Mekke'de Kur'an Eğitimi ve Tebliğde Üslup Semineri
Akhisar Özgür-Der Temsilciliğinin düzenlemiş olduğu seminer programlarının bu haftaki konusu Özgür-Der Diyarbakır şube başkanı olan Serdar Bülent Yılmaz tarafından sunuldu.
Mekke'de Kur'an Eğitimi ve Tebliğde Üslup başlıklı konuda Yılmaz doğru isimlendirmenin Kur'an'ın sahabeyi eğitmesi olarak anlaşılması gerektiğini vurguladı. Mekke cahili toplumuna inen vahyin ilk nesilde gerçekleştirdiği dönüşümü anlamanın bugün ne yapacağımızı doğru fıkhetmek açısından önemli olduğunu belirtti. Kur'an'ın hükümlerinin tarihte kaldığını söyleyenlerin haksızlık yaptığını ifade eden konuşmacı sorunun Kur'an'da değil kendimizde olduğunu görmemiz gerekir dedi. Yılmaz yaptığı girişten sonra sunumunda özetle şunları anlattı:
Kur'an'ı hakkıyla anlayıp yaşama geçirmek için Rasulün örnekliği çok önemlidir. Toplumumuzun en genel problemi hakkıyla Kur'an okumamaktır. Bugün eğitim sisteminde bilgiyi kategorize edip parçaladıktan sonra teorik bir eğitim verilmektedir. Oysa Kur'an basit bir yöntemle pratiğe yönelik olarak konuları da kategorize etmeden öğretir. Hayata ve sorunlarına bütüncül bir perspektifle yaklaşır. Mesajın ana omurgasını tevhid oluşturur, sosyal şahitlikle ilgili konular bu omurganın üzerinde yer alır. Kur'an'ı nüzul sırasına göre okuduğumuzda hayata ne kadar müdahil olduğunu görebiliriz. Kafirlere yönelik uyarı tabloları, kafirlerin sınıfçı tutumuna eleştiriler, müminlere yapılan uyarılar ve Tevhidi mücadelelerin anlatıldığı Kur'an kıssaları ile ilgili ayetleri bu konuda örnek verebiliriz. Hz. peygamber Mekke'de ilk dönemde gelen vahiyleri müslümanlarla Erkam'ın evinde paylaştı. Cemaatle kılınan namazlarda okuduğu ayetlerle vahyi müslümanlara öğretti. Vahyin yayılması için müminlerde öğrendiklerini yakınlarıyla paylaşıyorlar, tebliğ çabaları hakkında sürekli Rasulle istişare ediyorlardı. Hz Peygamberin tebliğ çalışmaları gelişigüzel değil son derece programlıydı. Hz. Ebubekir toplumu ve kabilelerin özellikleri iyi biliyordu. Rasul buna göre bilgi alıp insanları ziyaret eder muhatabın özelliklerine dikkat ederdi. Tebliğde öncelik ailede sonra akrabalarda, sonra vahye ilgi gösterenler de ve en son olarak toplumda ileri gelenleredir. Hz. peygamber toplumu oluşturan insanlara değil onları cahil ve fakir bırakan zalimlere açık tavır, cephe alır. İnsanlara karşı son derece iyi davranarak Allah'ın ayetlerini hatırlatır. Tebliğin muhatabıyla, kavganın muhatabı karıştırılmamalıdır. Tebliğ/davet sırasında merhamet gözeten bir dil ve tavır kullanmalıyız. Ortak doğruları önceleyerek muhataba yaklaşmalı, yanlış gördüklerimizi incitici bir biçimde değil merhametle hatırlatmalıyız.
Seminer sorulara konuşmacının cevap verdiği ikinci bölümden sonra sona erdi.