Bireysel ve Toplumsal Değişim İçin; Usûl ve Disiplin

Bireysel ve Toplumsal Değişim İçin; Usûl ve Disiplin

Van Özgür-Der Şubesi’nin aylık konferans dizisinin ikincisi olan “Bireysel ve Toplumsal Değişim İçin; Usûl ve Disiplin” başlıklı konu ile şube üyesi Necip ERGİNYÜREK tarafından bir sunum gerçekleştirildi.

Sunumdan önce gençlerin Kur'an tilaveti ve Şube Başkanı Hayati Beyde'nin kısa bir açılış konuşması oldu. Beyde konuşmasında Suriye'de devam eden 9 yıllık savaşa dikkat çektikten sonra, son güllerde Esad, İran ve Rusya eli ile İdlib'te gerçekleşen insanı kıyımı/katliamı kınayarak Müslümanların bu süreçte göç edip gelen muhacir kardeşlerimize maddi ve manevi yardımların yapılması için gerekli çalışmaların yapması gerektiği ifade etti. Yapılacak yardımların uzun soluklu olması gerektiğine dikkat çeken beyde şube olarak yapmamız gerekenlere dikkat çekti.

Daha sonrası sunumu için sözü konuşmacı Necip Erginyürek'e bıraktı.

Erginyürek " Yaşayıp inandıklarımız, maruz kalınmışlık mı tercih edilmişlik midir? Sorusuyla sunumuna başlayarak,

"Dünya çapında büyük hadiselerin ve değişikliklerin yankılarının kulakları sağır ettiği, değişim çağrılarının her noktadan dillendirildiği bu tarihî dönemeçte İslam toplumları maruz kaldığı fiziksel/askeri ve kültürel tehditler karşısında hak için göğsünü siper ederek küllerinden yavaş yavaş yeniden doğmaktadır. Çünkü Şuan postmodern dünya çökmüştür. Kendi içinde artık değer üretemiyor.

Bu değişimi yakalayacak olan Siyasal, sosyal, bireysel ve toplumsal değişimi önceleyen her hareketin "öncelikli bir hedefinin" olması hayati önem arz etmektedir. Daha sonrası öncelikli hedefe götürecek sorumluluk, çaba ve emeğin sürekli bir şekilde olması gerekmektedir.

Düzenin değişimini için sünnetullah gereği beden ödeyebilecek ve irade ortaya koyabilecek "kuran nesli eğitimi" hayatı önem taşımakta.

 "Müslümanlar..! Yorulmuş atlar gibisiniz. Yorulmuş ama hiç koşmayan." Abdullah Azzam

Kur'ân bu anlamda incelendiği zaman, görülecektir ki, toplumsal değişmenin temel unsuru toplumun kendisidir. Ayrıca Kur'ân toplumsal değişmenin dînî ve ahlâkî sebeplerini de vurgulamakta. Yani kuran toplumu fıtrat, değerler ve ahlak çerçevesinde değiştirmek ister.

Sunumuna  toplumsal değişim bağlamındaki ecel ve sünnetullah ile tağyîr, müdâvele ve def' gibi Kur'ân kavramlarına dair bir panorama sunan Erginyürek;

"(Onların gidişatı da) tıpkı Firavun toplumu ve ondan öncekilerin gidişatı gibi: Allah`ın mesajlarını ısrarla yalanladılar; ardından, Allah da günahları nedeniyle onları (suçüstü) yakalayıverdi. Elbette Allah (işinde) kuvvetli, azabında şiddetlidir. Bu, şu (yasa) gereğidir: Allah, bir topluma bahşettiği nimeti o toplum özbenliğine yabancılaşmadıkça asla değiştirmez(tağyîr): zira Allah her şeyi işitendir, tarifsiz bir ilimle bilendir." Enfal 8/52-53

Değişim için usul ve disiplinin önemine değinen Erginyürek

A- İslami Kimliğin ve Pratik Mücadelenin Oluşumunda USÛL;

"Toplumlar, medeniyetler ve imparatorluklar, kendini doğuran ana fikirlere ihanetlerinden dolayı yıkılırlar." Malik bin Nebi düşüncesi ile düştüğümüz ve yıkımımızı gerçekleştiren fikirleri hikmetle tekrar nasıl doğurabiliriz.? Bunu hangi yol ile gerçekleştirebiliriz? Sorularını sorarak

Usuldeki amaç MEKTEB olmaktır tespitinde bulundu.

Fikir ayağımız çöktü. Fikir çökünce üretme, bilgi, değer ve buna bağlı edebiyat, kültür, sanat vs ortaya bir şey bırakamıyoruz. Müslüman zihin ve düşünce, kendine ait bir düşünce metodu geliştirememenin hep sıkıntısını yaşadı, diyebiliriz. Bu meselede en büyük yanlışlık İslam'ın paradigması dışında bir metot/metotlar aranmış olmasıdır. Yani Vusûlsüzlüğümüz usûlsüzlüğümüzdendir.  

Peki usül nedir? ve ne işe yarar? Usul, bilgi değildir. Bilgiyi üreten araçtır. 

Buhârî Sahîh'inde İbn-i Mes'ud'dan şöyle nakleder: "Allah şifanızı size haram kılınan şeylerde yaratmamıştır."  " şifanızı haramda aramayın."

B- Toplumsal Değişim İçin Disiplin

Müslümanların disiplin konusunda gerekli başarı ve sınavı veremiyorlar. Maalesef  İslam disiplin ve düzen  iken bu konuda yazılmış eser dahi bulamıyoruz. Disiplin bir cemaatin, bir topluluğu  ruhundur. Bu ruh korunmaz ise cemaat, yapı istediği kadar iyi olsun, fikirleri güzel olsun maalesef başarıya ulaşmaz.

Uhud savaşı disipline uymayan okçuların İslam tarihinde oluşturmuş olduğu  bir dramımızın adıdır.  Ali İmran Süresi-152

Zamanın disiplini:

 (Fâtır, 37)/   "İki günü eşit olan ziyandadır."Hadis Deylemî, sünen

img_20200104_160501.jpg

 

Önceki ve Sonraki Haberler