Yargı oligarşisine geçit verilmemelidir!

Yargı oligarşisine geçit verilmemelidir!

Özgür-Der muhtıralarla despotizmi kollayan yargı oligarşisinin son bildirisine tepki göstererek askeri bürokrasinin 22 Temmuz’dan bu yana devreye yargı oligarklarını soktuğunu belirtti.

Özgür-Der Genel Merkezi'nden yapılan açıklamada yeni bir muhtıra niteliği taşıyan Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun bildirisinin yargının taraflı ve siyasi olduğunu anlamak istemeyenlere bir kez daha hatırlatmada bulunduğu vurgulandı. Açıklamada "sürekli darbe" mantığıyla 27 Nisan'da olduğu gibi kimi zaman direkt askeri bürokrasi ile; kimi zaman da 367 vb. karar ve bildirilerde görüldüğü gibi yargı bürokrasisi ile "hatırlatma"larda bulunulduğu ifade edildi. AK Parti hükümetinin de yargı despotizmine karşı halktan aldığı sorumluluğu yerine getirmekle mükellef olduğunun belirtildiği açıklamada yargı oligarklarının ayrıcalıklarını korumak adına yargı reformunu engellemeye çalıştıklarının da altı çizildi.

 

Açıklamanın tam metni:

 

YARGI OLİGARŞİSİ AYRICALIKLARINI KORUMA TELAŞINDA!

22.05.08

Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun oybirliği ile 21 Mayıs'ta yayınladığı bildiri oligarşinin muhtıra siciline işlenmesi gereken son adımıdır. Yüksek yargının sürekli olarak yaşanan siyasi gelişmelere ilişkin açıklama yapmasının mutat hale geldiği, yargının 'alışılmış Türkiye manzaraları' tablosu artık hesaplaşılması gereken bir sistem sorunudur. Yargıtay, yargı oligarşisinin taraflı ve siyasi olduğunu bilmek ve anlamak istemeyenlere bu bildiri ile adeta bir kez daha hatırlatmada bulunmuştur.

 

Türkiye'de gizlenemez boyutlarda bir askeri ve sivil bürokrasi sorunu vardır. Oligarşik düzen çıkarları, konumları zedelendiğini düşündüğü an harekete geçmekten çekinmiyor. 'Her gün darbe, sürekli darbe' mantığıyla kimi zaman 27 Nisan'da olduğu gibi askeri bürokrasi kimi zaman da 367 kararında olduğu gibi yargı bürokrasisi harekete geçip ülkenin gerçek sahiplerinin kim olduğu zihinlere kazınmaya çalışılıyor. 22 Temmuz seçimlerinden sonra oligarşi askeri bürokrasi yerine yoğun bir şekilde devreye yargı oligarklarını sokmuş durumdadır.

 

Çelişkilerle malul Yargıtay bildirisinin öncelikli hedefinin Anayasa Mahkemesi'nin başörtüsü davası ile AK Parti kapatma davası hakkında vereceği kararı belirlemeye çalışmak olduğu diğer hedefinin ise hükümetin yapacağı yargı reformu sürecini engellemek olduğu aşikârdır. Aykırı Çizgide Algılanan Partileri Meclis'te sadece CHP'nin mantalitesinin bulunmasını isteyenler bürokraside de sadece CHP'lilerin olmasını istemektedirler. Oybirliği ile yayınlanan bildiriye imza atan 21 Hukuk Dairesi ve 11 Ceza Dairesi, Yargıtay başkan ve başkanvekillerinin koro halinde aynı şeyi söylemiş olmaları da bunun sayısız örneklerinden sadece birisidir.

 

Halk adına konuştuklarını ve karar verdiklerini iddia eden yargı bürokratları halkın oy verdiği partileri kapatarak ve halkın büyük bir çoğunlukla kalkmasını talep ettikleri yasakları ısrarla sürdürerek içine düştükleri durumun saçmalığını fark edemeyecek kadar halktan uzaktırlar. Herkese ve her şeye nizamat vermekten çekinmeyen yargı bürokratları hukuksuz, akıl, mantık ve insaf dışı icraatları karşısındaki eleştirilere olan tahammülsüzlüklerini ise yargıyı etkilemek yaftasıyla göğüsleyerek işgüzarlıklarını sürdürme kaygısındalar.

 

Bir sistem sorunu olan yargının oligarşik niteliği meselesi yargının bağımsız ve tarafsız kalması ya da kuvvetler ayrılığı teranelerinde olduğu gibi temenni, iyi niyet ya da görev hatırlatmalarla geçiştirilemez, halledilemez. Yargı oligarklarının muhtıravari çıkışlarını gerektiği netlikte cevaplayan AK Parti hükümeti, siyasete ve halka karşı uygulamalarıyla cephe açmaktan çekinmeyen sivil ve askeri bütün bürokratik kurumların yetkilerini yeniden düzenlemelidir. Bu bağlamda hükümet, Yargıtay'ın tepkisine neden olan yargı reformu çalışmalarından geri adım atmamalı ve bir an önce uygulamaya geçecek adımları atarak yargı despotizmine karşı halktan aldığı sorumluluğu yerine getirmelidir.

 

Hülya Şekerci

Özgür-Der Genel Başkanı

Önceki ve Sonraki Haberler