Diyarbakır’dan STK’lara Dönük Baskıya Tepki

Diyarbakır’dan STK’lara Dönük Baskıya Tepki

Türkiye'de özelde Mustazaf-Der’e ve genelde İslamî kesimin sivil toplum kuruluşlarına karşı, son zamanlarda medya, güvenlik güçleri ve yargı tarafından geliştirilen baskı ile ilgili Diyarbakır’da bir basın açıklaması yapıldı.

Türkiye'de özelde Mustazaf-Der'e ve genelde İslamî kesimin sivil toplum kuruluşlarına karşı, son zamanlarda medya, güvenlik güçleri ve yargı tarafından geliştirilen baskı ile ilgili Diyarbakır'da bir basın açıklaması yapıldı. Mustazaf-Der Diyarbakır şubesinde gerçekleştirilen açıklamaya Mustazaf-Der genel başkanı Av. Hüseyin Yılmaz'ın yanı sıra Özgür-Der Diyarbakır şube başkanı Av. Serdar Bülent Yılmaz ve Mazlumder genel başkan yardımcısı Av. Nesip Yıldırım katıldı.

Açıklamada ilk olarak söz alan Özgür-Der Diyarbakır şube başkanı Av. Serdar Bülent Yılmaz son günlerde İslamî kesime yönelen baskılara dikkat çektiği konuşmasında sistemli bir yıldırma politikası izlendiğinin altını çizdi.

Yılmaz konuşmasında, Ocak 2007'de çeşitli illerde eş zamanlı olarak gerçekleştirilen "El Kaide" adı altındaki operasyonda, onlarca kişinin hukuksuz bir şekilde gözaltına alınarak tutuklandıklarını ve medyaya "El Kaide Türkiye örgütlenmesi çökertildi" şeklinde yansıtılan bu operasyonlardaki iddiaların asılsız olduğunun ortaya çıkmasıyla 250 gün boyunca mahkemeye çıkarılmayarak mağdur edilen kişilerin serbest bırakıldıklarını ifade etti.

Şiddete karşı olmasıyla ve barışçı yönüyle tüm dünyada tanınan Hizbu't-Tahrir grubuna karşı yapılan operasyon ile son günlerde medyaya da yansıyan Van'da gerçekleştirilen operasyona da değinen Yılmaz "Van'daki İslamî hassasiyeti ile bilinen derneklere ve üyelerine karşı başlatılan gözaltı furyası, karakolda kötü muameleye ve avukat Osman Karahan'ın ölümle tehdidine kadar vardırıldı" dedi.

Son olarak da Konya'da adli bir vaka ilişkilendirilerek merkezi Diyarbakır'da bulunan Mustazaf-Der yönetici ve üyeleri de benzer bir operasyonun yapıldığını anımsatarak örgütlenme, inanç ve ifade özgürlüğünü savunmak amacıyla Mustazaf-Der genel merkezine yapılan baskılara karşı dayanışma amacıyla ortak açıklama için bir araya geldiklerini ifade ederek sözü Mustazaf-Der genel başkanı Av. Hüseyin Yılmaz'a bıraktı.

Av. Hüseyin Yılmaz ise konuşmasında, 2004 yılından beri faaliyet yürüten Mustazaf-Der'in bozulan sosyal dokuyu tamire dönük yardımlaşma, dayanışma ve bilinçlendirme çalışmaları yürüttüğünü ve tüm bu faaliyetlerin topluma faydalı legal faaliyetler olduğunu ifade etti.

Konuşmasında, defalarca denetlenen hiçbir illegal faaliyeti tespit edilmeyen derneğin, topluma açık bir şekilde sürdürülen çalışmaların yasadışı faaliyet olarak yansıtıldığını ve muamele gördüğünü anlatarak, her dernek ne kadar hakka sahipse kendilerinin de o haklara sahip olduğunu ve çifte standarda ve ayrımcılığa maruz kalmak istemediklerini söyledi.

Daha sonra ortak açıklamayı okuyan Mazlumder genel başkan yardımcısı Av. Nesip Yıldırım ise Diyarbakır, Konya ve Van ilinde,  son dönemde dini görüşleri olan farklı grup ve STK'lar hakkında amacını aşar nitelikte gizli olan soruşturma bilgilerinin, mahkeme tarafından suçun tespiti yönünde bir karar olmadan suçlanarak kamuoyuyla paylaşılmasını haksız ve hukuka aykırı olduğunu ve yeni mağduriyetlerin oluşmasına neden olduğunu dile getirdi.

Yıldırım konuşmasında yerel ve uluslararası mevzuata göre, düşünce ve ifade özgürlüğü ile örgütlenme özgürlüğünün herkes için var olan en temel haklar olarak kabul edildiğini, şiddet yoluyla başkalarının hak ve özgürlüklerini yok etmeye yönelik açık bir müdahale yapılmadığı sürece, en aykırı inanç ve görüşlerin düşünce ve ifade özgürlüğü çerçevesinde kabul edilmesi, bu yöndeki örgütlenmenin de, toplanma ve örgütlenme özgürlüğü çerçevesinde temel hak olarak kabul edilip, hoşgörüyle karşılanması gerektiğini vurguladı.

Zikredilen benzer hukuksuzluklara Van ilinde faaliyet gösteren Umut-Der ve Gökkuşağı Derneğinin de maruz kaldığını ifade eden Yıldırım bu operasyonlarda başta zanlı avukatlarından Osman Karahan olmak üzere, gözaltına alınanlara karşı ciddi hukuka aykırı fiillerin yapıldığını anlatarak dini hassasiyetleri öne çıkan grup ve STK'lar üzerindeki bu baskı ve hukuksuzluk iddialarının araştırılarak sorumlular hakkında gerekli yasal işlemlerin biran önce yapılması gerektiğini ifade etti.

 

Ortak açıklamanın tam metni aşağıdadır.

 

SİVİL TOPLUM KURULUŞLARINA YAPILAN BASKILAR KABUL EDİLEMEZ

Diyarbakır, Konya ve Van ilinde,  son dönemde dini görüşleri olan farklı grup ve STK'lar hakkında amacını aşar nitelikte gizli olan soruşturma bilgilerinin, mahkeme tarafından suçun tespiti yönünde bir karar olmadan suçlanarak kamuoyuyla paylaşılmasını haksız ve hukuka aykırı bulmaktayız.

Dernek üyesi olmayan ve adi bir suça karışan bazı kişilerle ilgili bir soruşturma başlatılmıştır. Soruşturma amacından saptırılarak dini hassasiyetiyle tanınan MUSTAZAF-DER adlı sivil toplum kuruluşu ile yönetici ve üyeleri hedef alınmıştır. Diyarbakır ve Konya şube başkanları ile üyeleri tutuklanmasını ve soruşturmada özellikle gözaltına alınanlara "derneğe üye olup olmadıkları, derneğe niçin gidip geldikleri" gibi sorularla derneğe illegal yapı muamelesi yapılmasını, hukuka aykırı bulmaktayız.

Suçların şahsiliği yerine, dernek ve üyelerinin suçlanması hukuka uygun bir fiil değildir. Dernekler mevzuatına göre yürütülen ve ilgili kurumlara bildirilerek yapılan faaliyetlere yasadışı muamelesi yapılması açık hak ihlalidir.

Sivil alanda çalışmayı ilke edinen Mustazaflar ile Dayanışma Derneği (Mustazaf-Der), kurulduğu 2004 yılından günümüze, tüm şubeleriyle birlikte denetlendiği halde, Tüzük dışı ve illegal faaliyetlerine rastlanmamıştır. Söz konusu dernek, genel olarak fakirlikle mücadele, halkın dini, kültürel ve ahlaki değerlerine sahip çıkmak, eğitimsizlikle mücadele gibi konularda çalışmalar yürütmektedir. Tüm bu çalışmalar zaten legal çalışmalardır. Bir kısım medyanın tamamen yasal bir işlem olan cami yaptırma, üyelerine ahlaki, dini ve kültürel bilgi verilmesini, muhtaçlara yardım yapılmasını suçmuş gibi lanse edilmesi, yeni ihlal ve mağduriyetler oluşturmaktadır.

Yerel ve uluslararası mevzuata göre, düşünce ve ifade özgürlüğü ile örgütlenme özgürlüğü herkes için var olan en temel haklardır. Şiddet yoluyla başkalarının hak ve özgürlüklerini yok etmeye yönelik açık bir müdahale yapılmadığı sürece, en aykırı inanç ve görüşlerin düşünce ve ifade özgürlüğü çerçevesinde kabul edilmesi, bu yöndeki örgütlenmenin de, toplanma ve örgütlenme özgürlüğü çerçevesinde temel hak olarak kabul edilip, hoşgörüyle karşılanması gerekir.

Ayrıca, yukarıda sayılan benzer hukuksuzlukların Van ilinde faaliyet gösteren Umut-Der ve Gökkuşağı Derneği adlı sivil toplum kuruluşlarının da maruz kaldığı anlaşılmaktadır. Bu operasyonlarda başta zanlı avukatlarından Osman Karahan olmak üzere, gözaltına alınanlara karşı ciddi hukuka aykırı fiillerin yapıldığı bildirilmektedir. Bu ihlallerin araştırılması ve sorumlular hakkında gerekli yasal işlemlerin biran önce yapılması gerekmektedir.

Sonuç olarak;

Dini hassasiyetleri öne çıkan grup ve STK'lar üzerinde son dönemde gerçekleştirilen operasyonlar esnasında ciddi hukuksuzluklar yapıldığına yönelik beyanların araştırılmasını, sorumlularının yargıya sevk edilmesini ilgililerden talep ediyoruz.

Sivil toplum kuruluşlarına dönük, yıldırmayı amaçlayan bu tarz baskı ve karalamaları kabul edilemez buluyor, hak ve özgürlüklerin herkes için korunması gerektiğini belirtiyoruz. 16 Ocak 2008, Diyarbakır

MUSTAZAF-DER Genel Başkanı Av. Mehmet Hüseyin Yılmaz

MAZLUMDER Genel Başkan Yrd. Av. Nesip Yıldırım

ÖZGÜR-DER Diyarbakır Şube Başkanı Av. Serdar Bülent Yılmaz

Önceki ve Sonraki Haberler