Bingöl’de “Selahaddin Eyyubi ve Kudüs Davamız” konuşuldu

Bingöl’de “Selahaddin Eyyubi ve Kudüs Davamız” konuşuldu

Özgür-Der Bingöl Şubesinin düzenlediği 2024-25 dönemi aylık seminerler dizisinin sekizincisinde, Yazar ve Şair Ali Emre’nin sunumuyla “Selahaddin Eyyubi ve Kudüs Davamız” konulu seminer gerçekleştirildi.

Özgür-Der Bingöl Şubesi Konferans Salonunda başlayan seminer programı Erhan Ozan’ın kısa bir giriş konuşmasından sonra yerini Ali Emre’ye bırakmasıyla başladı.

Konuşmasına dinleyicilere selam ve dualarla başlayan Ali Emre, Kudüs’ün sıradan bir coğrafi mekân olmadığını vurgulayarak, Mescid-i Aksa’nın ilk kıblemiz olduğunu, İsra ve Miraç mucizesinin bu şehirde yaşandığını hatırlattı. Kudüs’ün sadece Filistin halkının değil, bütün Müslümanların ortak mirası olduğunu ifade etti. Kudüs, bugün içinde yaşadığımız kimlik krizine, değer bunalımına ve ümmetin parçalanmışlığına karşı birleşme noktası, diriliş vesilesi ve kurtuluş reçetesi niteliğindedir. Kudüs’ün işgal altında oluşunun sadece Filistinlilerin değil, tüm ümmetin bir yarası olduğunu belirterek, “Kudüs düşerse Mekke ve Medine de tehlikeye girer; Kudüs özgürleşirse tüm İslam dünyası silkelenir, ayağa kalkar, çünkü Kudüs’ü önce kalbimizde fethetmeliyiz.” dedi. Bugünün Müslüman gençliğine büyük görevler düştüğünü belirten Ali Emre, Kudüs’ü sahiplenmenin sadece duygusal tepkilerle değil, bilinçli, sabırlı ve stratejik bir mücadeleyle mümkün olabileceğini ifade etti.

Konuşmasında daha sonra Kudüs’ü Haçlı işgalinden kurtaran büyük İslam komutanı Baybars’ı ve onun manevi öncüsü olan Nureddin Zenginin hayatlarına değinerek, mücadelelerini ve ahlaki duruşlarını anlattı. Selahaddin Eyyubi’nin sadece bir asker değil, aynı zamanda adalet ve tevazu timsali bir lider olduğunu, onun sabırla yürüttüğü uzun stratejik hazırlıklar sayesinde Kudüs’ün yeniden Müslümanların kontrolüne geçtiğini hatırlattı. Bugün ise bu büyük kahramanların halk tarafından yeterince bilinmediğini dile getiren Emre, “Selahaddin’i sadece bir fetih hikâyesi olarak değil, bir ahlak modeli olarak da tanımalıyız. Gençlerimizin telefonlarında her şey var ama zihinlerinde bir Selahaddin yoksa asıl işgal oradadır. “Kudüs’e giden yol, Selahaddin’in yoludur. Bu yol, nefsini ıslah edenlerin, bilgiyle donananların, adalet ve merhameti şiar edinenlerin yoludur. Kudüs, zihinsel işgalden kurtulmadıkça fiziki işgalden kurtulamaz.” ifadeleriyle dikkat çekti.

Emre, konuşmasına şöyle devam etti: “Özellikle Kudüs, Filistin meselesi ve İslam tarihine dair kaynakların ya yetersiz ya da akademik dil ile anlamından ve bağlamından koparılmış, dinimizden uzak olduğunu görüyorum, bu alandaki bilgi boşluğunun doldurulması gerektiğini düşünüyordum ama son birkaç yıldır literatürümüze Gazze ve Filistin ile alakalı güzel kaynaklar girdi elhamdülillah. Bugün gençlerimiz tarih dizilerinden, sosyal medya paylaşımlarından bilgi öğrenmeye çalışıyor ama bunlar çoğu zaman romantikleştirilmiş ve gerçeklerden uzak içerikler. Oysa biz, kaynaklara dönmeli; tarihî şahsiyetleri kendi bağlamları içinde anlamalıyız. Ayrıca, Kudüs davasının öfkeli bir duygu meselesi ile beraber, bilinçli bir mücadele gerektiren fikrî ve toplumsal bir sorumluluk olduğunu da unutmayalım.” dedi.

Ali Emre, konuşmasının sonunda özellikle gençlere yönelik bir çağrıda bulundu. Selahaddin Eyyubi’nin, genç yaşlardan itibaren ideal uğruna yetiştiğini, bilgiyle, sabırla ve dava şuuruyla hareket ettiğini anlatarak şöyle seslendi: “Siz de bir Selahaddin olabilirsiniz. Kudüs için önce gönlünüzü inşa edin. Okuyarak, yazarak, düşünerek ve mücadele ederek bu davanın bir neferi olun. Kudüs’ü özgürleştirmek önce zihinsel esaretten kurtulmakla başlar.” dedi.

Seminerin ardından soru-cevap bölümünde katılımcılar hem edebi hem de tarihî konularda Ali Emre’ye sorular yöneltti. Progarm, yazarın kitaplarını imzalaması ve dinleyicilerle gerçekleştirdiği kısa sohbetlerle sona erdi. Bu anlamlı programda bizlere ufuk açan, dert veren ve sorumluluk bilinci kazandıran kıymetli düşünceleri için Ali Emre ağabeyimizden Allah razı olsun. Kudüs davamızın yeniden bilinçle sahiplenilmesi, Selahaddin ve Zengi gibi örnek şahsiyetlerin tanınması için bu tür buluşmaların Allah katında kabul olmasını niyaz ediyoruz.”

Konuşmasının sonunda Ali Emre Filistin için yazdığı bir şiirini seslendirdi.

53404edf-ccf2-4234-ae3d-b17a695cd7b0.jpeg

8f9b1936-2bb1-4ae0-8db4-a414f2c02c9b.jpeg

aaa2e87b-74a5-4174-a39a-48354a7fd03c.jpeg

03a46cf1-3316-420d-94d2-79277b7a9dad.jpeg

dscf4968-1.jpg

Haber: Nurullah Hekimoğlu

Fotoğraf: Muhammed Şirin Celayir