Özgür-Der, Siyonistlerin el-Aksa Saldırısını Protesto Etti

Özgür-Der, Siyonistlerin el-Aksa Saldırısını Protesto Etti

Özgür-Der üye ve gönüldaşları Siyonist İsrail'in Mescid-i Aksa'yı yıkma girişimini bir eylemle protesto ettiler.

Özgür-Der üye ve gönüldaşları Siyonist İsrail'in Mescid-i Aksa'yı yıkma girişimini bir eylemle protesto ettiler.

Bugün Fatih Saraçhane Parkı'nda toplanan Özgür-Der üye ve gönüldaşları Siyonist İsrail'in saldırganlığını ve Mescid-i Aksa'yı yıkma girişimini ellerinde "el-Aksa Tehlikede" ve "Kahrolsun İsrail" dövizleriyle protesto ettiler. "Aksa'ya Bin Selam" yazılı bir pankart açan topluluk yalnız Mescid-i Aksa'nın değil, varlığımızın, geleceğimizin ve onurumuzun da tehlikede olduğunu ifade ettiler. Başta Türkiye olmak üzere tüm bölge ülkelerinin işbirlikçilik onursuzluğundan sıyrılarak Siyonistlerin ilk kıblemize yönelik bu saldırısını tel'in etmeleri gerektiğini de ifade eden grup eylem boyunca "İsrail Yıkıyor, el-Aksa Direniyor", "Aksa'ya Selam Direnişe Devam", "Kahrolsun İsrail Siyonizmi", "Emperyalizm Yenilecek İslami Direniş Kazanacak!", "Birruh Biddem Nefdike Ya Aqsa / Kanımız Canımız Feda Olsun Aksa'ya!", "Yaşasın el-Aksa Yaşasın İntifada", "el-Aksa Onurumuz Koruyacağız!" şeklinde slogan attılar ve sık sık tekbir getirdiler.

Kudüs davasının yalnızca Filistinlilerin değil tüm ümmetin davası olduğunu söyleyen Haksöz Dergisi yazarı ve Özgür-Der Yönetim Kurulu üyesi Rıdvan Kaya, eylemde yaptığı konuşmada Mescid-i Aksa'nın tüm Müslümanların şerefi olduğunu ifade etti. Müslümanların Aksa'yı savunmalarının şereflerini ve onurlarını savunmak anlamına geleceğini belirten Rıdvan Kaya, Siyonist saldırganlık karşısındaki suskunluğu eleştirdi. Kaya, Filistin'de son zamanlarda yaşanan karmaşayı, bir iç savaş / kardeş kavgası olarak değil, İslami direniş güçleriyle Siyonistlerin işbirlikçileri arasında gerçekleşen bir mücadele şeklinde yorumladı. Perşembe günü Başbakan Erdoğan'ın davetlisi olarak Ankara'ya gelecek olan Filistin ve Lübnanlı kardeşlerimizin katili Siyonist İsrail Başbakanı Olmert'in ziyaretiyle ihanet çemberine bir halka daha ekleneceğini söyleyen Kaya, bu ziyaretin iptal edilmesini istedi. Ziyaretin gerçekleşmesi karşısında sessiz kalmayacaklarını da ifade eden Kaya, "Olmert ziyaretine karşı çıkmak el-Aksa'yı savunmaktır." dedi.

El-Aksa elimizden giderse sıranın Mekke ve Medine'ye geleceğini söyleyen Vakit Gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak da, Müslümanların tarih boyunca değişik inançtan toplumlara sundukları ibadet ve inanç özgürlüğünün Müslümanlara hiçbir zaman sunulmadığını söyledi. El-Aksa'nın Müslümanlar için nasıl önem ifade ettiğini aktaran Dilipak, konuyla ilgili hükümet yetkililerini harekete geçirmek için girişimlerde bulunduğunu söyledi ve İsrail saldırganlığına karşı hükümetin üzerine düşen sorumluluklara değindi. Aksa'yı yıkma girişimleri karşısında Müslümanların kendi aralarındaki sorunları neticelendirerek kardeşlik ve bir bütünlük içerisinde mücadele etmeleri gerektiğini ifade etti.

Mehmet Ali Aslan'ın Özgür-Der adına basın açıklamasını okumasından sonra Haksöz Dergisi yazarı Bahadır Kurbanoğlu katil Olmert'in ziyaretinin iptal edilmemesi halinde Çarşamba günü saat 14:00'te Taksim Meydanı / AKM önünde yeni bir protesto eylemi gerçekleştirmek üzere sözleştiklerini ifade etti. Filistin halkının zulme, işgale ve onursuzluğa karşı koyma çağrılarına kulak vererek işbirlikçiliğe karşı çıkacaklarını söyleyen Kurbanoğlu'nun sözlerine topluluk "Katil Olmert Türkiye'den Defol!", "İşbirlikçi İktidar İstemiyoruz!" sloganlarıyla karşılık verdi.

Basın açıklamasının tam metni:

"AKSA TEHLİKEDE!"

Filistin'in işgalcisi İsrail, Müslümanların ilk kıblesi Kudüs'e yönelik saldırganlığını yeni bir aşamaya taşıyor. On yıllardır Kudüs'ü Müslümanlardan ve İslam kültüründen, tarihinden arındırma faaliyeti yürüten İsrail sistemli bir çabayla bu kenti Yahudileştirme programı izlemektedir. Bu çerçevede Mescid-i Aksa'nın tümüyle yıkılıp yerine Süleyman Tapınağı'nı inşa etme hedefi, kimilerinin zannettiği şekliyle sadece fanatik bir grup Siyonistin özlemi değil, bilakis ABD destekli İsrail devletinin sistemli ve planlı bir politikasıdır.

Bugünlerde Filistin'de yaşanan iç karışıklıklardan da aldığı cesaretle Siyonistlerin Mescid-i Aksa'nın tahribi projesini bir adım daha ileri taşıdıklarını görüyoruz. Mescid-i Aksa'nın el-Meğaribe (Mağribliler) Kapısı'na giden yolda, sözde yol genişletme gerekçesiyle kazı çalışmaları başlatan Siyonistlerin asıl hedeflerinin Aksa'nın batı duvarının yıkılması olduğu iyi biliniyor. Bahçesini çevreleyen duvarların bir kısmının bu şekilde yıkılmasıyla Mescid'in, bu bölgede yoğunlaşan Yahudi yerleşimcilerin saldırılarına daha açık hale gelmesi kaçınılmazdır.

Siyonistlerin son günlerde ortaya koydukları şeytanlıklarına karşı başta Kudüs'te yaşananlar olmak üzere Filistinli Müslümanlar ellerinden geldiğince direnmekteler. Bu doğrultuda İslami hareket liderleri başta olmak üzere tüm Müslümanlar adeta kendilerini Mescid-i Aksa'ya kalkan kılmışlardır. Ne var ki, acımasız işgal ve korkunç kuşatma Filistinli kardeşlerimizin Siyonistlerin saldırılarını boşa çıkartmalarını zorlaştırmakta ve hatta seslerini duyurabilmeleri önünde dahi büyük bir engel oluşturmaktadır.

Filistinli kardeşlerimiz "Aksa Tehlikede" sloganıyla tüm dünyayı bu Siyonist komploya karşı harekete geçmeye çağırıyorlar. Ağızlarının kapatılmasına, seslerinin kısılmasına karşın herkesi sorumluluklarına sahip çıkmaya davet ediyorlar. Zulme, işgale, onursuzluğa tavır almaya çağırıyorlar. Filistinli kardeşlerimizin "Aksa Tehlikede" sloganı aslında sadece Aksa'nın değil, Müslümanlar olarak varlığımızın, onurumuzun, geleceğimizin tehlikede olduğunun bir simgesi olarak kabul edilmelidir.

İşte tam bu noktada, bizler de işgale ve zulme karşı direniş ve dayanışma vazifemizin bir gereği olarak ilk kıblemiz Mescid-i Aksa'ya karşı yürütülen işgal ve saldırıları lanetliyoruz. Kudüs davasının sadece Filistinlilerin değil, tüm ümmetin davası olduğunu; Müslümanım diyen herkesin bu vahşi işgale tavır almaya mecbur bulunduğunu; hatta Müslüman olmasa dahi, adaletten ve insanlıktan yana olduğunu söyleyen her insanın, Siyonist işgale karşı çıkması gerektiğini haykırıyoruz. Yine bu çerçevede, başta Türkiye devleti olmak üzere Siyonistlerle açık ya da örtülü işbirliği içinde olan tüm bölge ülkelerinin yöneticilerinin bu açık saldırganlığa karşı tavır almaları gerektiğini, aksi halde Siyonist işgalin suç ortakları konumuna düşeceklerini bir kere daha hatırlatıyoruz.

Kanımız Canımız Feda Olsun Aksa'ya!

Birruh Biddem Nefdike Ya Aqsa!

Önceki ve Sonraki Haberler