Amasya'da Dünya ve Ahiret Konuşuldu

Amasya'da Dünya ve Ahiret Konuşuldu

Özgür-Der Amasya Temsilciliğinde Bu Hafta “Dünya Ahiretin Tarlasıdır” Konusu İşlendi.

Özgür-Der Amasya Temsilciliğinin Yaz Seminerlerinin bu haftaki konusu “Dünya Ahiretin Tarlasıdır” idi. Dernek Temsilciliğinde, HAKSÖZ Yazarlarından Mustafa SİEL tarafından verilen seminerde özetle şu hususlar vurgulandı.

1-17.İsra Suresi 18. ayette insanlardan dünyayı isteyenlere dünyadan Allah’ın uygun gördüğü dünyevi nimetlerin verileceği, lakin ahirette cehenneme girecekleri bildirmektedir.

2-Aynı surenin 19. ayetinde, mü’min olarak ahireti isteyen ve ahiret için çaba gösteren kulların çabalarının karşılıksız kalmayacağı, yani ebedi cennete girecekleri bildirilmektedir.

3-Aynı surenin 20. ayetinde ise, hem dünyayı isteyenlere, hemde ahireti isteyenlere, istek ve çabalarının karşılığının verileceği bildirilmektedir.

4- 2.Bakara Suresi 200. ayette insanlardan “Rabbimiz bize dünyada ver” diye dua edenlerin olduğu, böyleleri için ahirette cennet nasibi olmayacağı bildirilmektedir.

5- Aynı surenin 201 ve 202. ayetlerinde ise, “Rabbimiz bize dünyada güzellik ver ve ahirette güzellik ver, bizi cehennemin ateş azabından koru” diye dua edenler olduğu; ancak böyle diyenler için ahiret istekleri ve bu uğurda yaptıkları çabalarının karşılığı olarak, hızlı ve kolay bir hesabın peşinden ahiret cennetinin olduğu bildirilmektedir.

6- Yukarıda açıkladığımız ayetler ve benzeri pek çok ayette, insanların dünya için değil, ahiret için yaşaması ve çaba sarf etmesi gerektiği; yani insanın tek hedef ve çabasının ahiret olması, dünyanın bu hedefe ulaşmak için araç olması gerektiği bildirilmektedir.

7- 75.Kıyamet Suresi 20’den 25’e kadar olan ayetlerde, hemen önünde (acil) olan dünya hayatını sevip, sonra olan ahireti önemsemeyenler şiddetli bir şekilde azarlanmakta ve kıyametin ardından hesap anındaki durumlarının çok zorlu ve acı olacağı bildirilmektedir.

8- Halk arasında hadis olarak bilinen bir söz vardır. “Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalış” diye. Bu söz hadis olmayıp, hadis diye uydurulmuştur. Anlam olarakta Kur’anın dünya ve ahiret hakkındaki ilkelerine aykırıdır.

9-Çünkü Kur’ana göre dünya ve ahiret eşit düzeyde ve birbirinden ayrı iki hayat değildir. Ahiret hayatı dünya hayatının devamı olup, dünya ahiretin tarlası, ahiret ise dünya tarlasının mahsül alma ve kullanma yeridir. Kur’ana göre gerçek bir mü’min hayattaki tek amacı Allah’ın rızası ve ahiret cenneti kazanmak olmalı, bu amaca ulaşmak için dünya aracını (tarlasını) iyi kullanmalıdır.

10- Kur’ana göre daimi ve eksiksiz güzellikte olan ahiret hayatı olmakla beraber, geçici ve eksik olan dünya hayatıda en az ahiret kadar önemlidir. Çünkü daimi ve muhteşem ahiret hayatını kazanmak için elimizdeki tek imkanımız, dünya hayatımızdır.

11- 6.Enam Suresi 32. ayette, ahireti açıkça inkar etmek yada inkar etmeksizin boş vermek suretiyle dünya hayatını amaç haline getirenler için dünya bir oyun ve faydasız meşguliyet olduğu; ahiret yurdunun muttakiler (Allahın azabından sakınanlar) için daha hayırlı olduğu bildirilmektedir.

12- Yani, dünya hayatını ahiret için araç olarak görüp bu şekilde yaşayanlar (muttakiler, takva sahipleri) için dünya hayatı çok önemli ve kıymetlidir. Lakin dünya hayatını amaç haline getirenler için, ancak bir çocuğun oynadığı bir oyun yada bir yetişkinin günlük bir meşgalesi kadar bir kıymeti olabilir. Çünkü dünya hayatı ahirete göre hem kıyaslanamayacak derecede kısa, hemde verdiği mutluluk ve huzur çok azdır.

13- Oysa dünya hayatını ahiret için tarla olarak görüp, dünyadan bir beklentisi olmaksızın, sadece ahiret hayatı için bu dünya hayatını bir tarla gibi işleyenler, bu kısa ve değersiz dünya hayatının karşılığında ahirette sonsuz ve harika bir cennet kazanacaklardır.

14- 4.Nisa Suresi 74. ayette, dünya hayatını ahiret hayatı karşılığında satanların Allah yolunda savaşması emredilmekte; bu yolda kişi ister galip gelsin, isterse öldürülsün fark etmeyeceği, ahirette büyük bir ücret olan cennete kavuşacağı bildirilmektedir.

15- Bu ayette, bu dünya hayatının adeta bir ticaret sermayesi, bir para gibi olduğu anlatılmaktadır. Bilindiği gibi ticaret sermayesi ve paranın kıymeti, elbise yada yiyecek gibi ihtiyaç olan şeyleri almaya yaramasıdır.

16- Yani ticaret sermayesi yada para ihtiyacımızı gördüğü için kıymetlidir. İhtiyacımız yoksa yada görmüyorsa, bunların kıymeti yoktur. Bunun gibi, dünya hayatı ve dünya nimetleride, ahiret ihtiyacımızı göreceği için kıymetlidir.

17- Bu misalde olduğu gibi, dünya hayatını ve nimetlerini ahiret hayatını satın almak için değil, dünya hayatı ve nimetleri için kullananların durumu; ticaret sermayesi ve parayı ihtiyaçları için değil de, sermaye ve para kazanmak için uğraşanların durumuna benzer.

18- Oysa, ticaret sermayesi ve para, ihtiyaç için kullanılmaması durumunda, hiçbir işe yaramaz. Mesela, dükkanı elbiselerle dolu bir tüccar, bu elbiseleri satmayıp yiyecek almaz, yada milyarlara sahip olan bir kişi, parasını yiyecek almak için kullanmazsa açlıktan ölür.

19- 8.Enfal Suresi 28. ayette, malların ve evlatların birer fitne (deneme, imtihan aracı) ve geçici olduğu; asıl nimetin Allah katında, yani ahirette olduğu bildirilmektedir.

20- Bu ve benzeri ayetlerden anlaşıldığına göre, en önemli dünyevi nimetler olan çocuklar ve mallar dahi gerçek birer nimet değil, ancak ahiret için birer deneme aracıdır.

21- Kişi mal, evlat ve tüm diğer dünyalıkları (dünyevi nimetleri), gerçek nimet olan ahiret cennetini kazanmak için birer vesile – araç olarak görmek durumundadır. Yani, ahiretini mal ve çocukları dahil hiçbir şey için feda etmemeli; tam tersine gerekirse mal ve evlatları dahil tüm dünyevi nimetleri ahireti için feda etmelidir.

22- 9.Tevbe Suresi 111. ayette, Yüce Allah’ın mü’minlerden mallarını ve canlarını cennet karşılığında satın aldığı bildirilmektedir. Bu ayet, değil evlat ve mal, gerektiğinde kişinin en değerli şeyi olan canını bile cennet karşılığında Allah yolunda feda etmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.

23- 9.Tevbe Suresi 24. ayette ise, bir mü’min için evlatları, ailesi dahil tüm dünyevi nimetler, Allah’tan, peygamberinden ve Allah yolunda cihaddan daha sevimli ise, artık o kişinin ahiretten ümidi kesmesi gerektiği bildirilmektedir.

24- Bu ayetler, dünya hayatı ve tüm dünyevi nimetlerin birer araç olduğunu, asıl amacın Allah’ın rızası ve bu rıza neticesi ebedi cenneti kazanmak olduğunu göstermektedir.

25- 22.Hac Suresi 11’den 14’e kadar olan ayetlerde, insanlardan bir kısmının asıl hedef olan ahiret için değil, dünya hayatı ve dünyevi nimetler için Allah’a kulluk ettiğini; bu nimetler verilince Allah’tan razı olup, verilmeyince yada geri alınınca Allah’a karşı hoşnutsuzluk göstererek, gayri meşru yollar ve Allah’a şirk koşmak anlamına gelen aracılar kullanarak bu nimetleri elde etmeye çalıştığını anlatmaktadır.

26- Bu ayetler, aslında gerçek kulluğun ahiret hayatını kazanmak için yapılması gerekiyorken, dünyevi nimetler için de kulluk yapılabildiğini; lakin dünya hayatı ve dünyalıklar için yapılan kulluğun Allah indinde kabul edilmediği gibi; hem istenilen faydaları vermeyeceğini ve hem de şirke sebeb olacağını anlatmaktadır.

27- Ahirete imanın mutlak gereği, ahireti amaç, dünyayı ahireti kazanmak için bir araç (tarla, sermaye) olarak görmek ve dünya hayatını bu amaç doğrultusunda yaşayıp, tüm dünyevi nimetleri bu amaç için kullanmaktır. Bu şekilde iman etmeyenler yada böyle iman ettiğini iddia etse bile gereğini yapmayanlar, dünyada ve ahirette mutlak zarara uğrayacaklardır.

28- Dünya ve ahiret gerçeğini tam olarak idrak etmek için, mutlaka Kur’anı anlayarak ve devamlı okumalıyız.

Önceki ve Sonraki Haberler