Amasya'da 'Mümin Kadın' Konulu Seminer Yapıldı

Amasya'da 'Mümin Kadın' Konulu Seminer Yapıldı

Amasya Özgür-Der'de Hülya Şekerci'nin sunumuyla 'Kur'an-Hayat Ekseninde Mümin Kadın' konulu program gerçekleştirildi.

Özgür-Der Amasya Temsilciliği'nde bu hafta Hülya Şekerci “Kur’an-Hayat Ekseninde MÜMİN KADIN” başlığı altında konuşmasını gerçekleştirdi.

Hülya Şekerci; Kur’an’ın ortaya koyduğu, Rasulullah’ın oluşturmaya çalıştığı Mümin kadın algısına karşı geleneksel ve modernist bakış açılarının oluşturmaya çalıştığı kadın algısı vahiyden tamamen uzak bir anlayışın oluşmasına sebep olmuştur. Kur’an ayetleri ile yaşadığımız çağ arasında nasıl bir bağ kuracağımız hayati bir önem taşıyor. Pratik hayatla iç içeliği dolayısıyla kadınla ilgili ayetleri vahyin muradına uygun olarak anlamak için yoğun çaba sarf etmemiz gerekmektedir diyerek konuşmasına başladı.

Şekerci konuşmasında özetle şunları dile getirdi:

Birbirine zıt söylemlerine rağmen gerek ataerkillik, gerek feminizmin menşei modernizm, ,aynı kaynaktan beslenmektedir. Biri elmasa benzettiği kadını en ücra köşelere saklayarak, diğeri en cazibeli haliyle sunuma çıkararak kadının erkek için yaratılmış olduğu fikrini zihinsel arka plana yerleştirmektedir. Toplumun genlerine yerleşmiş bu sabite dinleri\ideolojileri farklı olanları bile kadının ikincilliği anlayışında ortak bir paydada buluşturmaktadır.

Geleneksel kadın algısının Kur’an’ın sunduğu kadın algısından farklı bir algı olduğu bu durum rivayetlerden gelen farklı bir peygamber imajından kaynaklanmaktadır. Geleneksel algının fitne olarak gördüğü kadının mümkün olduğunca evde oturması, ibadetlerini evin en ücra köşesinde yapması gerektiği gibi tavsiyelerine karşılık Rasulullah’ın (s.a.v) mümin kadınları dinin öğrenildiği, sosyal, siyasi, ekonomik konuların paylaşılması gibi fonksiyonları barındıran mescide gelmelerini daima teşvik etmiştir. Kadının mescide gelmesi bizatihi sosyal hayatın içerisinde kendi kimliğiyle var olması anlamına gelmektedir.

Kadının toplumsal ilişkilerde daha sosyal olabilmesi hususunda tesettürün belirleyici olduğunu, modern zamanda başörtüsü başta olmak üzere tesettürün anlamsızlaştırmak istendiğini, Kadın-Erkek ilişkilerinin iffetli bir tarzda yürütülebilmesinde sadece kadının değil erkeğin de önemli bir sorumluluğu vardır.

Kur’an’a parçacı yaklaşım ve rivayet kültürünün oluşturduğu bir zihin yapısıyla çok çarpık bir kadın anlayışının oluştuğunu, Aile içinde yürütülecek iktidar mücadelesinin ne kadına ne de erkeğe bir hayrı olduğunu, Eğer tüm eylemlerimiz Âlemlerin Rabbi adına ise aile içinde eşlerin inisiyatif alanlarını genişletmeye yönelik bir iktidar mücadelesi an­lamsız olduğunu ifade etti.

Hayatı bir imtihan sorumluluğunda soluyan, sahip olduklarını feda edebilecek bir bilinçle mücadele içinde yer alan Müslüman erkekler kadar Müslüman kadınlar da toplumsal dönüşümün asli unsurlarıdır. Dinle ilişkisini belirli alanlarda sınırlamayan mümin kadınlar İslami değişim çabalarında aktif olarak yer almalıdırlar. İnsan kadını ve erkeğiyle sayısız farklılıklara ve birbirini tamamlayan çeşitli özelliklere sahip olarak yaratılmıştır. Temel kaynağımız Kur’an insanlar arasındaki farklılığın nedenini tearuf ile açıklar. Tearuf tanışmadır. Tanışma her iki tarafı da aynı varlık değerinde görmekle gerçekleşir.

İnsan dünya serüveninde pek çok alanda imtihana tabi tutulmaktadır. Takvasını kuşanan ve imtihanını başarılı bir şekilde veren hesap gününde felaha erecek; dünya hayatının geçici arzularına saplanan ise ziyana uğrayacaktır. İnsanların etnik kökenleri, soyları ya da cinsiyetleri onları doğuştan imtiyazlı konuma getirmez. Aksini iddia etmek adil bir yaratıcı fikri ile çelişmek demektir. Zerre miktarı iyiliği ya da kötülüğü dikkate alan Rabbimiz insanların doğuştan var olan özelliklerine artı bir değer vermemektedir. Zira kişiyi kurtuluşa erdirecek olan iman ve salih ameldir. Bu nedenle Rabbimiz üstünlük takvadadır ibaresiyle cahili tüm güç vehimlerini yerle bir etmiştir.

Kur’an’ın inşa ettiği akıl ve kalp ile ayetlere yaklaşmak gibi zor ama imkansız olmayan yolda yürüme azmine sahip olmalıyız. Ön yargılarımız ve zaaflarımızı Kur’an vahyi ile aşmaya çalışmalıyız. Bizi kuşatan yaşam biçimine karşı hayatı Kur’an mesajı ile aydınlatmalıyız.

Soru-cevap bölümünden sonra program sona erdi.

hulya_sekerci_amasya.jpg

hulya_sekerci_amasya-(2).jpg

hulya_sekerci_amasya-(3).jpg

Önceki ve Sonraki Haberler