Ankara'da Suriye İntifadası Selamlandı

Ankara'da Suriye İntifadası Selamlandı

Ankara Kızılay Güvenpark’ta Suriye İntifadasına destek eylemi düzenlendi.

Ankara Özgür-Der Girişimi ve Suriye Halkıyla Dayanışma Platformu Kızılay Güvenpark’ta Suriye İntifadasının 1. yıldönümü münasebetiyle saat 13.00’te bir protesto eylemi düzenledi.

ÖZGÜR-DER Ankara Girişimi ve Suriye Halkıyla Dayanışma Platformunun yanı sıra İLKAV, MAZLUMDER, ÖZGÜR EĞİTİM-SEN, Genç Birikim Dergisi, 16 Temmuz Gençlik Hareketi ve Köklü Değişim Dergisi’nin destek verdiği programın yönetimini Özgür-Der Ankara Girişimi’nden Halit Çağdaş ile Suriyeli Öğrenciler Birliği’nden Muhammed Mahli yaptı.

Programda sırasıyla Haksöz Dergisi yazarı Hamza Türkmen, Suriyeli Doktor Abdülhakim, MAZLUMDER’den Soner Kartal, İLKAV’dan Emrullah Ayan, ÖZGÜR EĞİTİM-SEN’den Yusuf Tanrıverdi ve 16 Temmuz Gençlik Hareketi’nden Abdullah Can birer konuşma yaptılar. Türkçe ve Arapça olarak okunan basın açıklamasının yanında halen Suriye’de tutuklu bulunan gazeteciler Adem Özköse ve Hamit Coşkun’un yakınları tarafından gönderilen mektup okundu. Şeyho Duman hocanın eşliğinde yapılan duanın ardından basın açıklaması tamamlandı.

İlk konuşmayı Haksöz Dergisi’nden Hamza Türkmen yaptı ve Suriye’deki diktatörlük rejimine karşı başlayan Suriye direnişini, intifadasını 1. yıl dönümünde selamladıklarını söyledi. İHH, Özgür-Der ve diğer İslami kuruluşların gayretiyle aynı anda Türkiye’de 25-30 şehirde meydanlara çıkıldığını ve Türkiye’de Suriye halkıyla gerçekleştirilen dayanışma iradesinin en kısa zamanda tüm Türkiye’ye yayılacağını ve bu dayanışma ruhuyla Suriye Müslümanları ve direnişiyle ilgili kitlesel yardım kampanyaları başlatılabileceğini vurguladı.

Türkmen, Suriye’deki Müslüman direnişçilere fasıkların, zalimlerin, kafirlerin ve gafillerin komplolara dayanan iftiralar attıklarını belirtti. Ve gerek Ortadoğu intifadasının gerek Suriye direnişinin özgünlügünü, Müslüman halkın öz gücüne dayandığını 4 maddede açıkladı. Suriye direnişi ile ilgili haberleri fasıklardan, gafillerden değil, bizzat cephedeki muttaki ve muvahhid direnişçilerden edinmek gerektiğini hatırlattı.

Suriye içinde direnişin sürdüğünü, direniş hattının genişlediğini belirten Türkmen, Suriye Direniş Konseyi’nin Müslüman halkı savunmak için yardıma ihtiyaçlarının olduğunu ve Suriye’de bir yardım koridorunun kurulmasını istediklerini belirtti. Ama Suriyelilerin şeytanlardan, Amerika’dan, NATO’dan değil; Allah’ın izniyle Müslümanlardan yardım istediklerini ve beklediklerini açıkladı. Esed Diktatörlüğü’ne dostluk yapan bugünkü İslami İran’ın Hükümeti’ni ve Hizbullahı ulusal ve mezhebi çıkar ve stratejilere göre değil, ümmetim ortak değerlerine göre hareket etmeye, yanlışlarından dönmeye ve hatalarını ıslah etmeye davet etti. Türkiye Hükümeti’ni de Katil Esed Rejimi’nin Ankara’daki Büyükelçiliği’ni kapatmaya; ve derhal Suriye istihbaratının elinde olan gazeteci Adem Özköse ve Hamit Çoşkun’un serbest bırakılması için Esed’in dostu İran’ı ve Rusya’yı harakete geçirmeye davet etti.

İLKAV Başkanı Emrullah Ayan ise yaptığı konuşmada yaklaşık 50 yıllık Nusayri azınlığa dayalı Arap kavmiyetçisi, İslam düşmanı Baas diktatörlüğünün Müslüman Suriye halkına kan kusturduğunu söyledi. Golan Tepeleri olarak adlandırılan Suriye topraklarını 1967’den buyana İsrail terör devletini işgaline kaptırmasına rağmen, bu topraklarını geri almak için katil Siyonist devlete yönelik hiçbir çaba göstermeyen despot Suriye Baas rejimi, on yıllardır silahlandırdığı ordusunu kendi halkının üzerine sürmekten, tankklarla, ağır silahlarla halkına saldırmaktan utanmamaktadır; geçmişte yaşanan katliamlar sırasında susanlar, bugün tarih ve insanlık önünde sorgulanmakta, ahiretteki hesap da onları beklemektedir ifadelerini kullandı. Ayan “Bizler İLKAV olarak Tunus’tan başlayıp Mısır’a ,Libya’ya Yemen’e, Suriye’ye ,Cezayir’e, Bahreyn’e Ürdün’e, Suudi Arabistan’a ve tüm Ortadoğu’ya yayılan diktatör rejimlere karşı adalet ve özgürlük talepli halk ayaklanmalarını destekliyoruz ancak bir başka taguti rejim olan demokrasiye sığınmak yerine, Kuran’ın aydınlığına sığınmalarını tavsiye ediyoruz.” dedi.

Yaptığı konuşmada “Geçen yüzyılın basında gerçekleşen emperyalist paylaşım savaşından sonra bölgede kurulan devletlerin emperyalistler tarafından dizayn edildiğini kaydeden ÖZGÜR EĞİTİM-SEN Genel Başkanı Yusuf Tanrıverdi: “Bu devletlerin ortak paydası da laik diktatörlüktür. Bu devletler özellikle eğitim sistemini de kendi iktidarlarını sağlamlaştıracak şekilde tasarlamışlardır. Ve Ortadoğu halklarına sizler gericisiniz, sizler akılsızsınız ve kendi kaderinizi kendiniz tayin edemezsiniz diyorlardı. Ancak Ortadoğu halkları kendi kaderlerine sahip çıkmışlar ve bölgedeki diktatörlerin korkulu rüyası haline gelmişlerdir. Direnişi ve değişim hareketini uluslararası emperyalizmin bir projesi, Amerikan projesi olarak sunma çabaları bölgedeki değişime kara çalmaya ve durdurmaya yetmeyecektir” dedi.

“Birinci Yıldönümünde Suriye İntifadasına Bin Selam”, “Dün Hama, Bugün Humus, Katliam Sürüyor Suriye Halkı Direniyor”, “Baas Diktası Yıkılacak, İslami Hareket Kazanacak”, “İnsanlık Onuru Suriye’de Ölmesin”, “Allah’ın Yardımıyla Zafer Yakındır”, “Diktatör Beşşar Esad, Katliam Zulüm Fesat”, “Golon İşgal Altında, Esad’ın Tankları Dera’da Hama’da Humus’ta” pankart ve dövizleriyle basın açıklaması alanını dolduran yaklaşık 500-600 kişi; “Suriye Halkı Yalnız Değildir”, “Diktatörler Yenilecek İslami Direniş Kazanacak”, “Yaşasın Küresel İntifada”, “Suriye’ye Özgürlük Direnişle Gelecek”, “Yaşasın Suriye İntifadası”, “Katil Esat Sonun Mübarek Olsun”, “Adem Özköse Serbest Bırakılsın”, “Adem Hamit Hemen Bırakılsın”, “Zulüm İfsad Katil Esad” şeklinde sloganlar attılar.

HAKSÖZ-HABER

ankara-20120318-1.jpg

ankara-20120318-2.jpg

ankara-20120318-3.jpg

ankara-20120318-4.jpg

ankara-20120318-5.jpg

ankara-20120318-6.jpg

Basın Açıklamasının Metni:

Suriye İntifadası’nı 1. Yıldönümünde Selamlıyoruz!

Irkçı, mezhepçi, laik Baas rejimi 42 yıldır Suriye’de baskı, şiddet ve zulümle iktidarını sürdürmektedir. Babadan oğla devredilen, azınlık bir ailenin elinde ki rejim; milyonlarca insanı esaret ve korku altında tutmaktadır. En ufak bir muhalefete dahi izin vermemektedir. Muhalif eğilimi bilinen masum insanları bir gece çocuklarının gözü önünde evinden alıp, yıllarca kendisinden haber alınamayacak şekilde cezaevlerinde tutmaktadır.

Yarım asra yakındır bu zulümlerin altında inleyen Suriye halkı Ortadoğu İntifadası’nın özgürlük rüzgarından aldığı cesaretle bu baskı ve zulümlere daha fazla dayanılamayacağını beyan etmiş, “ya özgürlük, ya şehadet” çağrısıyla direnişe başlamıştır. Tamamen bir sivil inisiyatif şeklinde başlayan bu direniş hareketi Baas‘ın katil tetikçileri tarafından en kanlı şekilde bastırılmak istenmiştir. Zalimler bu direniş ve protestolar karşısında daha da hiddetlenip şiddeti katliam düzeyine getirmişlerdir. Yapılan bu zulme dayanamayan birçok erdemli siyasetçi ve asker, ailelerinin yok edilmesi pahasına Baas iktidarından ayrılarak muhalefet saflarına katılmıştır. Ordudan ayrılanlar ve halk milisleriyle kurulan Hür Ordu bütün imkansızlıklara rağmen büyük bir direniş örnekliği sergilemektedir. Her türlü zalimliğe rağmen direniş kenti Humus başta olmak üzere Halep, Hama, Der’a, Şam ve İdlip gibi kentlerde rejim karşıtı gösteriler ve direniş hattı büyüyerek devam etmektedir. İnşallah Baas rejiminin sonu Kaddafi’den farklı olmayacaktır.

Zalim Esad ve Baas rejimi katliamlarını gizlemek için bölgeye gazetecilerin girişini engelliyor. Uluslar arası gözlemcilere özgür bir şekilde bölgede inceleme yapma imkanı tanımıyor. Batılı gazetecilerin öldürülmeleri ve tutuklanmaları ardından hafta başında Suriye’ye belgesel çekmek üzere giden Milat Gazetesi Yazarı ve Gerçek Hayat Dergisi Ortadoğu Temsilcisi Adem Özköse kameraman Hamit Coşkun kardeşlerimiz Baas rejimi tarafından alı konulmuştur. Bütün girişimlere rağmen kendilerinden sağlıklı haberler alınamamaktadır. Hayatlarından endişe etmekteyiz. Esad rejiminin kardeşlerimizi biran önce serbest bırakması temin edilmelidir. Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu’ndan bu konuda azami hassasiyet bekliyoruz.

Zihinleri esaret altındaki sözde özgür dünya bu katliamlara seyirci kalıyor. Bu vurdum duymazlık sürecinde Suriyeli anaların feryatları arşı kuşatıyor. Suriye’de binlerce insan özgürlük için, zalimlerin boyunduruğundan kurtulmak için şanlı bir direniş, cihad ve sabır örnekliği sergiliyor. Şimdi buradan soruyoruz: Masumların üzerine ateş makineleriyle saldıran Baas diktasına desteklerinin ilk günkü gibi sürdüğünü açıklayanlar neyin örnekliğini sergiliyorlar? Yoksa onların siyasi stratejileri, menfaatleri ve maslahatları Allah’ın hükümlerinden daha mı önce geliyor? Katil Esad rejimini kınama iradesi gösteremeyenlerin dillerine tebliğ, direniş, adalet, şehadet gibi kavramlar yakışmıyor.

Buradan tüm dünyaya sesleniyoruz: Bölgede Esad ve benzerlerini de, emperyalist katilleri de istemiyoruz. Zalimin rengi ister yeşil olsun, isterse kızıl hiç fark etmez. Bizler burada mazlumdan yana, masumlardan yana, hayırdan yana rengimizi belirledik. Tarafımızı ortaya koyduk. Zalimlerle safımızı ayırdık. Rabbimiz şahit olsun ki; bizler kardeşlerimizi katleden azgın fitneci ve yalancılardan beriyiz.

Ey Rabbimiz! Nusayri-Baas diktasına karşı direnişlerinde kardeşlerimize yardım et. Direniş hattını güçlendir. Zalimlere nasıl bir inkılapla yıkılacaklarını kısa sürede göster.

Özgür-Der Ankara Girişimi 

Önceki ve Sonraki Haberler