İslami Kuruluşlardan ABD Saldırısına Tepki

İslami Kuruluşlardan ABD Saldırısına Tepki

Çeşitli İslami kuruluşlar bugün 12.00’de Fatih’teki Reşadiye Otel’in toplantı salonunda Usame bin Laden operasyonu hakkında ortak bir açıklama yaptılar.

Özgür-Der, Medeniyet Derneği, Anadolu Platformu, İHH, Fatih Akıncıları Derneği, Mazlumder, Araştırma Kültür Vakfı, Hikmet Vakfı temsilcilerinin katıldığı basın toplantısında Usame Bin Laden operasyonu kınanarak ABD'nin terör saldırısının hesabını vermesi gerektiği ifade edildi.

Katılımcı kuruluşlar adına ortak basın açıklamasını Anadolu Platformu sözcüsü Ahmet Çamurluoğlu okudu. "ABD'nin Usame Bin Ladin Operasyonu Uluslararası Hukukun Katli, İslam Dünyasının Aşağılanmasıdır!" başlıklı bildiride Amerikan terörü lanetlenirken başta Cumhurbaşkanı Gül olmak üzere, çeşitli kurumlardan ve çevrelerden sadır olan ve Amerikan saldırganlığına ilişkin olarak Türkiye adına ortaya konan yaklaşımların adalet ve vicdanla asla bağdaşmadığı vurgulandı. Ortak basın bildirisinin tam metnini aşağıda okuyabilirsiniz.

"En Büyük Terörist ABD"

Açıklamanın okunmasının ardından katılımcı kuruluş temsilcileri söz aldı. İnsani Yardım Vakfı İHH temsilcisi Osman Atalay, Irak'ta bir milyon insanın katledildiğini, on binlerce insanın halen kayıp olduğunu, Felluce'de ABD'nin kimyasal silah kullandığının belgelendiğini söyleyen Atalay, tüm bunlar için uluslararası hukukun ABD'nin yaptıklarını görmezden geldiğini belirtti. Hakeza Afganistan'da evlerinde kahvaltı ya da ramazanda sahur yaparken ya da düğün yerindeyken binlerce insanın katledildiğini, Gazze'de büyük bir vahşet yaşandığını ama dünya hukukunun yine kılını kıpırdatmadığını söyledi. Şimdi de Usame'ye yapılanların hukuksuz olduğunu söyleyen Atalay, ABD terörünü kınadıklarını ifade etti.

"Usame Operasyonu, Mavi Marmara Saldırısı Gibidir!"

Fatih Akıncıları Derneği temsilcisi Mehmet Şahin, ABD'nin İslam dünyası üzerinde karanlık emellerini gerçekleştirmek için her türlü hukuksuzluğu icra etmekten geri durmadığını söyledi. Dinlerini, onurlarını, namuslarını, topraklarını koruyanların "terörist" olarak ilan edilmesinin komik olduğunu belirten Şahin, asıl teröristlerin ABD ve İsrail olduğunu söyledi. Bu terör devletlerine karşı elbette direnişçi Müslümanların mücadele edeceklerini söyledi. "Bir başka ülkenin topraklarına özel kuvvetlerini sokup silahsız insanları öldürmesi ve masumları tutuklaması ABD gaddarlığının somut göstergesidir." diyen Şahin, saldırıyı İsrail'in Mavi Marmara saldırısına benzetti. Şahin, dünyanın tüm vicdan sahibi insanlarını ABD ve İsrail terörüne karşı çıkmaya davet etti.

"ABD'nin Söylemlerine Kanmayalım!"

Medeniyet Derneği temsilcisi Ramazan Bülent Ertüker, ABD'nin, "özgürlük", "demokrasi" gibi söylemlerle dünyayı kandıramayacağını, yaptıklarının ortada olduğunu ifade etti. Ilımlı İslam gibi ayrımlarla bazı Müslümanların "terör" kapsamına sokulup düşman ilan edildiğini söyleyen Ertüker, Müslümanları ABD'nin aldatmacalarına karşı uyanık olmaya ve saldırılarına sessiz kalmamaya çağırdı.

"Zulüm İle Abad Olunmaz!"

Mazlumder İstanbul Şube Başkanı Cüneyt Sarıyaşar, zulüm üretme makinesi ABD'nin yeni bir zulmüyle karşıya olduğumuzu belirterek küresel emperyalizmin zulmün gerçek membaı olduğunu söyledi. Küresel emperyalizmin bataklığını kurutma çabası vermenin önemine dikkat çeken Sarıyaşar, zulüm ile abad olunamayacağını sözlerine ekledi. Uluslar arası hukuku ve insan haklarını ihlal eden her türlü uygulamaya karşı olduklarını belirten Sarıyaşar, yargılamadan yapılan infazı zulüm olduğunu ve bunu kınadıklarını ifade etti.

"Dün Kızılderililere Yapılanlar, Bugün Müslümanlara Yapılıyor!"

Araştırma Kültür Vakfı temsilcisi Şemsettin Özdemir, ABD'nin ikiyüzlü, katliamcı yüzünün iyi tahlil edilmesi gerektiğini söyleyerek sözlerine başladı. Dün Kızılderililere yapılanların bugün İslam dünyasında icra edildiğini söyleyen Özdemir, "terörist" bahanesiyle masumların katledildiğini oysa gerçek teröristin ABD olduğunu belirtti. Özdemir, işgalci ABD'nin Usame operasyonunun lanetlenmesi gerektiğini söyleyerek sözlerini bitirdi.

"Liberal-Demokrat-Sol Aydınlar Beyaz Saray Sözcüsü Gibi"

Son olarak sözü Özgür-Der temsilcisi Hülya Şekerci aldı. Şekerci "terör" kavramının tedhiş, korku salma, yıldırma anlamlarına geldiğine dikkat çekerek bu tanıma en uygun devletin ABD olduğunu belirterek ABD'nin işgalci, işkenceci, tecavüzcü yüzünü gözler önüne serdi. Konuşmasında Usame bin Laden operasyonundan sonraki tepkileri analiz eden Şekerci, kendilerine liberal, demokrat, solcu diyen bazı köşe yazarlarının ABD'nin bir teröristi yok ettiğini düşünmelerinin ne kadar da içler acısı olduğunu söyledi. Beyaz Saray sözcüsü gibi konuşan bazı liberal, sol "aydın"ların ve kimi hükümet yetkililerinin emperyalizmin propagandasına boyun eğmelerine karşın ABD terörünün karşısında konumlananların olmasının sevindirici olduğunu belirten Şekerci, ABD'nin yanında saf tutmamaya çağırdı.

ABD'nin Ne Yargılı Ne de Yargısız İnfaz Hakkı Vardır!

"Bizim safımız emperyalizme karşı direnen Müslümanların safıdır. Adalet için vicdanının sesini dinleyen herkes de bu safta, mazlumların yanında yer almalıdır." diyen Hülya Şekerci, Usame bin Ladin'in cenazesine yapılan saygısızlığın sadece Ladin'e değil, tüm Müslümanlara ve İslami değerlere hakaret olduğunu belirtti. Konuşmasının sonunda ABD'nin ne yargılı ne de yargısız infazlarının asla kabul edilemeyeceğini belirten Şekerci, emperyalistlerin, işgale karşı direnen Müslümanları yargılama haklarının olmadığının altını çizdi.

Basın mensuplarının soruları üzerine cinayette Pakistan'ın da en az ABD kadar suçlu olduğu, ABD'yle işbirlikçi rolüne devam eden bu ülkenin imajının bir kez daha hırpalandığı ifade edildi.

HAKSÖZ-HABER

ORTAK BASIN BİLDİRİSİ:

ABD'nin Usame Bin Ladin Operasyonu
Uluslararası Hukukun Katli, İslam Dünyasının Aşağılanmasıdır!

AMERİKAN TERÖRÜNÜ LANETLİYORUZ!

Yeryüzünün gördüğü doğal olmayan en büyük felaketler listesinin başında yer alan Amerikan emperyalizminin yeni bir vahşeti ile yüz yüzeyiz. Tüm dünya, terörizmle mücadele kılıfı altında yeryüzünü kana ve şiddete boğan, Afganistan ve Irak'ı işgal eden, Guantanamo keyfiliğine imza atan ABD'nin kan dökücülüğüne ve hukuk tanınmazlığına bu kez de Usame Bin Ladin'e yönelik saldırı vesilesiyle şahitlik ediyor. 1 Mayıs gecesi Pakistan'ın Abbotabad kentinde gerçekleştirilen saldırıyla Amerikan emperyalizmi bir kez daha uluslar arası hukuku katletmiş, İslam Ümmetini aşağılamaya çalışmıştır.

Afganistan'da bulunan Amerikan işgal ordusuna ait bazı timlerin Pakistan sınırını geçerek gerçekleştirdikleri bu saldırıda Usame Bin Ladin ile birlikte 5 kişinin öldürüldüğü bildirilmiştir. Saldırı esnasında evde bulunanlardan yaralananlar olduğu ve bazılarının da tutuklandığı açıklanmakla birlikte, ne yaralıların ne de işgal timlerince kaçırılanların sayısı ve akibetleri hakkında herhangi bir bilgi verilmemiştir.

Saldırıyı düzenleyen işgalciler katlettikleri Müslümanların cenazelerini ve kaçırdıkları insanları da yanlarına alarak geldikleri helikopterlerle Afganistan'daki üslerine dönmüşlerdir. Hukuk tanımazlık, canilik ve gözü dönmüşlük operasyon sonrasında da devam etmiş ve Usame Bin Ladin'in cenazesinin, götürüldüğü bir Amerikan savaş gemisinden Umman denizine atıldığı duyurulmuştur. Hiç kuşkusuz ABD'li yetkililerin "denize gömdük" açıklaması bir yanıyla direnişçilerin cesetlerinden dahi korktuklarını gösterirken, aynı zamanda alay etme, küçük düşürme çabalarını da yansıtmaktadır.

Bu operasyon Amerikan kimliğinin adeta genlerine işlemiş bulunan saldırı ve imha siyasetinin bütün özelliklerini taşımaktadır. Başından itibaren sistematik bir imha dizisi şeklinde cereyan eden operasyon bununla da kalmamış, Usame bin Ladin'e denize atılmadan önce İslami usullere uygun olarak cenaze töreni yapıldığı açıklamasıyla tam bir hakarete, aşağılamaya dönüşmüştür. İşgal eden, katleden, gasp eden ABD'nin aynı zamanda İslami usullere uygun olarak cenaze töreni de icra ettiği iddiası ironik olmaktan öte, İslam Ümmetini açıkça tahkir çabasıdır!

İnsani erdemlerini yitirmemiş herkes bu vahşete ve Amerikan emperyalizminin giderek daha bir dizginsizleşen, azgınlaşan saldırılarına tavır almalıdır. ABD'nin devasa bir emperyal güç olarak yeryüzü genelinde icra ettiği terörist faaliyetlerinin görmezden gelinip, işgalcilerin İslam topraklarında meydana getirdiği dehşete karşı direnen, tepki gösteren unsurların teröristlikle itham edilmesi tutarsızlıktır, sorumsuzluktur!

Bu bağlamda başta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül olmak üzere, çeşitli kurumlardan ve çevrelerden sadır olan ve Amerikan saldırganlığına ilişkin olarak Türkiye adına ortaya konan yaklaşımların adalet ve vicdanla asla bağdaşmadığının ve halkımızı temsil etmediğinin altını çiziyoruz. Bu vesileyle bizler İslam Ümmetinin mensupları olarak safımızın tüm yeryüzünde emperyalizme ve zulme karşı direnen Müslümanların ve mustezafların yanı olduğunu ilan ediyor; emperyalistlerin ve siyonistlerin fütursuzca icra ettikleri vahşet politikalarına karşı herkesi duyarlılığa, sorumluluğa ve adaletten yana tavır almaya çağırıyoruz.

ANADOLU PLATFORMU * ARAŞTIRMA ve KÜLTÜR VAKFI * FATİH AKINCILARI DERNEĞİ * HİKMET VAKFI * İ.H.H. * MEDENİYET DERNEĞİ * ÖZGÜR-DER

Önceki ve Sonraki Haberler