“Cemaat Olmak ve Eleştiri Üslubumuz”

Gaziosmanpaşa Özgür-Der 2017/18 yılı eğitim dönemi programlarından “Kazanımlarımız ve Eksikliklerimiz” üst başlığıyla “Cemaat olmak ve eleştiri üslubumuz” konusu Bahattin Urlu’nun anlatımı ile gerçekleştirildi.

Bahattin Urlu sunumunda özetle şu konulara değindi:

İnsanlar tek bir ümmetti, Allah müjdeciler ve uyarıcılar olarak Nebiler gönderdi ve beraberinde insanların anlaşmazlığa düştüğü şeyler konusunda aralarında hüküm vermek üzere kitapları hak olarak indirdi. Kendilerine apaçık ayetler geldikten sonra kitap verilenler arasındaki kıskançlık yüzünden anlaşmazlığa düştüler ve aralarında bölük bölük oldular. Herkes kendi yanından memnun olacak şekilde bir anlayış oluştururlar.

Cemaat şahsiyetlerin yok edilmeden kişiliği korumanın ve ortak bir şahsiyet oluşturmanın adıdır. Cemaatle kalabalık birbirinden farklıdır. Hedef birlikteliğiniz varsa bunu cemaat olarak nitelendirebilirsiniz. Parçaların birleşerek bir bütün oluşturduğu yapıya cemaat diyebiliriz. Cemaatin amacı bireysellikten uzak nitelikli Müslüman olunmasını sağlamaktır. Her cemaate göre nitelikli insan tasavvuru farklıdır. Müslüman kendi nefsinden önce kardeşini düşünebilecek, onun nefsini düşünebilecek bir yapı, bir anlayış oluşturabilmek durumundadır. Cemaatli olmak disiplinli ve kontrollü bir hayat sürmenin yoludur.

Etrafımızdaki hiçbir cemaat camia Allah'ın dinine bağlı olduğunu söyleyen ve ben Müslümanım diyen, alnı secdeye giden, kıbleye yönelen hiçbir insana karşı buğz beslememeliyiz, hedef göstermemeliyiz, onları kazanmanın yolu ve gayreti içerisinde olmalıyız. Bunun için nefsimizden ne tür fedakarlıklar yapmamız gerekirse bunu yapmamız gerekir diye düşünmeliyiz. Kurani karşılığı kalpten gelen yumuşak sözlerdir. Muhatabı ikna etmek için dili yumuşatmalıyız ama dini yumuşatmayacağız.

Ölçüsüz ve hedef gözetilmeyen eleştiriler olumlu olmayacağı gibi bireyler arasında mesafe ortaya çıkmasına, giderek cemaate ve cemaatler arası düşmanlık ve güvensizliğe neden olabilir. Eleştiri yapılırken mutlaka giderilmesi gereken yanlışların yerine ikame edilmesi gereken doğrunun da söylenmesi gerekir.

En yaygın olan durumlardan bir tanesi de eleştirmekten kaçıyoruz, yanlışa göz yumuyoruz. "Hocamızın bir bildiği vardır", "abimiz daha iyisini bilir", "aman kardeşimizi kırmayalım", şeklinde birbirini idare etme tavrı neticede İslami sorumluluk bilincinin törpülenmesi sonucunu doğurmaktadır. Muhafazakar geleneğinde etkisi ile zaten eleştiren sorgulayan kişilerin pek makbul görülmediği, aykırı sayıldığı bir ortamda eleştiri fazladan cesaret isteyen bir iş olarak karşımıza çıkmaktadır. Eleştiri ahlakı kurumsallaştırılmalı bakın altını çiziyorum eleştiri ahlakı kurumsallaşmalı herkes birbiri arasında bunu yapmalı ve çok güzel yapmalı.

Asla unutulmaması gereken safımızın, yanımızın müslümanların yanı ve safı olduğudur. Saflarımızı zayıflatacak söz, söylem ve eylemlerden uzak durmanın gerektiğini göz önünde tutmalıyız. Yanlışlardan, hatalardan hareketle İslam düşmanlarının değirmenlerine su taşımamalıyız.

Seminer soru-cevap, katkılar ile son buldu.

 

Etkinlikler Haberleri

İstanbul Sözleşmesi Sadece “Şiddet” ile mi İlgili?
“Sistem İçi Araçların Kullanılması”
Bilgi, Sâbikûndan Olmak İçindir
“Geleneksel ve Modern Sapmalar”
Gaziosmanpaşa Özgür-Der’de İftar Yapıldı