Özgür-Der Soruyor: MİT Bu Cinayetin Neresinde?

Özgür-Der Soruyor: MİT Bu Cinayetin Neresinde?

Özgür-Der: “Zalim dikta rejimine karşı isyan bayrağı açan şerefli bir direnişçinin sığındığı ülkede gördüğü alçakça muamele tarihe kazınmış kirli bir sayfa olmuştur.”

Birkaç ay önce Hatay’daki kamptan kaçırılarak Suriyelilere teslim edilen Albay Hüseyin Harmuş ve yanındaki Binbaşı Kassum hakkında bir açıklama yapan Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, MİT’in bu olayla irtibatlı olduğuna dikkat çekti.

Sorumluların derhal bulunarak olayın aydınlatılması gerektiğini ifade eden Kaya, “Hükümet bir yandan Baas diktasına karşı dünyayı vicdanlı olmaya, vahşete karşı sessiz kalmamaya çağırırken kendisine sığınmış bir direniş komutanının işkenceci, katliamcı rejime teslim edilmesi olayını sıradan bir suç olarak geçiştiremez. Bu Suriye halkına karşı işlenmiş bir suç, insanlığa ihanettir!” dedi.

Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya’nın yaptığı açıklama

ALBAY HARMUŞ’UN KAÇIRILMASI OLAYI TÜM BOYUTLARIYLA AYDINLATILMALIDIR!

21 Şubat 2012

Özgür Suriye Ordusu’nun kurucularından Albay Hüseyin Harmuş’un kaçırılması olayına dair ortaya çıkan bilgi ve belgeler, MİT’in bu olaydaki sorumluluğunun açık ve net biçimde ortaya konulması ihtiyacını belirginleştirmektedir.

Bilindiği üzere Albay Hüseyin Harmuş 9 Haziran 2011 tarihinde Türkiye’ye sığınmış ve 29 Ağustos 2011 tarihinde Binbaşı Mustafa Kassum ile birlikte Hatay’daki Altınözü Kampından kaçırılarak Baas çetesine teslim edilmiştir. Bilahare Suriye devlet televizyonlarında eylemlerinden pişmanlık duyduğuna dair açıklamaları eşliğinde görüntüleri yayınlanan Albay Harmuş’un idam edildiğine dair bilgiler söz konusu olup, Binbaşı Kassum’un akıbeti hakkında ise hiçbir bilgi edinilememiştir.

Albay Harmuş’un kaçırılıp Suriye yönetimine teslim edildiğine dair iddialar yakın zaman öncesine kadar büyük bir sis perdesi altında iken, Türkiye’nin son haftalarda yoğun gündemini teşkil eden MİT odaklı tartışmalarla birlikte konuya ilişkin bilgiler yavaş yavaş ortaya dökülmüş ve bazı devlet görevlilerinin alçakça bir cinayete ortak oldukları net biçimde ortaya çıkmıştır.

MİT’in Hatay Bölge Müdürlüğünde görevli bir kişi, oluşturduğu çeteye mensup dört kişiyle birlikte Albay Harmuş’un ve Binbaşı Kassum’un kaldıkları kamptan kaçırılması olayını organize ettikleri iddiası ile tutuklanmışlardır. MİT görevlisi O.S. adlı kişi, casusluk, çete kurmak ve Suriye yönetiminin başına 100.000 dolar ödül koyduğu Albay’ı para için kaçırıp, Samandağ’da Suriyelilere teslim etmekten dolayı yargılanmaktadır.

Öncelikle aylardır Albay ve beraberindeki Binbaşı’nın kaçırıldıklarına ilişkin yoğun iddialara karşın, bu olayın bu kadar zaman sonra gündemleşmesi ve ancak MİT hakkındaki spekülasyonların yoğunlaşmasının ardından yasal takibata konu olabilmesi çok ama çok ilginçtir! Aynı şekilde tam tekmil bir devlet operasyonu şeklinde gelişen kaçırma ve teslim etme olayının “çete” kuran bir görevlinin kişisel ihtirasıyla izah edilmesinin de inandırıcı olmaktan gayet uzak bulunduğu ortadadır. Bu çapta bir operasyonu, suça eğilimli bir memurun 100 bin dolar için kalkıştığı bir tertip olarak görmek mantıkla bağdaşmamaktadır.

Ardı ardına ortaya çıkan kimi bilgi ve belgeler MİT’in bu olayla doğrudan irtibatlı olduğu kuşkusunu giderek güçlendirmiştir. Bugün medyada yer alan haberlerden, kaçırma olayından önce MİT’in resmi olarak Emniyet’e Harmuş’un Gaziantep’e kaçacağına ilişkin sahte uyarı yazısı ilettiği; bunu teyit için Harmuş’un cep telefonunun yine MİT’e ait bir araçla Gaziantep’e gönderildiği ve oradan sinyal vermesinin sağlandığını öğreniyoruz. Tüm bu fiillerin disiplinsiz bir memurun işi olamayacağı ortadadır!

Yoğun iddialara rağmen aylarca kaçırma olayını organize eden şahıs hakkında hiçbir işlem yapılmadığı, ta ki çetenin gözaltına alınma tarihinden beş gün önce söz konusu kişinin meslekten men edildiği zaten bilinmektedir. Bu veriler O.S. adlı MİT görevlisinin açıkça korunduğuna, kaçırma operasyonundaki rolünün açığa çıkması üzerine ise eylemin kişiselleştirilmesi çabasına işaret etmektedir.

Ülkesindeki zalim dikta rejimine karşı halkın safında yer alarak isyan bayrağı açan şerefli bir direnişçinin sığındığı ülkede gördüğü bu alçakça muamele bu ülkenin tarihine kazınmış kirli bir sayfa olmuştur. Hükümet bir yandan Baas diktasına karşı dünyayı vicdanlı olmaya, vahşete karşı sessiz kalmamaya çağırırken kendisine sığınmış bir direniş komutanının işkenceci, katliamcı rejime teslim edilmesi olayını sıradan bir suç olarak geçiştiremez. Bu Suriye halkına karşı işlenmiş bir suç, insanlığa ihanettir!

Tüm bu veriler ışığında bizzat Başbakanlık, Özgür Suriye Ordusu kurucularından Albay Hüseyin Harmuş’un ve yardımcısı Mustafa Kassum’un kaçırılmaları olayında MİT hakkında oluşan şaibeleri soruşturmalı, olayı bütün boyutlarıyla açığa çıkarmalı ve kamuoyuna bu vahim olayın tüm faillerinden hesap sorulacağı güvencesini vermelidir.

ÖZGÜR-DER 

Önceki ve Sonraki Haberler