Bursa'da Arakan ve Suriye Katliamları Tel'in Edildi

Bursa'da Arakan ve Suriye Katliamları Tel'in Edildi

Bursa 'da İslami Kuruluşlar Arakan ve Suriye'de yaşanan katliamları protesto etti.

Bursa’da aralarında Gülder, İHH, Asırder, İheder ve Özgürder’in bulunduğu İslami kuruluşlarca, Suriye ve Arakan’da ki katliamlar protesto edildi. Orhangazi parkı meydanında gerçekleştirilen eylemde katılım yoğun olduğu gözlendi. Ömer Faruk Sevim'in yönettiği eylemde ilk sözü Özgürder yönetim kurulu üyesi Oktay Sâri aldı. Sâri konuşmasında özetle şunları dile getirdi:

Suriye intifadası tüm engellemelere, vahşi kıyımlara rağmen devam ediyor. Suriye’de on yıllardır süren bir bastırma, sindirme, imha, açlık ve yokluk söz konusu iken sokaklara çıkan Suriyeli kardeşlerimiz bir daha hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını haykırmaktadırlar. Ve bunun bedelini çok ağır bir şekilde ödemeye devam ediyorlar. Mübarek ramazana ayında Müslümanlar olarak üzerimize düşenleri yeniden hatırlamalı ve zulme karşı duyarsız olmanın onunla ortak olmak anlamına geldiğini hatırımızdan çıkarmamalıyız. Arakanda Budist katiller tarafından öldürülen Müslüman kardeşlerimiz için elimizden geleni yapmıyor ve ilgisiz kalıyorsak bu suçun bir parçası olduğumuzu bilmeliyiz.

Sâri’nin konuşmasının ardından sözü İHH Bursa şube başkanı Hüseyin kaptan aldı. Konuşmasında arakana ulaşması gereken insani yardımlara dikkat çeken kaptan şunları kaydetti:

Dünyanın bir çok bölgesinde Müslüman kardeşlerimiz zulme maruz kalmaktadırlar. Bunlara dikkat çekmek için bu meydanda toplandık. Burada mazlum kardeşlerimiz için yükselttiğimiz sesimiz aynı zamanda yaşananlara karşı duyarsız, tepkisiz kalan kısık seslerin ardına sığındıkları mazeretleri de ortadan kaldırmaktadır. Diğer yandan bu ayni ve nakdi yardımlar üzerinde yoğunlaşmamız gerekir. Arakana çok zor şartlar altında da olsa İHH olarak girmeyi başardık. Şu an yaptığımız yardımlar istediğimiz düzeyde değilse de Allahın izni ile onu daha da üst seviye çekmek için yoğun çaba içerisindeyiz. Sizlerinde bu çabaya ortak olmalarını talep ediyorum. Zira dünyanın hemen yerindeki mazlumlar bizim elimize, dilimize bakıyor vaziyetteler. Kardeşlik hukukunun gereğini yerine getirelim.

Kaptanın konuşmasından sonra dünyada yaşanan tüm müslüman kıyımlarına bir dur demek için topluca dua edildi. Asırder den Muharrem Kızıl tarafından okunan duaya toplu aminlerle iştirak edildi. Kızıl duasında özetle şunları söyledi:

Yarabbi ümmetin vahdaniyetini zedeleyen bütünlüğünü zedeleyen her türlü fitne ve fesattan, nifak ve şikaktan, her türlü zafiyetten, asabiyetten, aşırılıktan sen bizleri muhafaza eyle, içine düştüğümüz tefrikadan bizleri muhafaza eyle. arabbi yarabbel alemin ,geçen yıl Somali’yle bizleri imtihan ettin. bu yıl Arakanla,Suriyeyle bizleri imtihan ediyorsun. Yarabbi bu imtihanı yüz akıyla verebilmeyi nasibeyle.Ya rabbi lokmalarımızı kardeşlerimizle paylaşma bilinci nasib eyle. yarabbi sureyi dekiyetimlerimizin başını okşamayı nasib eyle, bağrımıza basmayı nasib eyle. yaralarınısarmayı nasib eyle.Yarabbi ya rabbel alemin , kardeşlerimizin içine düştüğü bu elim durumdan, bu fecidurumdan mes’ul olduğumuzu biliyoruz. yarabbi bizlere onlara ulaşabileceğimiz yollar göster. onlara ulaşacak serin bir yürek nasib eyle. onların yanında olabilecek bir bilinçnasib eyle.Allah’ım Arakan’da kamplarda anneler kucaklarındaki yavrularına yedirecek mamabulamadıkları için yavruları kucaklarında açlıktan can veriyor. ümmetin maruz Kaldığı bu açlığı, bu ramazan gününde, aç kaldığımız bu günde bu yavruların açlığınıgiderebilecek bir gayret nasib eyle.

Daha sonra islami kuruluşlar adına basın açıklamasını zafer çınar okudu. Suriye ve arakanda yaşanan son gelişmelere dikkat çekilen basın açıklamasında müslümanlar olarak sorumluklarımıza dikkat çekildi.

Katil esed suriyeden defol.. arakan halkı yalnız değildir..hamaya humusa direnişe bin selam..zulme karşı omuz omuza vb sloganların atıldığı eylemde, arakandaki vahşet sürüyor. Sesiz kalmak suç ortaklığıdır..arakanda budist, suriyede baast çetesinin zulmüne son.. yazılı pankartları açıldı. Yoğun katılım ve ilginin gösterildiği eylem okunan basın açıklamasının ardından olaysız sona erdi.

Haksöz Haber

bursa_arkana_suriye_eylem-(1).jpg

bursa_arkana_suriye_eylem-(2).jpg

bursa_arkana_suriye_eylem-(4).jpg

bursa_arkana_suriye_eylem-(5).jpg

bursa_arkana_suriye_eylem-(6).jpg

bursa_arkana_suriye_eylem-(7).jpg

Basın açıklaması tam metni:

SURİYE VE ARAKAN’DA KATLİAMA DUR DEYİN!

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.
Rahmet ve bereket ayı olan Ramazan’a bizleri tekrardan kavuşturduğu için Allah’a hamd u senalar olsun. Rabbimizden tuttuğumuz oruçları kabul etmesini, bizleri her türlü cahili kirlenmişlik ve kuşatılmışlıktan arındırarak vahyin aydınlığına ulaştırmasını niyaz ediyoruz.

Bugün burada toplanma nedenimiz; Ramazan ayında bile zincirlere vurulmayan şeytanların akıttığı kardeş kanına kayıtsız kalmayacağımızı göstermek içindir. Başta Suriye olmak üzere dünyanın birçok yerinde Müslümanlar katl ediliyorlar. Kimi zalim diktatörlere baş eğmedikleri için… Kimi etnik asimilasyona razı olmadıkları için… Kimi kimliksel yabancılaşmaya karşı direndiği için ve kimi de sadece dinini Allaha has kılmakta ısrarcı davrandığı için. Nedenler farklı gibi görünse de hepsi Müslüman oldukları için öldürülüyorlar. Küfrün tek millet olduğu gerçeğini en yakından his ettiğimiz günlerden geçiyoruz. Hemen yanı başımızdaki Suriye’de yaşanan katliam ile Myanmarın Arakan şehrinde işlenen katliamın oluş sebepleri arasında zerre kadar fark olmadığını bilmemiz gerekiyor. Küfrün ve zulmün kıtalar değiştirerek böylesine aynileştiği bir zamanda bize düşen; hak ve adalet savunusunu çizilmeye gelmeyen sınırsız bir alanda yeniden diriltmek olmalıdır. Allaha hamdolsun ki bizler zulme duyarsız kalmanın ona rıza göstermekle eşdeğerde olduğunu biliyoruz. Ve onun için bu meydanda toplanarak duyarsız..ilgisiz ..sorumsuz ve hissiyatsız kalmak gibi bir cinayetin öznesi olamayacağımızı tekrardan ifade ediyoruz.

Suriye intifadası çok ağır bedeller ödemesine karşın halen devam etmektedir. Yarım asırdır işlenen zulümlere karşı onurlu bir başkaldırı için sokaklara dökülen Müslüman kardeşlerimiz, soykırıma varan bir vahşetle yok edilmek isteniyor. Daha geçen hafta Hama’nın Tireymse köyünde bir seferde 300 ü aşkın kardeşimiz öldürdü! Akabinde ki günlerde olanlar ise bundan farksız değildi. 2011’in mart ayında başlayan Suriye intifadasında Onlarca ölümün olmadığı tek bir gün nerdeyse yok gibi. Bunun yanında Suriye; tüm güç dengelerinin kendi hesabına kirli planlar yaptığı bir kurt kapanına dönmüş vaziyette. Uluslar arası kamuoyu ise duyarlılığını siyasilerin merhametine angaje etmiş olacak ki hiçbir tepki vermemekte ısrar ediyor. Tıpkı Bosna hersek’te modern bir jenosit işlenirken yapılanlar gibi. Mazlumların kanı üzerinden hesap yapanlar sadece onu akıtanlar değil aynı zamanda o yarayı sarmamakta ısrarcı davrananlardır da. Suriye ile ilgili kamuoyuna verdiğimiz tüm demeçlerde dile getirdiğimiz ve önemli gördüğümüz bir hususu burada tekrar yineliyoruz: Başta Suriye olmak üzere Müslüman kardeşlerimizin acımasızca öldürüldüğü bütün coğrafyalarda yarayı sarmayanlar kirli bir hesabın parçası olduklarını bilmelidirler. Bizler şu mübarek ramazan ayında rabbimizi şahit tutarak ahdimizi yineliyor ve diyoruz ki; kardeşlerimizin ölümleri uğruna hesap yapan her kim olursa olsun onlardan beriyiz. İster küresel ve yerel güç dengeleri. İsterse de bölgesel veyahut mezhebi bir takım aidiyetler ardına sığınanlar olsun. Olan bitenlerin tevile ihtiyaç bırakmayacak kadar aşikâr olduğu bir dönemeçte bizlerin yeri alacağı taraf savunmasız ve kimsesiz mazlumların yanıdır. Bizler bunun ilk elden imani bir problem olduğuna inanıyor ve tavrımızı bu bağlamda takınmamız gerektiğine inanıyoruz.

Diğer yandan eski adı Burma olan Myanmar’ın arakan bölgesi son bir aydır 1000’in üzerinde Müslüman, Budistler tarafından acımasızca katl edildi. Ve katliamlar halen devam etmektedir. Arakan’da 3 Haziran 2012 günü başkent Akyab’dan, Maungdav şehrine gitmekte olan 10 Arakan’lı Müslüman’ın Budist fanatiklerce katledilmesi akabinde yüzlerce Müslüman bu saldırıyı protesto etmek için Maungdav şehrindeki merkez camiinde toplandı. bu hareketi kendi varlıklarına tehdit olarak kabul ed en Budist fanatikler ve burma polisi, Müslümanlara saldırdı ve çıkan çatışmada çok sayıda Müslüman yaralandı veya şehit edildi. Burma polisi gösteriyi devlete karşı ayaklanma olarak nitelendirdi ve olaylara karışan Müslümanların cezalandırılması emrini verdi. Budist fanatikler ve burma polisi, Müslüman köy ve kasabalarına baskınlar düzenlemeye başladı. Bölgede haziran ayından bu yana 1.000 in üzerinde Arakan’lı Müslüman katledildi. 90.000 den fazla Müslüman evsiz kaldı. Arakan’lılar sınır dışı edilme, evlerine baskın düzenlenmesi, evlerinin yakılması vb. şiddet olayları ile karşı karşıyadırlar. Yaşananlar karşısında Türkiyeli Müslümanlar olarak diyoruz ki;

-BM ve uluslararası insan hakları kuruluşlarının burma hükümetine Müslümanlara yönelik baskılarını sonlandırması için çağrıda bulunmaları gerekmektedir.

-Müslümanların kendi köylerinden zorla çıkartılarak yerlerine Budistlerin yerleştirilmesi ve zorla çalıştırılmaları gibi uygulamalara son verilmelidir.

-Burma yönetiminin ekonomik, siyasi ve askeri ilişkilerine dikkat çekilmesi ve bu rejimin zulmünü sürdürmesini sağlayan kaynakların kesilmesi için gerekli çalışmaların yapılması önem arz etmektedir.

-Uluslar arası toplumun burma üzerindeki baskısı stratejik çıkarlarından bağımsız olmasa da burma cuntasını yerine özgürlükçü bir yönetimin gelmesi arakanda yaşayan ve başta Bangladeş olmak üzere çeşitli ülkelerde mülteci veya yasadışı göçmen olarak bulunan Müslümanları bir nebze olsun rahatlatacaktır.

-Uluslararası toplum acilen burmada yaşanan zulmü durdurmalıdır. Bu gerçekleşene kadar dünya ülkeleri Burma ile ekonomik ilişkilerini kesmelidir.

-İslam ülkeleri arakanlı Müslümanların uğradığı zulme karşı sessizliklerini bozmalı ve gerekli tepkiyi ortaya koymalıdır. İslam âlimleri bu konuda Müslüman toplumlara öncülük etmeli ve Müslümanların bu zulüm karşısındaki sorumluluklarını hatırlatan açıklamalar yapılmalıdır.

-Türkiye Arakanlı Müslümanlara uygulanan zulmün önlenmesi için çeşitli platformlarda girişimlerde bulunmalıdır.

 

-Uluslararası yardım kuruluşlarının Arakan içerisinde ve mülteci kamplarında yardım dağıtabilmeleri garanti altına alınmalıdır.

-Burma sınırları içerisinde kalan alan, sivil insan hakları örgütlerine ve uluslararası gözlemcilere açılmalıdır.

-Dünyanın diğer bölgelerinde yaşayan Budistler Burma’da ki zulmü durdurmak için harekete geçmelidir.

-Yukarıda zikredilen ve son olaylarda da görülen insan hakları ihlallerinin son bulması ve sorumluluklarının cezalandırılması uluslararası topluluğun sorumluluğundadır.

Gerek Suriye ve Arakan gerekse de Müslümanların yaşadığı tüm beldelerde cereyan eden hadiseler karşısında Müslümanlar olarak yapmamız gereken ilk şey sorumluluklarımızın farkında olmamızdır. Bu farkındalık halinin tıpkı şu günlerde tuttuğumuz oruç gibi ibadi bir görev olduğunu yeniden hatırlamak zorundayız. Bugün şu meydanda ortaya koyduğumuz ameli dualarımıza şu kavli de ekliyor ve diyoruz ki: “Ey mazlumların, müstez'afların Rabbi! Bizi zulmün, zorbalığın oyuncağı yapma. Yeryüzünün dört bir tarafında senin dinin için mücadele veren kadın ve erkek bütün Müslümanlara güç ver. Hakkı ve adaleti ayaklandıran, zorbaların karşısına dikilen, mazlumlara sahip çıkan bütün direnişçilerimizi, bütün kardeşlerimizi yardımınla kuşat. Ayaklarımızı, adımlarımızı, aklımızı nebilerin, öncülerin, muvahhitlerin yolundan ayırma. Bizi birbirimize düşürme. Bizi fildişi kulelerine kapananlardan, kendine ve hayata yabancılaşanlardan uzak tut. Ve bizi kuytularda korku ve utançla titreşenlerden, ücra köşelerde saklananlardan, oturup sızlananlardan eyleme.”

Bursa İslami Kuruluşlar 

Önceki ve Sonraki Haberler