
Saraçhane'de Siyonist soykırım telin edildi: İran'ı hedef alan Siyonist saldırganlığı lanetliyoruz!
Özgür-Der'in çağrısıyla Siyonist işgal rejiminin katliamlarına karşı Saraçhane’de eylem gerçekleştirildi.
Siyonist işgal çetesiyle İran arasındaki çatışmalar günlerdir sürerken, işgalciler bu sefer İran'dan beklemedikleri bir karşılık buldular. ABD'nin desteğiyle katliamlarını sürdüren işgal rejimi, İran'da üst düzey isimleri hedef alırken İran'ın verdiği karşılık ise Siyonistlerin çok övündüğü hava savunma sistemlerinin zaaflarını gün yüzüne çıkarttı.
Özgür-Der'in çağrısıyla Siyonist işgal rejiminin katliamlarına karşı Saraçhane’de eylem gerçekleştirildi.
Sunuş konuşması gerçekleştiren Murat Ayar emperyalistlerin desteklediği Siyonist çetenin bölgeyi kana bulamayı sürdürdüğünü vurguladı.
"Şehit Yahya Sinvar'ın liderliğindeki Aksa Tufanı, Siyonist çetenin yenilmezlik algısını yerle bir etmişti. Yaklaşık bir haftadır İran'dan atılan uzun menzilli füzeler ise Siyonist çetenin yaşadığı rezaletin son tezahürü oldu. Bugün burada toplanma sebebimiz emperyalizme ve Siyonizme karşı tavır alıp savaş açanlarla dayanışma içinde olduğumuzu gösterme isteğimizdendir. Nasıl Kassam füzelerinin Siyonistleri yerle bir etmesi için dua ediyorsak İran'dan yollanan füzelerin de işgalciyi bulması için dua ediyoruz."
Rıdvan Kaya, İran'ın saldırılarıyla işgal çetesinin zor bir duruma düştüğünü ve bu gelişmenin mazlumları sevindirdiğini vurguladı.
"Siyonistlerin İran'a yönelik saldırıları başlayalı dokuz gün oldu. Bizler de bu vesileyle Tel Aviv'e, Hayfa'ya düşen füzelerin sayısının artması ve Siyonistlerin dehşete düşmesi için Allah’a yalvarıyoruz. Siyonistler 7 Ekim’den sonra Gazze'de bir soykırıma giriştiler. Batı Şeria'da daha fazla işgal politikası yürüttüler. Yemen, Lübnan ve Suriye’de gerçekleştirdikleri saldırıların ardından şimdi de İran'ı hedef alıyorlar. İran'ı hedef almak için uydurulan gerekçelerin tutarsızlığını görmek gerekmektedir. İran veya Pakistan nükleer silaha sahip olunca gösterilen tepki, Siyonist çete nükleer silahlar geliştirince yerini desteğe bırakıyor. Nükleer silahı bugüne kadar dünyada kullanan tek ülke ise ABD’dir. Hukuk ve ahlak dışı iddialarla işgali genişletmeye çalışanlar 20 aydır Gazze'de gerçekleştirdikleri vahşeti unutturmaya çalışıyorlar. Sadece yardım alabilmek için sıraya giren 400 Gazzeli üç hafta içinde katledildi. Siyonist katillerin ve destekçisi olan ABD’nin hiçbir şekilde meşruiyeti yoktur.
Bizler şuanda saldırı altında olan İran yönetiminin; başta Suriye’de işlediği cinayetler olmak üzere, bölgede işlediği zulümlere her zaman karşı çıktık. Bugünse bizim eleştirdiğimiz politikaları sebebiyle değil Siyonistlere tehdit teşgil ettiği için İran hedef alınıyorsa, İran'ın ve İran halkının yanında olacağız. İran'ın işlediği suçları ve mezhepçiliğini görmezden gelmeden Siyonist çete karşısındaki tavrını desteklemek mümkündür. İşgal çetesinin Gazze'de gerçekleştirdiği vahşeti durdurma ihtimali olan her adımın arkasındayız. Netanyahu katili dün tehditler estirirken, bugün sığınaktan çıkamayacak kadar aciz olduğunu herkes görüyor. Rabbimiz Siyonist vahşetin sonunu bizim ellerimizle getirsin. Allah-u Teala kardeşlerimizin sabrını artırsın mücahitlere zafer nasip etsin! "
Yasir Bayram tarafından okunan basın açıklamasıyla eylem sona erdi.
Basın açıklamasının tam metni:
İRAN’I HEDEF ALAN ABD-İSRAİL SALDIRGANLIĞINI LANETLİYORUZ!
21 Haziran 2025 Filistin halkına karşı Gazze’de tüm dünyanın gözleri önünde iki yıla yakın bir süredir tam tekmil bir soykırım icra eden Siyonist çete azgınlıkta sınır tanımıyor. Başta ABD olmak üzere Batılı emperyal güçlerin de desteğiyle Siyonist çete süreci giderek daha kaotik bir ortama dönüştürerek bölgesel tahakküm planları için bir fırsat olarak değerlendiriyor. Kudüs’te Mescid-i Aksa’ya yönelik provokasyonları özendiren, Batı Şeria’da yerleşimci adı verilen işgal sürülerinin yayılımını teşvik eden, Lübnan’a, Yemen’e, Suriye’ye yönelik sürekli bombardımanlara girişen işgal çetesi nihayet saldırganlığını İran’a da taşımış durumda.. 13 Haziran sabahı İran’da nükleer tesisleri ve stratejik merkezleri hedef alan, askeri komuta kademesine ve bilim adamlarına suikastlar tertipleyen Siyonist çete kesintisiz biçimde İran’da katliam ve suikast siyasetini sürdürüyor. İran hava sahasını kontrol altına aldıklarını, İran dini liderini öldürmeyi planladıklarını açıkça ifade eden Gazze kasabı Netanyahu her fırsatta İran’da rejim değişikliği hedeflediklerini ilan ederken, İran halkını da işbirlikçiliğe davet etmekten çekinmiyor. İran’a yönelik saldırısına gerekçe olarak İran’ın nükleer silaha erişme aşamasında olduğu iddiasını ileri süren Siyonsit çete şefi Netanyahu, ABD Başkanı Trump’ın ve diğer Batılı dostlarının da desteğiyle buna izin vermeyeceklerini beyan ediyor. Kendileri her türlü nükleer silahları ellerinde bulundurmalarına rağmen ABD ve İsrail’in, İran’ın ya da bir başka ülkenin nükleer silah sahibi olamayacağını iddia etmeleri ve bunu engellemek adına yıkıcı saldırılara girişmeleri açık bir korsanlıktır. Tüm bu saldırganlığın, hukuksuzluğun İsrail’in kendini savunma hakkı adıyla meşrulaştırılmaya çalışılması ise tam bir ikiyüzlülüktür, sahtekârlıktır.Siyonist çetenin tüm saldırıları nasıl gayrimeşru ise onlara yönelik tüm eylemler de aynı oranda meşrudur.Bu bağlamda İran Rejimi'ne yönelik öfkeden dolayı, işgal rejimine yönelik gerçekleştirilen saldırıları değersiz gösterme çabasına girilmesi doğru değildir.Katil İşgal Rejimi'ni zayıflatacak her türlü eylem meşrudur ve değerlidir. Hiç şüphesiz bugün tüm dünyanın öncelikli gündemi, acil gündemi Gazze’de devam etmekte olan soykırım olmalıdır. Uluslararası mahkemelerce hakkında yakalama kararı çıkartılmış bir insanlık suçlusu olan Netanyahu’nun Gazze’de vahşice, alçakça sürdürdüğü katliamları, vahşeti konuşmak yerine İran’ın nükleer kapasitesini tartışmaya açmak, bununla da yetinmeyip İran’a karşı savaş başlatmak Siyonist çetenin ve hamilerinin bölgemizde ve tüm dünyada egemen kılmaya çalıştıkları vahşi statükonun bir yansımasıdır. Bu statükonun kırılmasına, geriletilmesine yönelik her adım, her çaba desteklenmeli, sahte gündemler ve farazi tartışmalarla Siyonist-Amerikan yayılmacılığının perdelenmesine asla fırsat verilmemelidir. İran’ın uzun bir süredir İslam dünyasında izlediği yanlış siyasetlerin, mezhepçi tutumun Ümmet bünyesinde yol açtığı sıkıntılar, tepkiler asla İran’a yönelik Amerikan-Siyonist saldırganlığını görmezden gelmeyi, bu korsanlığı boş gözlerle izlemeyi haklı çıkarmaz. Elbette İran’ın yanlış siyasetini eleştirmeyi, İran yönetimine yönelik olarak İslam Ümmeti bünyesinde fitneye, yıkıma yol açan tavır ve eylemleri sonlandırma çağrılarımızı sürdüreceğiz. Ama bu hassasiyet ve tepkimiz asla Amerikan-Siyonist işgal ve katliam cephesinin İslam Ümmetinin varlığını, iradesini, onurunu hedef alan zalimane saldırılarını görmezden gelme ya da ikinci plana düşürme basiretsizliğine yol açmayacaktır. Bugün tüm coğrafyamız, Ümmetimiz ve hatta bütün bir insanlık korkunç, zalim bir kuşatma ve tahakküm altındayken Kudüs’ün işgalcisi soykırımcı Siyonist çetenin ve hamisi emperyalist ABD’nin, yani asli düşmanlarımızın teşkil ettiği büyük tehdidi önceleyen bir tutum içinde olmak inancımızın ve coğrafyamızın omuzlarımıza yüklediği bir sorumluluktur. Bu hassasiyet ve bilinçle ABD destekli soykırımcı çetenin başta Gazze olmak üzere, tüm Ortadoğu’da ve İran’da sürdürdüğü işgal, katliam ve saldırıları lanetliyor, Müslümanları ve mazlumları işgalci çeteye karşı ortak tavır almaya davet ediyoruz.
Özgür-Der