"Posthümanizm ve insanın geleceği"

"Posthümanizm ve insanın geleceği"

Özgür-Der Muş Temsilciliği tarafından düzenlenen etkinlikte Muş Alparslan Üniversitesi öğretim üyesi Mahsum Aytepe tarafından "Posthümanizm ve insanın geleceği" konulu bir seminer sunuldu.

Mahsum Aytepe’nin sunumunun özeti:

“Posthümanizm, özellikle son 30 yılda giderek artan şekilde gündeme gelmekte ve pek çok alanda yansımaları görülmektedir. Politik, kültürel ve toplumsal sonuçlar üretecek şekilde etkili olmaya başladığı için posthümanizm sadece felsefi bir konu olarak görülemez. Posthümanizm varlık, bilgi, ahlak, ölüm, yaşam gibi temel olgu ve değerler hususunda bir takım sarsıcı önerilere ve iddialara sahip olduğu için sadece İslam düşüncesini değil semavi kaynaklı din ve değerleri de ilgilendirmektedir. 

Posthümanizm terimi ilk defa Mısır asıllı ABD vatandaşı olan Ihab Hassan’ın, 1977 yılında yayınladığı makaleyle literatüre girmiştir. Ancak posthümanizm literatürünün sistematik anlamda çağdaş ilk teorisyenleri Donna J. Haraway ve Nancy Katherine Hayles olmuştur. Haraway ve Hayles 1985 yılında birlikte yayınladıkları Bir Siborg Manifestosu başlıklı makalede posthümanizm kavramını felsefi anlamlar yükleyerek kullanmışlardır.

Posthümanizm insanı merkeze alan bütün hümanist değerlere ve Batı Aydınlanmasına, hümanizmine ve modernleşmeye karşı bir reddiye olarak ifade edilebilir. Bu çerçevede posthümanizm insana diğer varlıkların üzerinde seçkin ve özel bir konum biçen bütün kültürel kabulleri, ilişkileri ve inançları tahlil edip tenkit eder. 

Posthümanistlere göre insan söz konusu olduğunda “temel”, “evrensel”, “kadim”, “seçkin”, “merkezi”  vb. değerler, yargılar ve nitelemeler kabul edilemez. İnsan için temel bir değerden söz edilemez. Evrensellik bir inşadır ve hiçbir evrensel değer yoktur. Kadim bir inanç ya da kültür olamaz. İnsan seçilmiş ya da seçkin değildir. İnsanın hayatında merkezi nitelik taşıyan hiçbir öz olamaz.

Posthümanistler varlık, bilgi ve ahlak anlayışları itibariyle İslam dini açısından problemli pek çok düşünceye sahiptirler. Posthümanist ontolojinin tartışmasız en temel özelliği materyalist olmasıdır. Posthümanizmin bilgi anlayışı, varlık anlayışıyla doğrudan ilgilidir. Onlar dinin bir bilgi kaynağı olmasını reddederler. Evrensel ve metafizik referanslara sahip bir ahlak anlayışına karşıdırlar. 

Posthümanizm, insana kainatta değerli ve seçkin bir yer biçen hiçbir düşünce ve inancı kabul etmemekte, bunun aksini gerçekleştirmek üzere her türlü çalışmayı meşru görmektedir. Bunun için yeni bir dünya inşa etmeyi hedeflemektedirler. Onlara göre bu yeni dünya, ancak onların “kayıp halk” dedikleri kitle tarafından kurulabilir. Kayıp halk mefkuresinin insan tasarımını sıralayan ünlü posthümanist düşünür Braidotti bunu, transversal, trans birey, trans tür ve trans cinsiyet olarak açıklamaktadır. Görüldüğü gibi posthümanizm açısından bakıldığında normal insanın bir geleceğinden bahsedilemez.”

Program soru-cevap safhasından sonra sona erdi.

img-20221113-wa0010.jpg

img-20221113-wa0011.jpg

 

Önceki ve Sonraki Haberler