
Küreselleşmenin etkileri ve boyutları
Özgür-Der Muş Temsilciliğinde 9 Şubat Pazar günü Güncel Kavramlar programı çerçevesinde “Küreselleşmenin Etkileri ve Boyutları” konusu işlendi.
Burhan Taşkaya tarafından yapılan sunumda kısaca aşağıdaki konulara değinildi:
"Küreselleşme, küresel tarih ve küresel kapitalizm üzerine yapılan çalışmalar her geçen gün artmaktadır. 20. yüzyılın 1950’li yıllarında bazıları bu dönemi "atom çağı" olarak adlandırmak isterken, 1960’lı ve 1970’li yıllarda kimileri gelişmiş endüstri toplumundan, kimileri ise geç kapitalizmden bahsetti. 1980’li yıllarda "risk toplumu" kavramı büyük yankı uyandırırken, "postmodernizm" moda bir terim haline geldi ancak somut bir anlam ifade etmediği için toplumun genel bilincine tam olarak yerleşemedi.
Küreselleşme ise farklı bir boyuta sahiptir ve birçok insanın doğrudan deneyimleriyle ilişkilidir. Bir yandan tüketim ve iletişim araçları sayesinde dünya genelinde, özellikle zengin ülkelerde yaşayanların gündelik hayatına kadar girmiştir. Öte yandan, Sovyet bloğunun dağılmasıyla birlikte tüm gezegen, tek tip Batılı modern yaşam tarzının etkisi altına girmiş gibi görünmektedir. Ekonomik açıdan değerlendirildiğinde, piyasa güçlerinin devlet düzenlemelerinden bağımsız hale gelmesi ve iletişim ile bilişim alanındaki teknolojik gelişmeler neticesinde, arz ve talebin dünya çapında etkili olduğu küresel pazarlar ortaya çıkmıştır.
Küreselleşme konusundaki görüşler geniş bir yelpazeye yayılmaktadır. Bu yelpazenin bir ucunda küreselleşmeyi yeni bir büyüme ve refah çağı olarak görenler bulunurken, diğer ucunda ise bunun demokrasi, işçi hakları, fakir ülkeler ve küresel ekosistem aleyhine işlediğini savunanlar yer almaktadır. Küreselleşme karşıtlarına göre, bu süreç Batılı kapitalist ülkelerin ve Çin’in giderek artan küresel egemenliğinin bir sonucudur. Konuyla ilgili görüş bildiren birçok yazar, küreselleşmenin ulus devletin önemine meydan okuduğu ve devletler ile piyasalar arasındaki güç dengesini piyasalar lehine değiştirdiği konusunda hemfikirdir.
Küreselleşmenin üzerinde uzlaşılan bir diğer yönü ise kültürel alanlar üzerindeki etkisidir. İletişim teknolojileri ve Batı’nın dünya çapında faaliyet gösteren kültür endüstrisi tarafından yönlendirilen kültürel küreselleşme, başlangıçta homojenleşme olarak algılanmış; Amerikan kitle kültürünün geleneksel çeşitlilik pahasına dünya genelinde hakimiyet kurması şeklinde yorumlanmıştır.
Küreselleşme ile birlikte dünya genelinde kültürel ürünlerde standartlaşma ve benzeşme gözlemlenmektedir. Yiyeceklerden giyime, müzikten sinemaya, televizyondan mimariye kadar birçok alanda belirli tarzlar, markalar, zevkler ve pratikler küresel ölçekte yaygın hale gelmiştir. Artık dünyanın hemen her yerinde benzer kültürel öğelere rastlamak mümkündür."
Seminer soru-cevap faslının ardından sona erdi.