Akhisar'da ''Emeviler Dönemi ve Kıyamlar'' Semineri

Akhisar'da ''Emeviler Dönemi ve Kıyamlar'' Semineri

Akhisar Özgür-Der temsilciliğinde ''İlk Dönem İslam Tarihi ve Ekoller'' üst başlığıyla düzenlenen seminer programlarının yedincisi Bursa Özgür-Der şubesinden Aziz Avar'ın sunumuyla yapıldı.

Aziz Avar ''Emeviler Dönemi ve Kıyamlar'' başlıklı konuya Hz. Muhammed'in vefatından sonra Hz. Ali dönemi sonuna kadar olan tarihin önemli noktalarını hatırlatarak başladı. Avar konu hakkında özetle şunları anlattı:

''Hz. Osman'ın şehit edilmesinden sonra müslümanların biat ettiği Hz. Ali halife olmuştur. Muaviye ve yandaşları Hz. Osman'ın katillerini bahane ederek Hz. Ali'ye yüklenmeye başlamışlar ve bu dönem kargaşalara sahne olmuştur. Hz. Ali ve Muaviye'nin Sıffin savaşında karşı karşıya gelmesinden sonra Hz. Ali ordusundan ayrılanlar-hariciler- Hz. Ali ve Muaviye taraflarının Allah'ın sınırlarını aştıklarını, hükmü Allah'tan başkasına verdiklerini iddia ederek her iki tarafa da karşı durmuşlar ve bunun neticesinde üç tane fedai belirleyip bir sabah namazı çıkışında Hz. Ali'yi şehit etmişlerdir.

Hz. Ali'nin şehadetiyle birlikte kargaşa daha da artmış, Muaviye Şam valisi iken Şam'da halifeliğini ilan etmiştir. Bunun yanında Hz. Ali taraftarları, halife olarak Hz. Hasan'a biat etmişlerdir. Hz. Hasan, daha fazla Müslüman kanı akıtılmaması için karşılıklı anlaşma ile hilafeti Muaviye'ye teslim etmiştir. Muaviye'nin hilafeti devralmasıyla birlikte tarihte Emeviler dönemi başlamıştır. Emeviler'le birlikte İslam'ın tasvip etmediği saltanat sistemi de başlamıştır. Bunla birlikte Muaviye yönetimine yapılan eleştiriler şunlardır:

- Yerine sarhoş ve eğlenceye düşkün olan oğlu Yezid'i atamıştır.

- Kufe ve Basra valisi Ziyad b. Ebih'i kendi nesebine katmıştır.

- Hz. Ali'ye sürekli söven Muğire b. Şube'ye karşı çıkan Hucr b. Adiyy'i şehit etmiştir.

- Hz. Ali ve Ehl-i Beyt'e Cuma namazlarında lanet okutmuş ve sövdürmüştür.

- Rasulullah'ın Medine'den sürdüğü ve asla Medine'ye girmesine izin vermediği Mervan b. Hakem'i affetmiş ve Medine'ye vali tayin etmiştir.

Muaviye'nin bu uygulamalarına tevhid ehli bir çok Müslüman karşı çıkmıştır. Bunların başında Hz. Ayşe, Hz. Hüseyin, Hz. Abdullah b. Ömer, Hz. Abdullah b. Zübeyr, Hz. Abdurrahman b. Ebu Bekr gelmektedir.

Emevi Devleti'nde hilafetin saltanata dönüşmesiyle yanlış uygulamalar yapılmıştır:

- Hilafet makamı zorla kılıç gücüyle elde edilmeye çalışılmıştır.

- Halifelerin yaşayışında kibir ve lüks yaşam gibi değişmeler olmuştur.

- Beyt-ul Mal haraç kurumuna dönüşmüş, sultan keyfi tasarrufta bulunmuştur.

- Emr-i bil Maruf Nehy-i anil Münker yasaklanmıştır.

- Yargı bağımsızlığı sona ermiş, kadı sultanın emrine girmiştir.

- Irkçılık ve kavmiyetçilik had safhalara çıkmıştır.

Gayri İslami olan bu uygulamalarda sonra halk içinden adalet ve zulüm ayrımını yapabilen, Kur'an hassasiyeti yüksek olan takvalı insanlar zaman zaman ayaklanmalar yapmışlardır. Bunlar; Kufe'de Hz. Hüseyin, Medine'de Abdullah b. Hanzala, Mekke'de Abdullah b. Zübeyr, Said b. Cübeyr, İmam Zeyd,'dir.Bu ayaklanmalar şiddetle bastırılmıştır.

Bu ayaklanmalar sonucu Emevi ordusu şehirleri yağmalamış, ayaklananları ve  çocuklarını ve birçok sahabe çocuklarını şehit etmiştir. Kabe muhasara altına alınmış, mancınıklarla taşlanmış, hatta atılan ateşle Kabe'nin örtüsü ve ahşap kısmı yanmıştır. Hz. Hüseyin ve taraftarları Kerbela yakınlarında ağır muhasara ve zulüm sonucu şehit edilmişler, Hz. Hüseyin'in kafası kopartılarak Yezid'e getirilmiş ve sokaklarda tekmelenmiştir. Emevi Devletine karşı yapılan ayaklanmaların sebebi hilafet kurumunu gaspetmeleri ve İslam'dan uzaklaşmalarıydı. Bu dönemde hariciler de Emevi Devleti'ne karşı değişik ayaklanmalar yapmışlardır.

Bu zulümleri yapan Emeviler dönemleri boyu meşruiyetlerini sağlama gayesiyle bir çok hadis uydurmuşlardır.''

Bu mevzu hadislerden örnekler veren konuşmacı bu zulümleri işleyen zihniyetin kendini cennette gördüğünü, yaptıkları her şeyin meşru olduğuna inandıklarını, güç merkezli hayata baktıkları içinde buna muhalefet edenleri öldürmekte bir sakınca görmediklerini belirtti. Aynı zihniyetin bu günde güç ve iktidar için her şeyini feda edebilecek insanlarda oluşabildiğini, biz müslümanların bundan ders çıkararak vahyin, adaletin şahitleri olma sorumluluğuna göre davranmamız gerektiğini hatırlattı. Sorulan sorulara verdiği cevaplarda konuyu günümüze taşıyan konuşmacı muhalefette veya iktidarda olalım Kur'an merkezli bir zihniyetle vahyin çizdiği sınırlara riayet ederek hareket etmemiz gerektiğini vurguladı. Seminer yapılan katkılarla sona erdi.

Önceki ve Sonraki Haberler