Özgür-Der: Çete Ziyareti Darbeciliğin Teşvikidir!

Özgür-Der: Çete Ziyareti Darbeciliğin Teşvikidir!

Darbeci generallere TSK adına en üst düzeyde yapılan ziyaretin cuntacı, çeteci organizasyonların silahlı bürokrasi tarafından sahiplenildiğinin ve hatta teşvik edildiğinin açık bir delili olduğunu belirten Özgür-Der, Ergenekonculara ve darbeciliğe karşı d

Ziyaretin, ordunun Ergenekon olayında taraf olduğunun da ilanı anlamına geldiğinin belirten Özgür-Der, "TSK, darbe ile iktidarı devirmeye ve Atatürkçülük adına ülkeyi ve halkı faşizan bir diktatörlükle baskı altına almaya çalıştıkları ve bu amaçla bir dizi kirli, karanlık eylem gerçekleştirdikleri, cinayetler işledikleri iddiasıyla yargılanan çete mensupları ile dayanışma içinde olduğunu beyan etmiştir." dedi.

TSK'nın tutumunun militarist zihniyet ve alışkanlıklara uygun olduğunun altının çizildiği açıklamada suça ve suçluya sahip çıkmaktan da öte doğrudan darbeciliği teşvik, ülkeyi militarist bataklığa sokmaya yönelik girişimleri cesaretlendirmeye yönelik bu eylemin TSK'nın tarihi açısından şaşırtıcı olmadığı vurgulandı. Garip olması gerekenin Hükümet'in bu hukuk dışı tutum karşısında takındığı edilgen ve korkak yaklaşım olması gerektiğinin belirtildiği açıklamada "Şemdinli süreci" hatırlatıldı.

Özgür-Der Genel Merkezi'nden yapılan açıklamanın tam metni:

TSK ADINA ÇETE ZİYARETİ

DARBECİLİĞİN TEŞVİKİDİR!

4 Eylül 2008

Türkiye'de militarist zihniyetle köklü bir hesaplaşma içine girilmeksizin ordunun darbeci eğilimlerini terk edeceğini ve askeri vesayetten kurtulmanın mümkün olduğunu sananlar dün yeni bir hayal kırıklığı daha yaşamışlardır. Artık ordunun siyasi konularda tavır belirtmekten uzaklaştığı ve hukuk dışı rollere soyunma tutumunu terk ettiğine dair iddialar/beklentiler arka arkaya sergilenen tavırlarla geçersiz kılınmıştır. Kısa bir süre önce devir teslim törenleri vesilesiyle ordu üst kademesinden dillendirilen ve doğrudan halkı ve siyaseti hizaya sokmaya yönelik uyarılarla başlayan bu süreç, Hava Kuvvetleri Komutanı Aydoğan Babaoğlu'nun Ergenekon olayını "fasa fiso" olarak gördüğünü ima eden açıklamasıyla devam etmiş ve nihayet dün (3 Eylül 2008) gerçekleştirilen ziyaretle birlikte zirveye ulaşmıştır.

Ergenekon darbe çetesi sanığı iki generalin tutuldukları cezaevinde TSK adına ziyaret edilmeleri dört dörtlük bir skandal olmuştur. Kocaeli Garnizon Komutanı Korgeneral Galip Mendi'nin Kandıra Cezaevi'nde tutuklu bulunan iki orgeneral Şener Eruygur ve Hurşit Tolon'u ziyaret ettiği saatlerde Genelkurmay Başkanlığı'nın kendi internet sitesinde ziyaretin TSK adına gerçekleştirilmiş olduğunu ilan etmesi ordunun Ergenekon olayında taraf olduğunun da ilanıdır. Bu şekilde açıkça TSK, darbe ile iktidarı devirmeye ve Atatürkçülük adına ülkeyi ve halkı faşizan bir diktatörlükle baskı altına almaya çalıştıkları ve bu amaçla bir dizi kirli, karanlık eylem gerçekleştirdikleri, cinayetler işledikleri iddiasıyla yargılanan çete mensupları ile dayanışma içinde olduğunu beyan etmiştir.

Bu tavır suça ve suçluya sahip çıkmaktan da öte doğrudan darbeciliği teşvik, ülkeyi militarist bataklığa sokmaya yönelik girişimleri cesaretlendirme eylemidir. Kimse "Ortada henüz kesinleşmiş yargı kararı yok!" vb. söylemlerle bu eylemi meşru ve mazur göstermeye kalkmamalıdır. Ordunun mahkeme kararı bir yana, haklarında dava dahi açılmamış pek çok olayda en keskin yargılarda bulunduğu, en sıradan şüpheyle hatta sadece kanaatle insanları suçladığı, mahkûm ettiği çeşitli yaptırımlara muhatap kıldığı hep bilinmektedir. Kaldı ki Ergenekon olayı ortaya dökülen bunca ifşaattan sonra devasa bir boyut kazanmış ve tam manasıyla siyasi bir nitelik kazanmıştır.

Bu konumdaki bir davaya ilişkin olarak TSK adına sergilenen bu tavrın hem hukuki, hem de siyasi açıdan asla mazur gösterilemeyeceğini düşünmekle birlikte hiç de şaşırtıcı görmediğimizin de altını çiziyoruz. Bilakis her vesileyle siyasete müdahale etmeyi, halkın taleplerini resmi ideolojik kalıplarla boğmaya çalışmayı, Meclis'ten üniversiteye, sokaktan yargıya kadar toplumsal alanların tümünü denetim altında tutmayı alışkanlık haline getiren bir ordunun darbecilikle suçlanan mensuplarına sahip çıkması kendi geleneğine uygundur.

Bu vesileyle Genelkurmay'ın yine bir diğer tutuklu mensubu emekli tuğgeneral Veli Küçük'ü de ziyaretten mahrum bırakmaması gerektiğini hatırlatıyoruz! Ordu adına gerçekleştirdiği onca önemli "hizmet" karşılığı olarak Veli Küçük'ün de bir an önce TSK adına ziyaretle ödüllendirilmesi çok şık duracaktır! Bu ziyaretin yaklaşmakta olan duruşmadan önce gerçekleştirilmesi şüphesiz çok daha anlamlı olacak, bu vesileyle yargı mekanizmasının da bu ziyaretten gerekli mesajları çıkartması sağlanabilecektir!  

TSK'nın tutumu militarist zihniyet ve alışkanlıklara uygundur! Garip olan, şaşırtıcı olan ise hükümetin bu hukuk dışı tutum karşısında takındığı edilgen, korkak yaklaşımdır. Genelkurmay Başkanı'yla görüşmesinin akabinde Başbakan bu skandal ziyaretin "insani amaçlarla" yapıldığını söyleyerek komik bir duruma düşmektedir. "Şemdinli süreci"ni hatırlatan bu yaklaşım başta siyasilerin kendisi olmak üzere tüm toplumu risk altına sokmaya matuf bir acziyettir. Bu yaklaşımla Ergenekon olayının netleştirilmesini beklemek, bu dosya neticesinde darbecilerin püskürtülmesini ummak boş bir hayaldir!

Ergenekon sanıklarının Korgeneral rütbesindeki bir TSK mensubu tarafından ordu adına ziyaret edilmesi bundan sonraki süreçte Ergenekon davasına çok daha büyük bir önem kazandırmıştır. Adil ve onurlu bir gelecek özlemi duyan ve dosyanın örtülmesine, karartılmasına yönelik sorumluluk duyan herkesi darbeciliği koruma ve kollama içerikli bu tavırları yakından takip etmeye ve sürece aktif biçimde dâhil olmaya çağırıyoruz.

Özgür-Der 

Önceki ve Sonraki Haberler