" olarak yazılır." (Buhârî ve Müslim)

Yüce Allah biz Müslümanlara 'doğru sözlü' olmamızı emreder. Doğruluk İslam'ın şiarlarından ve en önemli emirlerinden birisidir. İnsan doğru söylemeyi alışkanlık haline getirir ise sonuçta sadıklardan olur.

Yalancılık ise kesinlikle yasaklanmış bir kötü karakterdir. Yalan söylemeye başlayan kişi, bunu alışkanlık haline getirir. Artık yalan onun için normal hale gelir. Yüce Allah da onu 'çok yalancı' diye kayda geçirir.

Doğru sözlü olanı herkes sever, onunla arkadaş olmak ister. Yalancıdan da herkes nefret eder ve uzaklaşır, dostsuz kalır. Ona ancak bir başka yalancı dostluk eder. Dostu yalancı olanların vay haline…

İslam davetçilerinin en büyük görevleri, insanlara doğruları ulaştırmak ve onları İslam'a davet etmek olunca, doğruluk, onun için birinci derecede özellik olacaktır.Zira yalancı bir davetçiye kimse inanmaz, kimseyi ikna edemez, kimse üzerinde etkili olamaz. İslam davetçilerinin ilk özelliği doğruluk ve dürüstlük olmalıdır.

Seminer yapılan katkılardan sonra sona erdi.

ismail_kobak-20150316-02.jpg

Önceki ve Sonraki Haberler