Yurtdışı Filistinliler Halk Kongresi’nden ‘Gazze’deki Soykırımı Durdurun!’ çağrısı

Yurtdışı Filistinliler Halk Kongresi’nden ‘Gazze’deki Soykırımı Durdurun!’ çağrısı

Yurtdışı Filistinliler Halk Kongresi 11 farklı ülkede ve 11 farklı dilde gerçekleştirdiği basın açıklamalarıyla, uluslararası kamuoyuna Gazze’deki soykırım ve diğer insanlık suçlarını durdurma çağrısında bulundu.

7 Ekim 2023 tarihinden itibaren aralıksız devam eden siyonist vahşetin bir an önce son bulması için uluslararası kamuoyunu ve İslam ülkelerini gereken adımları atmaya davet etmek üzere basın açıklamasında bulunan Yurtdışı Filistinliler Halk Kongresi, Türkiye’de de kongrenin sekreter yardımcısı Hisham Abu Mahfuz ve Türkiye koordinatörü Muin Naim öncülüğünde yapılan basın açıklamasıyla Türkiye hükümetini ve sivil toplum kuruluşlarını daha etkin mücadeleye davet etti.

Mazlum-Der genel başkanı Av. Kaya Kartal’ın, Özgür-Der yönetim kurulu üyesi Av. Ümit Kudbay’ın ve Hukukçular Derneği yönetim kurulu üyesi Av. Özlem Öztekin’in katıldığı basın açıklamasını Gazeteci Ekrem Kızıltaş okudu.

dsdsa1.jpeg

dsdsa2.jpeg

dsdsa3.jpeg

Yurtdışı Filistinliler Halk Kongresi’nin basın açıklamasının tam metni şu şekildeydi;

Basın Açıklaması

Gazze'deki soykırımı durdurun

Uluslararası tavır ve tepkiler şu ana kadar İsrail'in kuşatma altında bulunan Gazze Şeridi'ndeki Filistin halkına yönelik saldırılarını durduramadı. Diğer taraftan İşgalci İsrail ordusunun saldırılarını destekleyen, yardım eden ve meşru gören ülkelerin tavrından dolayı girişimler başarısız oluyor. Bu basın açıklamasında kadar Gazze Şeridi'ne yönelik hava saldırılarında 3900’ü çocuk ve 2509’u kadın olmak üzere 9800 masum sivil şehit oldu.

İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki Filistin halkına karşı üst üste iki aydır devam ettirdiği bu savaş, esasen 17 yıldır devam eden abluka nedeniyle boğucu bir insani kriz yaşayan Gazze Şeridi'ne yönelik bir savaş suçudur, soykırımdır, Gazze’deki hayatın bütünüyle yok edilmesidir.

İşgalci İsrail, dünyanın gözü önünde, durdurulmadan ve hesap sorulmadan Gazze Şeridi'ndeki Filistin halkına yönelik soykırım suçlarını sürdürüyor. Kendisini durduran ve hesap soran kimsenin olmaması, onu sivilleri öldürmeye, hastaneleri, ambulansları ve yerinden edilenlerin kaldığı merkezleri bombalamaya, gerçeklerin duyulmasını engellemek için gazetecileri öldürmeye ve bu zamanda insanlığa karşı en korkunç suçları işlemeye itmektedir.

İşgalci İsrail, Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarında ablukayı sıkılaştırarak, elektrik ve suyu keserek, iletişim ve interneti keserek suç araçlarını daha da ileri götürmektedir. Bu durum, Gazze Şeridi'ndeki sivillerin yaşadığı insani krizi derinleştirmektedir. Bu, işgal hükümetinin ve onun siyasi ve askeri yönetiminin uluslararası mahkemede yargılanmasını gerektiren bir savaş suçudur.

İşgalci İsrail’in acil insani yardımların, özellikle de hastane ve tıp merkezlerinin gerekli ilaç ve yakıt ihtiyaçlarının girişini engellemesi, uluslararası insan haklarının hesabını sorması gereken bir suçtur.

İşgalci İsrail'in, Filistin halkını Gazze Şeridi'nden sürme, bölge sakinlerini evlerini terk etmeye zorlama ve sayısı şu ana kadar 41 bine ulaşan konutları bombalama, sivilleri öldürme ve yok etmeye yönelik işgal politikası, İsrail çetelerinin 1948'de Filistinlilere yönelik katliam ve tehcir politikasının aynısıdır.

Gazze Şeridi'ndeki Filistin halkının butehciri reddetmesi ve topraklarına ve vatanlarına olan bağlılıkları, İsrail'in sivillere, özellikle de çocuklara ve kadınlara karşı işlediği suçlara verdiği doğal bir tepkidir. Filistin halkı, 1948'deki Filistin Nekbe'sını tekrar yaşayamaz. Çünkü topraklarına kök salmış Filistinliler, her türlü fedakarlığı yapmakta ve meşru haklarını korumaktadırlar.

Ayrıca İsrail uçaklarının sivil tesisleri, hastaneleri, yerinden edilenlerin barındığı UNRWA okullarını, camileri, kiliseleri, ambulansları, BM ve uluslararası kurumların merkezlerini bombalaması, binlerce çocuk, kadın ve yaşlıyı öldürmesi gibi bütün dünyanın şahit olduğu olaylar, işgalci İsrail ordusunun sistematik bir politika ve geniş bir saldırı çerçevesinde işgal altındaki Gazze Şeridi'ndeki sivillere yönelik soykırım ve etnik temizlik gerçekleştirmesi demektir. Bu, uluslararası topluma bir mesajdır. Buna göre İşgalci İsrail devleti, uluslararası hukukun dışına çıkan, BM kararlarını ve uluslararası hukuku hiçe sayan haydut bir devlettir. Onu destekleyen bazı ülkelerin, özellikle de Amerika Birleşik Devletleri'nin tavrı da İsrail’i bunu yapmaya teşvik etmektedir.

İsrail'in kuşatma altındaki Gazze Şeridi'ne yönelik savaşı ve saldırganlığını devam ettirmesi ve işgal ordusunun çocuklara ve mağdur Gazze'de hayatın her alanına karşı işlediği suçlar karşısında, Yurtdışındaki Filistinliler için Halk Konferansı olarak

“Gazze'deki soykırım savaşını durdurun” çağrısında bulunuyoruz.

Bu çağrımız ülkelerimizdeki hükümetler, politikacılar, sivil ve insani kuruluşlar da dahil olmak üzere bütün karar vericilere yöneliktir. Çağrımız şu şekildedir:

1. İşgalci İsrail’in, işgal altındaki Gazze Şeridi'nde sivillere, çocuklara, gazetecilere ve sağlık personeline karşı gerçekleştirdiği saldırılar, Uluslararası Ceza Mahkemesini kuran 1998 tarihli Roma Statüsü ile 1946 tarihli Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılmasına İlişkin Sözleşmeye göre savaş suçu ve tam anlamıyla bir soykırım suçu teşkil etmektedir.   Bu da bu suçlara karşı uluslararası müdahaleyi ve hukuken hesap sorulmasını, suçların kınanmasını ve reddedilmesini gerektiren bir durumdur. Bu nedenle Türkiye cumhuriyeti hükümetini, siyasi, sivil ve insani kurumlarını, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki soykırım suçunu durdurmaya yönelik attığı adımlarını daha da güçlendirerek uluslararası baskıyı artırmaya davet ediyoruz.

2. İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarının derhal durdurulmasını ve Gazzelilerin, özellikle de hastanelerin ilaç, tıbbi malzeme, yakıt, ambulans, sivil savunma malzemeleri gibi insani ihtiyaçları için acil ve gerekli yardımların ulaştırılması amacıyla kapıların açılmasını talep ediyoruz. Ayrıca yaralıların ve hastaların uygun ve gerekli tedaviyi almaları için Gazze dışına çıkmalarına izin verilmesini talep ediyoruz.

3. Refah kapısı başta olmak üzere Gazze Şeridi’ne açılan kapıların tamamen açılmasının, yardım konvoylarının, sağlık ekiplerinin ve sivil savunmanın ekiplerinin girişlerinin kolaylaştırılmasının önemine dikkat çekiyoruz. Bu bağlamda Gazze Şeridi'ndeki tıbbî yardım ve insani ihtiyaçların karşılanması için uluslararası yardım kampanyalarının başlatılması çağrısında bulunuyoruz.

4. Dünyanın her tarafında Filistin davasıyla dayanışma içinde olan herkesi, İsrail'in yalanları karşısında Filistin’in haklı sesinin gür çıkması için Gazze ile dayanışma hareketlerini çeşitli alanlarda sürdürmeye, İsrail'in acımasız saldırıları ve Gazze Şeridi'ndeki Filistin halkına yönelik yürüttüğü soykırım karşısında aktif bir şekilde boykota katılmaya davet ediyoruz.

Önceki ve Sonraki Haberler