Özgür-Der: “Genelkurmay'ın Suç İşleme Özgürlüğü Yoktur!”

Özgür-Der: “Genelkurmay'ın Suç İşleme Özgürlüğü Yoktur!”

Özgür-Der: “Başbuğ’a sözlerinin açıkça suç teşkil ettiğini söyleyecek ve Ergenekon’un avukatlığından vazgeçmesinin gerekliliğini hatırlatacak bir yetkili yok mudur?”

Org. Başbuğ açık ve kesin bir dille Ergenekon ve Balyoz darbe davalarında yargılanan askeri personele sahip çıkması hakkında bir açıklama yapan Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, Başbuğ'un gerek sanık konumundaki 3. Ordu Komutanı Org. Saldıray Berk'i temize çıkartmaya dönük sözlerinin gerekse de Balyoz darbe planını bütünüyle yok sayan yaklaşımının yargı üzerindeki askeri tahakküm çabasını net biçimde gösterdiğini ifade etti.

Başbuğ'un yargılama safahatına açıkça müdahale teşkil eden sözleri hakkında savcıların dut yemiş bülbüle döndüklerine dikkat çeken Rıdvan Kaya, Hükümet'in de bir yandan darbecileri tasfiye amaçlı operasyonları sürdürürken, öte yandan emri altındaki bir bürokratın, tasfiye edilmesi için hummalı çabalar sarfedilen yapıların muhafızlığına bürünmesine ilgisiz kalışını eleştirdi.

Özgür-Der Genel Merkezi'nden yapılan açıklama:

GENELKURMAY BAŞKANI'NIN SUÇ İŞLEME ÖZGÜRLÜĞÜ OLAMAZ!

22 Mart 2010

Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ tüm uyarı ve tepkilere rağmen devam etmekte olan yargılama süreçlerine müdahale etme tutumunu sürdürüyor. Yakın tarihinde yargı mensuplarının brifing tezgahından geçirilmesi gibi hukuk facialarına ve Şemdinli davası örneğinde görüldüğü üzere askerlerce yönlendirilmiş yargılamalar neticesinde kamuoyu vicdanını yaralayan kararlara sahne olmuş bir ülkede, kuşkusuz bu tutum hukuk tanımazlık geleneğinin yeni bir göstergesi olarak tarihe geçecektir.

Doğan medya grubu yayın organlarında birbiri ardında yayınlanan mülakatlarda Org. Başbuğ açık ve kesin bir dille Ergenekon ve Balyoz darbe davalarında yargılanan askeri personele sahip çıkmış ve devam eden yargılama süreçlerini boşa çıkartmaya yönelik tavırlar sergilemiştir. Başbuğ'un gerek sanık konumundaki 3. Ordu Komutanı Org. Saldıray Berk'i temize çıkartmaya dönük sözleri gerekse de Balyoz darbe planını bütünüyle yok sayan yaklaşımı yargı üzerindeki askeri tahakküm çabasını net biçimde göstermektedir.

Ergenekon davasıyla ilgili olarak "devam etmekte olan yargılamaları etkilemeye teşebbüs"ten bugüne kadar sayısız dava açan ve Şamil Tayyar ile Mehmet Baransu örneklerinde görüldüğü üzere bazı gazetecilerin ceza almalarına zemin hazırlayan savcıların Org. Başbuğ'un yargılama safahatına açıkça müdahale teşkil eden sözleri hakkında adeta dut yemiş bülbüle dönmüş olmaları gayet dikkat çekicidir. Oysa bu ülkede herkes bilir ki, sorun gerçekten mahkemeyi etkilemek ise devam etmekte olan yargılamaları gerçekten etkileyebilecek kişiler gazeteciler değil, militarist yapının şefleridir!

Darbecilikle suçlanan personelini koruma kanatları altına almış görünen Genelkurmay Başkanı'nın, malum tutumuyla bu davalara ilişkin bundan sonra ortaya çıkabilecek gelişmeleri belirlemeye kalkıştığı anlaşılmaktadır. Ve açıktır ki, bu davalardan dolayı yargılanan şahıslarla ilgili bundan sonra verilecek her türlü karar üzerine TSK'nın gölgesi düşmüştür.

Soruyoruz: Kısa bir süre önce gazetecilere darbeci askerlerle ilgili yayınlarından dolayı "alt üst ilişkisini tahrip etmeye kalkışmak suçu"ndan ceza alabilecekleri tehdidinde bulunan ve bir tür gözdağı veren Başbuğ'a sözlerinin açıkça suç teşkil ettiğini söyleyecek ve Ergenekon'un avukatlığından vazgeçmesinin gerekliliğini hatırlatacak bir yetkili yok mudur? Hükümet bir yandan darbecileri tasfiye amaçlı operasyonları sürdürürken, öte yandan emri altındaki bir bürokratın, tasfiye edilmesi için hummalı çabalar sarfedilen yapıların muhafızlığına bürünmesine neden ilgisiz kalmaktadır? Ergenekon ve tüm darbecilerin üzerine kararlılıkla gidilebilmesinin mutlaka militarizmin hukuk tanımazlığının somut bir göstergesi olan bu tavrın hesabının sorulmasını gerektirdiğini anlamak zor mudur?

ÖZGÜR-DER

Önceki ve Sonraki Haberler