“Emperyalist Çete Özgürlük Getirmez!”

“Emperyalist Çete Özgürlük Getirmez!”

Özgür-Der Sakarya Şubesi adına Mehmet Baki Kızıltepe bir basın açıklaması yaparak Batı’nın Libya’ya gerçekleştirdiği saldırıyı değerlendirdi.

Basın açıklamasının tam metni:

Emperyalist çete özgürlük getirmez!

Yıllardır emperyalizmin ve onun idaresindeki işbirlikçi yönetimlerin ve diktatörlerin baskısı altında direnen ve Tunus ve Mısır ile başlayan intifadalar ile hak adalet ve özgürlükleri için ayaklanan müslümanlar son olarak Libya'da diktatör Kaddafi ile mücadele ederken şimdi de ABD İngiltere ve Fransa'nın buraya güya dökülen kanın durdurulması için başlattıkları saldırı ile karşı karşıya kaldılar. Akdeniz üzerinde konuşlanmış ABD üslerinden hareket eden uçaklar Libya'ya bomba yağdırmaya başladı. Kaddafi'nin saldırıları ile sürekli geri adım atmak durumunda kalan Libya halkı şimdi de uluslar arası despotların katliamlarına maruz kalmış durumda.

Yaşadıkları ekonomik krizlerin faturalarını sömürdükleri ülkelerin halklarına çıkartmaya alışmış emperyalistler son dönemde şekil değiştiren sömürü çarkını anlayamayan ayak direyen yerli işbirlikçilerini de nasıl bir kalem de harcayabileceklerinin son örneği olarak Irak ve Saddam örneği daha hafızalarda taptaze dururken şimdi de Libya ve Kaddafi üzerinden gösteriyorlar. Günlerdir Kaddafi'nin saldırıları ile yaşanan vahşet ve katliam şimdi güya özgürlük ve kanı durdurma adına ABD İngiltere ve Fransa tarafından devam ettiriliyor.

Kendi halkına "fareler" diyebilecek kadar gözü kararmış zalim bir diktatörün hesabı ile uğraşan ve çaresiz kalan Libya halkı ile beraber tüm dünya da biliyor ki Kaddafi'nin ve yönetiminin hiçbir meşruiyeti kalmamıştır. Ayaklanmanın liderliğini yapan Muhalif Konsey'in açıklamasına göre ayaklanmanın başından bu yana masum Libya halkından katledilenlerin sayısı 8 binlere ulaşmış durumda. Hiçbir suçu olmayan hak ve özgürlük ile adalet arayan 8 bin insan. Eline bu kadar insanın kanı bulaşmış Kaddafi nasıl olacak da Libya halkını temsil edecek.

Daha düne kadar Batılılara yaranmak için "ben gidersem El Kaide gelir" "bunlar bin Laden'in adamları" diyecek kadar zavallılaşan Kaddafi şimdi kalkıp ABD İngiltere ve Fransa'nın saldırılarına karşı halkını "haçlılara karşı cihada" çağırmasına ne demeli. Biz bu filmi daha önce bu topraklarda da görmedik mi? Müslümanların öle öle kazandığı topraklar üzerinde İslam'ı ve Müslümanları yok etmek isteyenler kimlerdi bizler çok iyi biliyoruz.

Emperyalistlerin yaşadığı tutarsızlık ve gözü dönmüşlük ortadadır. Onlar müslüman halkların değil petrolün ve diğer zenginliklerin dostudurlar. Yayınlayıp durdukları dostluk ve barış mesajlarının arkasında kendi iğrenç çıkarları vardır. Kaddafi'nin zulmü ile canhıraş bir mücadele verirken emperyalistlerle de savaşma durumunda kalan Libyalı Muhalif Konsey ortaya çıkan zorluğa karşı direnmeli ve adalet ve özgürlük talebini Kaddafi'ye haykırdığı gibi Obama ve Sarkozy'e de haykırmalıdır. Emperyalistlerle onların istediği şekilde bir işbirliğine girmek Muhaliflerin sonu olacağı gibi direnişlerini de bitirecek bir sona yol açacaktır.

Bunun yanında ayaklanmanın başladığı tarihlerde panikleyip apar topar 25 bin insanı Libya'dan getirmeyi başaran Dışişleri başından bu yana Batı'nın müdahalesine karşı olduğunu açıklayıp dursa da ve Müslüman coğrafya'ya rol model olarak sunulan Başbakan Erdoğan "ben Kaddafi'ye telefonda söylemiştim halkın özgülük taleplerine kulak ver. Benim bunu söylediğim tarih 1 Mart'tır" dese de elin oğlu Libya'yı bombalamaktan geri durmadı. Hem "Libya halkı mutsuzken biz mutlu olmayız" deyip hem de "Libya istikrara kavuşturulsun" gibi müdahaleye örtülü destek anlamına gelebilecek sözler sarf etmenin bir dünya başbakanına (!) yakışmadığını da kendisinin anlaması gerekir. Batı'nın Irak'taki Afganistan'daki katliamlarından gerekli dersleri çıkartmayan Hükümet Libya'dan da gerekli dersleri almazsa konjonktür ve dengeler değiştiğinde Amerikan veya İngiliz jetlerinin seslerini çok daha yakından duyabileceğini de unutmasın.

Şurası var ki emperyalistler ve yerli işbirlikçileri ne yaparlarsa yapsınlar Müslümanların direniş ve intifada bilinçleri her yerden tekrar tekrar patlayacak ve ekin misali boy verecektir. Baskılar katliamlar ve işgaller Müslümanların direniş ruhunu azaltmaz aksine kıraç toprakları yeşerten bir dirilişin yollarını açar.

Tevhidin ve adaletin mücadelesini verenlerin amacı Rabb'lerinin rızasını kazanmaktır ve Allah'ın yardımı da tevhidin ve adaletin mücadelesini verenlerin yanında olacaktır.

Önceki ve Sonraki Haberler