28 Şubat Sakarya’da Protesto Edildi

28 Şubat Sakarya’da Protesto Edildi

Özgür-Der Sakarya Şubesi’nin çağrısıyla, 28 Şubat’ın 13. yıldönümünde Adapazarı-Gar meydanında toplanan Özgür-Der üyeleri ve darbe karşıtları; 28 Şubat darbecilerinin yargılanmasını ve Ergenekon yapılanmasının üzerine kararlılıkla gidilmesi gerektiğini vurguladılar.

Özgür-Der Sakarya Şubesi'nin çağrısıyla Gar Meydanı'nda düzenlenen basın açıklamasında, 28 Şubat darbecileri lanetlenerek, darbe karanlığına karşı adalet ve özgürlük talepleri yinelendi.

Açıklamada, askeri vesayet rejimi ile ülke üzerine ipotek konmasına engel olabilmek için militarist bataklığın tamamen kurutulması gerektiği dile getirildi. Kemal ALPAY tarafından okunan basın açıklamasında 28 Şubat'a ilişkin şu vurgular ön plana çıktı: "Evet!  Çetelerin, aklı, imanı, dışarıda çetelerin,  yer altına silah depolayanların,  ellerindeki medya gücüyle hokkabazlık  ve tetikçilik yapanların ortaya çıktığı gündür 28 Şubat.

Onursuzlukla sorumsuzluğun at başı yarıştığı, sömürünün ayyuka çıktığı, haram para transferlerinin normalleştiği namlu işaretiyle kurdurulan partilerin revaçta olduğu gündür 28 Şubat.

Yargı bağımsızlığının dipçik gölgesinde kaldığı, yüksek yargı denen zevatın brifing almak için sıraya girdiği  rektörlerin "ordu göreve"  hezeyanına kapıldıkları bilim adamlığının intihalle özdeşleştiği gündür 28 Şubat.

Laiklik elden gidiyor naralarıyla halkın manipüle edilmek istendiği,hırsızlığın talanın vurgunun ve faizci tefeciliğin sistemin kutsalları üzerinden meşrulaştırıldığı gündür 28 Şubat."

ALPAY'ın ahid niteliğindeki şu sözleriyle açıklama sona erdi: "Bizler 28 Şubat olarak bilinen askeri ve yargı bürokrasinin sermaye ve medya sınıfları eliyle halka tahakküm etmeye çalıştığı bu  zulüm düzenine boyun eğmedik bundan sonra da eğmeyeceğiz. Bu vesileyle hak ve özgürlük düşmanlarını tekrar lanetliyor; adalet ve özgürlük taleplerimizi kazanana kadar direnişin devam edeceğinin bilinmesini istiyoruz." 

Eylem boyunca "Darbeciler Halka Hesap Verecek" ve "Direniş Adalet Özgürlük" sloganları atıldı. "28 Şubat Hukuksuzluğu Yargılansın; Ergenekon Bataklığı Kurutulsun" ve "Zulme Karşı Direniş; Herkes İçin Adalet" pankartları ile "Darbeci Şefler Yargılansın!", "Eğitimde Yargıda Siyasette Sokakta; Militarist Dayatma Son Bulsun!", "Zulme Karşı Direniş Herkes İçin Adalet", "Unutmayacağız!", "Başörtüm Özgür mü? HAYIR!", "28 Şubatçılar Yargılandı mı? HAYIR!" ve "28 Şubat Sürüyor; (D)uyuyor musunuz?" dövizleri taşındı.

 

 

 

Basın açıklamasının tam metni: 

İslam'a ve Müslümanlara karşı yapılan 28 Şubat post modern darbesi üzerinden 13 yıl geçti. Halka ve halkın iradesine koyulan ipoteğin en son göstergesi olarak 28 Şubat uygulayıcıları açısından  da adeta bir iflasın işareti oldu.28 Şubat'la Türkiye'de rejim en derininden sarsıldı. İddia edip durdukları sosyal devlet ilkesi yerle bir oldu. Ekonomik açıdan her yer bataklığa  döndü. Siyasetten bürokrasiye tüm toplum fişlenerek kaos ve çatışma toplumsal tabanın genel karakteri oldu.

Darbeciler başta üniversiteler, başörtülüler ve imam-hatipliler olmak üzere her kesime yönelik baskıcı ve dayatmacı uygulamalarıyla on binlerce insanın geleceklerini kararttılar. Binlerce insan işinden gücünden oldu. Yüzlercesi olmadık uydurma gerekçelerle cezaevlerine atıldı. Yargısı yürütmesi yasaması ve medyasıyla tüm birimler askerden brifing alır hale getirildi. Andıçlar havalarda uçuştu durdu. Darbeciler o kadar azgınlaştılar ki, bazılarınca 28 Şubat'ın bin yıl süreceği gibi hamasi sloganlar üretildi.

Evet!  Çetelerin, aklı, imanı, dışarıda çetelerin,  yer altına silah depolayanların,  ellerindeki medya gücüyle hokkabazlık  ve tetikçilik yapanların ortaya çıktığı gündür 28 Şubat.

Onursuzlukla sorumsuzluğun at başı yarıştığı, sömürünün ayyuka çıktığı, haram para transferlerinin normalleştiği namlu işaretiyle kurdurulan partilerin revaçta olduğu gündür 28 Şubat.

Yargı bağımsızlığının dipçik gölgesinde kaldığı, yüksek yargı denen zevatın brifing almak için sıraya girdiği  rektörlerin "ordu göreve"  hezeyanına kapıldıkları bilim adamlığının intihalle özdeşleştiği gündür 28 Şubat.

Laiklik elden gidiyor naralarıyla halkın manipüle edilmek istendiği, hırsızlığın talanın vurgunun ve faizci tefeciliğin sistemin kutsalları üzerinden meşrulaştırıldığı gündür 28 Şubat.

Evet,  bugün 28 Şubat'ın üzerinden 13 yıl geçti. Biraz daha farklı bir yıldönümü bugünkü. Dün 28 Şubat'ın mimarlarından, Batı çalışma Grubunun teorisyenlerinden  Emekli Orgeneral Çetin DOĞAN Balyoz soruşturması kapsamında tutuklandı. Balyoz darbe planı kapsamında gözaltına alınan diğer kuvvet komutanları tutuksuz yargılanacaklar.Gözaltına alınanların sayısı yetmişleri geçti. Yüzde doksan beşi asker olan bu zevatın birkaç gün  emniyette çekyatlarda yatıp kalkmaları bazı darbeci severlerin zoruna gitti.

Zamanında on binlerce insanı mağdur edip gelecekleri ile  oynayan bu darbeci paşaların yaptıkları bu zulmün cezasını çekmemeleri düşünülemez. Hiçbir suçları olmadığı halde başörtülüleri keneye benzetip cüzzamlı gibi davrananların bugün çekyatlarda ağırlanmaları yarın sekara yani cehenneme yaslanmayacakları anlamına gelmez.

Bugün biraz daha farklı bir 28 Şubat yıldönümündeyiz. Kahraman diye sunulanların maskelerinin düştüğü kasetlerin ses kayıtlarının ortaya çıkartıldığı görünürde de olsa darbenin ve darbeciliğin karşılıksız kalmadığı hesabının sorulmaya başlandığı kartelci medyanın  sesinin kısıldığı, sömürülerin hortumlamaların arkasının kesildiği bir döneme girilmiş bulunuyor. Ama bunlar yeterli değildir.

Şimdi artık gasbedilen tüm haklarımızın geri iade edilmesi gereken zamandır.Şimdi artık hak ve özgürlüklerimizi elde etmemiz için sesimizi daha da yükseltmemiz gereken  zamandır. Darbecilerin tamamının sonuna kadar hesap vermesi gereken zamandır. Darbe ve darbecilerle hesaplaşılmadan toplumsal huzur ve barış ortamının sağlanması mümkün değildir.

Unutmayalım ki, 28 Şubat zulmü devam ediyor.

Başörtüsü yasağı, kesintisiz eğitim dayatması, katsayı zulmü hala sona erdirilmedi.

28 Şubat'ın teorisyen ve uygulayıcıları henüz hesap vermediler.

Bizler 28 Şubat olarak bilinen askeri ve yargı bürokrasinin sermaye ve medya sınıfları eliyle halka tahakküm etmeye çalıştığı bu  zulüm düzenine boyun eğmedik bundan sonra da eğmeyeceğiz. Bu vesileyle hak ve özgürlük düşmanlarını tekrar lanetliyor ; adalet ve özgürlük taleplerimizi kazanana kadar direnişin devam edeceğinin bilinmesini istiyoruz.

Önceki ve Sonraki Haberler