Milliyet Gazetesinin Yalan Haberine Dair Açıklama

Milliyet Gazetesinin Yalan Haberine Dair Açıklama

Hrant Dink cinayetinin ardından devlet kurumları ve medya işbirliğiyle yürütülen "bilgi kirliliği" olgusu boyutlanarak sürüyor.

Hrant Dink cinayetinin ardından devlet kurumları ve medya işbirliğiyle yürütülen "bilgi kirliliği" olgusu boyutlanarak sürüyor. Milliyet gazetesinde bugün (10 Şubat 2007) yayınlanan bir haber de bu durumun bir göstergesini sunmakta. Haberde Hrant Dink cinayetinin azmettiricisi olmakla suçlanan Yasin Hayal'in 2004 yılında Şeyh Ahmet Yasin'in şehid edilmesini protesto amacıyla Trabzon'da düzenlenen bir eylemde yönlendirici konumda olduğu dile getirilmekte. Lube Ayar imzalı bu haberde, söz konusu eylemin Alperen Ocakları ve Özgür-Der üyelerince gerçekleştirildiği, bu eylemde topluluğa sloganları ise Yasin Hayal'in attırdığı iddia edilmekte.

Açıkça polis kaynaklı olduğu belirgin olan bu habere Özgür-Der'in nasıl ve neden dahil edildiğini anlamakta zorluk çekmediğimizin altını çizmekle birlikte, haberin içerdiği yalana da dikkat çekmenin gereğine inanıyoruz.

Öncelikle Trabzon'da Özgür-Der'in şubesi bulunmamaktadır. 26 Mart günü yapıldığı iddia edilen bu eylemin kim tarafından organize edildiği ve katılımcılarının kimler olduğu hakkında bilgi sahibi değiliz. Hamas hareketinin önderi Ahmet Yasin'in Siyonistlerce şehid edilmesinin ardından tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de pek çok eylem ve program düzenlenmiştir. Özgür-Der de gerek kurumsal olarak, gerek üyeleri ve gönüldaşlarıyla aktif olarak bu etkinlikler içinde yer almıştır. Bununla birlikte Trabzon'da düzenlendiği iddia edilen eylemle Özgür-Der'in bir ilişkisi yoktur.

Ayrıca şunu da belirtelim ki, başka herhangi bir ek sıfat olmaksızın kendini "İslami kimlik" ile tanımlayan ve her türlü milliyetçiliği ilkesel olarak reddeden bir örgüt olarak Özgür-Der, Alperen Ocakları ile bugüne kadar herhangi bir ortak etkinlik düzenlememiştir. Özgür-Der'in içinde yer aldığı bir eylemin, etkinliğin dışarıdan birilerince veya tanımadığımız şahıslarca yönlendirildiği iddiasını ise zaten başlı başına bir iftira olarak kabul ederiz.

Kuruluşumuzun isminin çok dolaylı bir biçimde de olsa bu konuyla bağlantılı bir biçimde anılmasından şiddetli rahatsızlık duyduğumuzu belirtmek isteriz. Derin devlet, çeteler, karanlık hesaplar ve alçakça bir cinayet bağlamında herhangi bir şekilde ismimizin geçmesi asla kabul edebileceğimiz bir şey değildir. Konuya açıklık getirmek amacıyla hazırladığımız bu açıklamanın dikkate alınacağını ve gerekli düzeltmenin yapılacağını umuyoruz.

Önceki ve Sonraki Haberler