
Siyonist vahşete Amasya halkı sessiz kalmadı
Amasya Gönüllü Kuruluşlar Birliği Platformu'nun çağrısıyla Siyonist çetenin ateşkesi sona erdiren saldırıları lanetlendi.
Amasya Gönüllü Kuruluşlar Birliği Platformu Zalim Siyonistlerin katil ABD ortaklığıyla sahur vaktinde sivillere yönelik saldırısı sonrası yüzlerce Filistinli kardeşlerimizin hunharca katledilmesi üzerine Sultan Bayezit Camiinde kılınan teravih namazından sonra cami önünde basın açıklaması ve dua programı gerçekleştirdi.
Tekbirlerin ve tevhidlerin dışında "Gazze'ye Selam Direnişe Devam, Amasya’dan Gazze'ye Direnişe Bin Selam, Mescid-i Aksa Onurumuzdur, Kahrolsun İsrail, Kahrolsun Amerika, Oluk Oluk Kan Aksa Kurtulacak el-Aksa” gibi sloganların atıldığı basın açıklamasının açılış konuşmasını yapan Amasya İHH Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Akgül, yaşanan katliamın yürekleri dağladığını ancak İslam ümmetinin onurunu ayakta tutan Gazze halkına karşı tüm Müslümanların sorumluluk hissetmeleri gerektiğini ifade etti.
Çanakkale’den Gazze’ye Uzanan Direniş Hattına Sahip Çıkmalıyız
Bugün İslam'ın ve ümmetin onuru için canlarını ortaya koyan Gazze halkının yanında olmak gerektiğini vurgulayan Akgül:” Bundan 100 küsur yıl önce İslam’ın izzeti için Çanakkale’ye Gazze’den, Hama’dan, Humus’tan, Halep’ten ve dünyanın her yerinden müslümanlar gelerek canlarını nasıl feda ettiyse bugün bizler de İslam ve Mescid-i Aksa için canlarını ortaya koyan, tüm dünyaya İslam’ın izzetini yayan Gazze halkının yanında olmalıyız. Bu direnişe dualarımızla, boykotumuzla, eylemlerimizle destek vermeliyiz.” dedi.
Filistin’in Müdafaası, Yalnızca Filistinlilerin Değil, Tüm Müslümanların Görevidir
Amasya Diyanet-Sen Şube Başkanı Mehmet Topal tarafından okunan basın açıklamasında Zalim İsrail’in yaptığı katliamların suç ortağının ABD olduğunu belirterek: ' Bu zulüm karşısında İslam ümmetinin sorumluluğu açıktır: Filistin’in müdafaası, yalnızca Filistinlilerin değil, tüm Müslümanların görevidir. Müslüman yöneticiler ve halklar, Gazze’ye siyasi, askeri, ekonomik ve insani her türlü desteği vermekle mükelleftir. Gençler, işgalcinin ve onun destekçilerinin çıkarlarına darbe vuracak eylemlerle zulme karşı koymalıdır.” dedi.
Boykot Müslümanların En Büyük Silahıdır
Müslüman âlimlerin, minberlerini Gazze’nin sesi yapması, ümmeti uyandırması ve sessiz kalan yöneticileri, zalimleri ve işbirlikçileri ifşa etmesi gerektiğini belirten Topal: “Bu katliamlar karşısında en büyük silahımız hiç şüphesiz boykottur. Ateşkes döneminde boykot gündemden düştü. Oysa zalim Siyonistler katliamdan vazgeçmediler. Bize düşen en önemli sorumluluklardan biri de boykotu gündemden düşürmemektir. Bu zalimlere aldığımız ürünlerle destek olmamalı ve tuttuğumuz oruçları ziyan etmemeliyiz.” dedi.
Basın açıklaması Zalim İsrail saldırılarında şehit olan kardeşlerimiz ve tüm mazlumların kurtuluşu için Amasya İl Müftülüğü Vaizi Mevlana Taşkaya tarafından yapılan dua ile son buldu.
Basın Açıklaması Tam Metni:
Siyonist İsrail ve Katil ABD Yaptıklarının Hesabını Verecek
19 Ocak tarihinde 16 aylık katliamlarını sonlandırmak zorunda kalan Siyonist işgal rejimi direniş karşısında büyük bir çıkmaza girdi. Emperyalistlerin desteğiyle gerçekleştirdiği katliamlarla Filistinli Müslümanları sindirmeyi başaramayan işgal çetesi, baskılara dayanamayarak imzaladığı ateşkesle tarihindeki en büyük hezimeti tescilledi.
Son 15 gündür Gazze’ye insani yardım girişini engelleyen işgalciler Gazze Şeridi'ne son 6 saatte düzenlediği saldırılarla ateşkesi sona erdirdi. Saldırılarda şehit ve kaybolanların sayısı 350'yi aştı. Okul ve hastaneleri bombalayarak 2 ay ara verdiği vahşetini sürdüren siyonistlerin acelesi çaresizliklerinin dışavurumundan ibarettir. Gazze halkının ateşkes kararı sonrasında mücahitlere yönelik desteği ve esir takasındaki zafer görüntüleri, kimin galip kimin mağlup olduğunu tüm dünyaya göstermişti.
Siyonistlerin ateşkesi çiğnemeleri Müslümanlar açısından oldukça tanıdık bir duruma işaret ediyor. Her toplum tarihi yükümlülüklerine göre hareket ederken Yahudilerin imzaladıkları anlaşmalara sadakat konusunda hiçbir hassasiyeti olmadığını unutmamak gerek. Beni Kaynuka, Beni Nadir ve Beni Kurayza’nın Medine’de farklı zamanlarda Allah Resulü’ne (sav) verdikleri sözleri tutmamaları Müslümanların hafızalarındaki yerini koruyor.
Siyonist çete de atalarının tarihi sorumluluğunu yerine getirerek o dönem Mekkeli müşriklere nasıl güveniyorlarsa şimdi de emperyalist ABD’nin desteğine güvenerek katliama girişiyorlar. Ramazan ayında başlatılan saldırılar siyonistlerin azabını artırmaktan başka bir şeye yaramayacaktır. Enfal Suresi’nde ahdini bozanların akıbetine dikkat çekilmektedir:
Allah katında canlıların en kötüsü, inkâr eden ve bir daha da imana gelmeyenlerdir; Kendileriyle antlaşma yapıldığı halde, her defasında Allah’tan korkmadan yaptıkları antlaşmayı bozanlardır. Savaş esnasında eline düşerlerse onlara geridekilere ibret olacak şekilde davran ki, belki akıllarını başlarına devşirirler. (Enfal 55-56-57)
Siyonistler tarihi yükümlülüklerini yerine getirirken Müslümanların zulme boyun eğmeden direnişi sürdürmeleri de onların tarihi sorumluluğudur. Zafer, Allah yolunda sabrederek direnenlerin olacaktır.
Siyonist işgalcinin Gazze’ye yönelik yeniden başlattığı barbarca saldırılar, yalnızca Filistin halkına değil, tüm İslam ümmetine ve insanlığın vicdanına meydan okumaktadır. İşgalciler, her zaman olduğu gibi, anlaşmalara sadık kalmamış, ateşkesi bozmuş ve hiçbir gerekçeye ihtiyaç duymadan masum sivilleri hedef almıştır.
Bu zulüm karşısında İslam ümmetinin sorumluluğu açıktır: Filistin’in müdafaası, yalnızca Filistinlilerin değil, tüm Müslümanların görevidir. Müslüman yöneticiler ve halklar, Gazze’ye siyasi, askeri, ekonomik ve insani her türlü desteği vermekle mükelleftir. Gençler, işgalcinin ve onun destekçilerinin çıkarlarına darbe vuracak eylemlerle zulme karşı koymalıdır.
Müslüman âlimler, minberlerini Gazze’nin sesi yapmalı, ümmeti uyandırmalı ve sessiz kalan yöneticileri, zalimleri ve işbirlikçileri ifşa etmelidir. Tarih, bu süreçte kimin zalime destek olduğunu, kimin mazluma sahip çıktığını unutmayacaktır.
Bu katliamlar karşısında en büyük silahımız hiç şüphesiz boykottur. Ateşkes döneminde boykot gündemden düştü. Oysa zalim Siyonistler katliamdan vazgeçmediler. Bize düşen en önemli sorumluluklardan biri de boykotu gündemden düşürmemektir. Bu zalimlere aldığımız ürünlerle destek olmayalım. Tuttuğumuz oruçları ziyan etmeyelim.
Siyonist İsrail ve katil ABD'nin ortak saldırılarında sahurlarını yaparken yanarak şehit edilen 350’nin üzerinde kardeşlerimize, katledilen bebeklere, çocuklara, kadınlara karşı sesimizi yükseltmeliyiz. Bu mübarek ramazan ayında bizlere hayatı zehir eden başta Trump ve Netanyahu olmak üzere tüm zalimlere karşı öfkemizi diri tutmalıyız. Dualarımızı eksik etmeyelim. Meydanları boş bırakmayalım. Çocuklarımıza ve nesillerimize Mescid-i Aksa şuurunu vermeye gayret etmeliyiz.
Gazze halkına sesleniyoruz: Sabır ve direnişiniz, ümmetin onurudur. Allah’ın yardımı sizinle beraberdir. Sizi Rabbimize ve direnişinize olan inancımıza emanet ediyoruz. Zafer, muhakkak ki sabredenlerindir!