Bu Kadar Tutarsızlık ve Korkaklık Niye?

Bu Kadar Tutarsızlık ve Korkaklık Niye?

Ödül Törenine Başörtülü Katılmayı İyiniyetle Bağdaştıramayan Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’e Soruyoruz:

Ödül Törenine Başörtülü Katılmayı İyiniyetle Bağdaştıramayan Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'e Soruyoruz:

TUBİTAK'ın Ulusal Bilim Olimpiyatları ödül töreninde Elif Büşra Doğuş'un başörtülü bir şekilde ödülünü almak için sahneye çıkmasıyla ilgili Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in gösterdiği tepki ve aynı hızla Milli Eğitim Bakanlığı'nın konuyla ilgili soruşturma açması Türkiye'de başörtüsü yasağının boyutlarını göstermesi açısından ibret vericidir. Bakan Çelik bir öğrencinin başörtülü şekilde ödül almasına tepki göstererek yasakçılardan neler öğrendiğini ortaya koymuştur. Kozan'da başörtülü olduğu için Tevhide Kütük'e tepki gösteren Garnizon Komutanı'nın yerini bu sefer AK Parti Hükümeti'nin bir bakanı alıyor.

Demek ki, artık Milli Eğitim Bakanlığı'nın düzenleyeceği törenlere komutanlar rahat bir şekilde katılabilirler! Çünkü Bakan Çelik dünkü olayda olduğu gibi "örtülü olarak törene katılmayı iyiniyetle bağdaştıramadığını" söyleyerek hem törende tepkisini gösterir, hem de öğrenciye refakat eden öğretmenleri ve okulu hakkında bir de soruşturma açtırır!

Ödül töreninde yaşanan hadise, zıvanadan çıkmış ve tam bir deli saçmasına dönüşmüş olan başörtüsü yasağını AK Parti Hükümeti'nin çözme iradesinin olmadığını bir kez daha göstermiştir. Sorunu çözme yükümlülüğü olan hükümetin başı Tayip Erdoğan, Tevhide Kütük örneğinde olduğu gibi telefon açarak genç kıza gözyaşlarını silmek için mendil dağıtmakla meşgul. Öte yandan kendisine bağlı bir bakan olan Hüseyin Çelik ise benzer nitelikteki ödül törenine başörtülü bir öğrenci katıldığı için tepki gösteriyor. Bir taraftan Başbakan teselli veriyor öbür taraftan Bakan, Erdoğan'ın teselli vermesine yol açan durumun başka bir yerde faili oluyor. Ya başörtüsü yasağının bizatihi saçma, akıldışı, vahşi olmasından dolayı hükümet şaşırıyor, saçmalıyor ya da göz göre göre halkı kandırmaya çalışıyor. Başbakan yasak mağdurlarını teselli ederken, Bakan da yasakçıları teselli ediyor. Hatta yasakçının bizatihi kendisi oluyor.

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in törende gösterdiği işgüzarlık, Türkiye'de başörtüsü yasakçılarının kâr hanesine yazılacak bir tavır olarak tarihe geçmiştir. Aynı bakan ödül töreninde gazetecilerin yeni YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan'ın "Yasaklar kaldırılmalı!" yönündeki sözlerinin hatırlatılıp, değerlendirmesinin sorulması üzerine ise, "Yasaklar tabii ki kalkmalı!" diyerek halinin traji-komikliğini sergileyerek hem nalına hem mıhına vuruyor.

Hükümetin görevi başörtüsü yasağına muhatap olanları teselli etmek olmadığı gibi hukuksuz dayatmaları uygulamak da değildir. Hükümetin en önemli ve acil görevi ilkel ve vahşice uygulanan başörtüsü yasağını ortadan kaldırmaktır. Bununla birlikte son örnekte görüldüğü üzere gölgesinden korkan tutumlarla başörtüsü yasağının ortadan kaldırılamayacağı bilinmelidir. Sorunu çözmek isteyenler öncelikle tutarsızlıktan uzak bir tutum geliştirmek ve cesaretle davranmak zorundadırlar.

Hülya Şekerci

Özgür-Der Genel Başkanı

Önceki ve Sonraki Haberler