KURBAN BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN!

KURBAN BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN!

Kurban adayıştır... Adayanlardan olmalıyız... Bir Kurban Bayramı'nı daha idrak ediyoruz. Rabbimizin emri olan bir ameli yerine getirmek, İbrahim'in geleneğine yaslanmak, arınmak, ıslah olmak ve ıslah etmenin tadına varmak için...

Dostlarla, akrabalarla, yakınlarla halleşmek; düşmanlıklara set  çekmek, mazlum ve mağdur insanları sevindirmek için...

Bir Kurban Bayramı'nı daha idrak ediyoruz; bayramların sadece sevinç ve halleşme günleri değil, acıların paylaşıldığı, gözyaşlarının dindirilmeye çalışıldığı günler olduğunun bilinciyle...

Emperyalistler ve yerli işbirlikçilerinin yüz yıldan fazla bir süredir bayramları ümmete zehir ettiği, 11 Eylül'den bu yana ise ümmetin her ferdinin ABD emperyalizminin tabuları adına tağutlara kurban edildiği gerçeğini görerek...

Filistinli, Iraklı, Somalili, Afganlı, Çeçen kurbanların, koyunlar kadar bile değerinin olmadığını/olamadığını yeter derecede idrak etmiş olan bizler; her türlü nefsi, toplumsal ve siyasi 'rucz'dan hicret  ederken, neyi ne kadar kurban edebileceğimize de bu gerçekliği düşünerek karar vermemiz gerekiyor!

Bu yıl Gazze, hiç olmadığı kadar Siyonist İsrail'in kuşatması altında açlık ve yoklukla sınanmakta. İşbirlikçi ülkeler Gazze halkına sırtını dönmüş; Gazze'nin teslimiyet bayrağını açmasına çanak tutuyorlar. Tevhidi meesajın en büyük önderi Peygamberimiz ve mücadele arkadaşları gibi yaşadıkları abluka ve ambargoya rağmen varolma savaşı veriyor Gazzeliler… Müslümanlar tüm dünyada kurbanlarını Allah için keserken; Filistin'de bizzat direnen insanların "kurban" olduğuna bu bayramın arifesinde de bir kez daha şahit oluyoruz. Irak'ta vahşi işgal; acımasız yüzünü göstermeye devam ediyor; ABD aristokrasisinin doymak bilmez kursağına meze yapılan Irak halkı her gün onlarca evladını işgalin bir faturası olarak kurban vermeye devam ediyor... Afganlı Müslümanlar bu bayramı da ABD'nin yaktığı ateşin altında eşlerinin, oğullarının, babalarının cenazelerine ağıtlar yakarak geçiriyor… Çeçenistan, Keşmir, Guantanamo, Filipin, Somali… ve daha birçok yerde Müslümanlar zulüm altında...

Bayram arifesinde Kürt sorunu yine militarizmin pençelerine teslim ediliyor. Bölgeden her iki taraftan da gelmeye devam eden ölüm haberleri acılı anaların yüreğini yakmaya devam ediyor; ırkçılık daha bir palazlanıyor… Ergenekon çetesinin karanlıkları bir bir ortaya çıkarken çetenin asıl kökünün militarizmden beslendiği gerçeği atlanıyor; ancak karanlıktan beslenen halk düşmanlarının iktidarlarının ilelebet olamayacağı da gün gibi aşikâr değil mi? Devletin partisi "çarşaf açılımı"yla övünedursun gün geçmiyor ki başörtüsüyle ilgili yeni bir hukuksuzluk, insanlık dışı uygulama gündeme gelmiyor olsun. Yasak yok sayılsa da; muhafazakâr kimi kesimlerce artık kanıksanmaya başlasa da cübbeli darbe düzeni ve bürokratik oligarşinin tüm engellemelerine karşı şükür ki, haklarımızdan ve taleplerimizden vazgeçmeyeceğimizi haykıran insanlarımız başörtüsü direnişini yaşatmaya devam ediyorlar… Bayramları en mahzun bir şekilde kutlayan kardeşlerimiz ise hapishanelerde olanlar, sürgünde yaşayanlar. Sıkıntıları sürüyor; insani yaşam koşulları için çığlıklarını duymaya devam ediyoruz…

Evet! Günleri aramızda döndüren Rabbimiz, bu bayramda da bizleri sınıyor. Yaşadığımız topraklar insan hakları ihlallerine, işkencelere, tecrit koşullarına, yoksulluğa, yolsuzluğa ve ahlaksızlıklara kurban edilen insanların acılarına, sancılarına, beddualarına ve direnişlerine sahne oluyor. Bu acıların daha nice bayramlarda kapılarımızı aşındıracağı, kalplerimizi burkacağı, gözlerimizi yaşlandıracağı çok açık. Tağutların düzeninde bir bayram ne kadar felah buldurursa insana ancak o kadar tat alabiliyoruz bu bayramdan da. Çok şükür ki ellerimizin, gönüllerimizin uzanabildiği infaklarımız, en azından Filistinli çocuklara uzanabilen bir sorumluluk halesini müjdeliyor. Sınırları silikleştiren mücadele azmimiz, Siyonistlerin ve emperyalistlerin tüm engelleme çabalarına rağmen kardeşlerimizin sofralarını şenlendirecek inşallah. Bu kadarını dahi yapabilmek bizleri sevindiriyor. İnanıyor ve iman ediyoruz ki sınırların ve engellerin kalktığı, emeklerin tek bilek, niyetlerin tek yürek olduğu günler çok uzak değil. Yeter ki adayanlardan ve adananlardan olmayı sürdürelim. Rabbimizin bizler için biçtiği sınav terazisini hakkın ve adaletin mizanı kılalım.

Unutmayalım ve daha bir idrak edelim ki,
Kurban adayıştır...
Adayanlardan olmalıyız...
İhlas ve takvayla adanmalıyız Rabbimize...

Önceki ve Sonraki Haberler