Özgür-Der: Türkiye İşgal Suçuna Ortak Oluyor!

Özgür-Der: Türkiye İşgal Suçuna Ortak Oluyor!

Taliban direnişi karşısında çaresiz kala ABD’nin NATO ülkelerinden ve Türkiye’den asker talebi hakkında Özgür-Der’den bir açıklama geldi.

Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya'nın yaptığı açıklamada, Afganistan'a Taliban'a karşı asker göndermenin de orada eğitim veya imar adı altında bulunmanın da işgal suçuna ortaklık olduğu vurgulandı. Açıklamada, işgal ortadan kalkmadıkça Afganistan'da emperyalist güçlerin ve yerli işbirlikçilerinin yükünü hafifletmeye yönelik projelerde rol almanın asla meşru olmadığı ifade edildi.

Özgür-Der Genel Merkezi'nden yapılan açıklama:

Afganistan'a Asker Göndermek de Bulundurmak da

İşgal Suçuna Ortak Olmaktır!

3 Aralık 2009

Ekim 2001'den bu yana Afganistan Amerikan işgali altında. NATO adına sürdürülen işgal yüzünden bugüne dek Afgan halkı büyük acılar yaşadı. İşgalciler Afganistan'da yoğun işkence ve zulüm politikaları uyguladılar, uluslararası anlaşmalarla yasaklanmış silahlarla sayısız masumu katlettiler. Tüm bu vahşete rağmen Afgan halkı Taliban öncülüğünde güçlü bir direniş sergileyerek işgalcileri büyük bir çıkmaza soktu. Muhtelif zamanlarda Afganistan işgalinde rol alan NATO komutanlarının beyanlarında bu durum açıkça itiraf edilmiştir. Öyle ki Irak ile birlikte Afganistan başarısızlığı da geçtiğimiz yıl yapılan Amerikan seçimlerinde etkili olmuş ve yenilginin sorumlusu olarak algılanan Bush'un Cumhuriyetçi Partisinin seçimleri kaybetmesinde rol oynamıştı. Bush'un izlediği işgal stratejisi boşa çıkmış ve işgalciler Afganistan bataklığına gömülmüştü.

Ne var ki yeni Başkan Obama ile birlikte ABD'nin Afganistan politikasında bir değişiklik olmadı. Bilakis Obama seçim sürecinde vaat ettiği üzere Afganistan'da işgali derinleştirme politikasına yönelmiş görünüyor. Yenilgi ve çaresizlik ABD'yi sonuçsuz kalacağı herkesçe görülen yeni arayışlara itiyor. Halen Afganistan'da bulunan toplam 112 bin civarındaki işgal ordusu içinde 70 bin asker bulunduran ABD önümüzdeki günlerde bu ülkeye 30 bin ilave asker göndermeyi planlıyor. Bu arada ABD işgal bataklığına taze kuvvet gömme planına "müttefik"i konumundaki ülkeleri de dâhil etmeye çalışıyor. Bu çerçevede Afganistan'a ilave asker göndermesi için Türkiye'ye de baskı yapıyor.

Afganistan'a sadece imar ve eğitim faaliyetlerine katkı sağlamak için asker göndermeyi kabul eden ve askerlerinin çatışmalarda yer almasını kabul etmeyen Türkiye bu ülkede halen 1.600 civarında asker bulundurmakta. ABD ise Türkiye'ye Afganistan'a hem takviye kuvvet göndermesi hem de bu kuvveti rezervsiz göndermesi için ısrar etmekte. Bu talebin önümüzdeki hafta Washington'a yapacağı ziyaret esnasında Başbakan Erdoğan'a Beyaz Saray'da ABD Başkanı Obama tarafından da bizzat iletilmesi bekleniyor. 

Türkiye hükümetinin ABD'nin baskılarına rağmen Afganistan'a muharip asker göndermeyi kabul etmeyeceği tahmin ediliyor. ABD kabullenmek istemese de Afganistan'ın giderek tüm işgalcileri yutacak bir bataklığa dönüşme yolunda olduğu sadece Türkiye'nin değil, tüm dünyanın kabul ettiği bir gerçek. Böylesi net bir tabloya rağmen Türkiye hükümetinin ABD baskısına boyun eğerek Afganistan işgalinde doğrudan rol alması söz konusu olamaz. Bu kadar açık bir ihanetin altına hiç kimse imza atamaz!

Bununla birlikte sorun sadece ABD'nin taleplerini reddedip Afganistan'a İslami direniş güçleriyle savaşacak takviye güç göndermemekle halledilmiş olmuyor. Çatışmalara katılmasa da Türkiye halen NATO çerçevesinde bu ülkede asker bulundurarak emperyalist işgal suçuna dolaylı da olsa ortaklığını sürdürmektedir.

Şüphesiz Afganistan'ın eğitim ve imar sorunu vardır ama onlardan çok daha öncelikli ve yakıcı bir sorun olarak işgal sorunu mevcuttur. Ve işgal ortadan kalkmadıkça bu ülkede emperyalist güçlerin ve yerli işbirlikçilerinin yükünü hafifletmeye yönelik projelerde rol almak asla meşru olamaz. Afgan halkına yakınlık, dostluk, kardeşlik göstermek isteyenler öncelikle işgalcilerin bu ülkeden defolup gitmesini talep etmelidirler. Kaldı ki, bu Amerikan halkının da menfaatinedir. ABD yenilgiyi büyük bir hezimete dönüştürmekten başka sonuç vermeyecek ve bu arada karşılıklı olarak pek çok acıların yaşanmasına neden olacak politikalardan vazgeçmelidir. Başbakan Erdoğan'ın Obama ile yapacağı görüşme bu gerçeğin bir kere daha hatırlatılmasına vesile olmalıdır!

ÖZGÜR-DER

Haksoz haksöz

Önceki ve Sonraki Haberler