Antalya Özgür-Der: Başörtüsü Aksesuar Değil!

Antalya Özgür-Der: Başörtüsü Aksesuar Değil!

Özgür-Der Antalya Temsilciliği bu ayki protesto eyleminde AK Parti'nin "başörtülü aday"ını eleştirdi.

Özgür-Der Antalya Temsilciliği Antalya Kapalı Yol'da basın açıklaması yaptı. 17 Nisan Pazar günü 13.30'da yapılan basın açıklaması Orhan Sincar tarafından okundu. Basın açıklamasında AK Parti Milletvekili aday listesinde Antalya'dan 13. sırada aday gösterilen Gülderen Gültekin'in sözlerine İsrail'in Gazze'ye yönelik artırdığı katliamlara yer verdi.

BAŞÖRTÜSÜ İSTENİLDİĞİ ZAMAN TAKILIP-ÇIKARILAN BİR AKSESUAR DEĞİLDİR

AK Parti Milletvekili aday listesinde Antalya'dan 13. sırada aday gösterilen Gülderen Gültekin, kamuoyunda "Başörtülü Aday" olarak tartışılmıştır. Kendisinin yapmış olduğu bir ropörtajda:

"Ben partimin, vatanımın, milletimin selameti neyi gerektiriyorsa öyle hareket edeceğim"

sözleri tepki oluşturdu. Basın açıklamasından bu sözüne karşılık Gültekin'e şu satırlarla yanıt verildi:

"Başörtüsü bazen takılan bazen çıkarılan, zaman - zemin, makam - mevki gibi basit gerekçelerle çıkarılıp takılan bir aksesuar değildir. Başörtüsü, Müslüman kadının onuru, haysiyeti, şerefi ve namusudur. Gülderen Gültekin adlı milletvekili adayı, başını mecliste açabileceği söylemiyle sadece kendisini temsil edebilir."

AKP'Yİ KINIYORUZ

Basın açıklamasında, AKP'nin Gülderen Gültekin gibi niçin başörtüsü taktığını anlayamayan bir bayanı milletvekili adayı göstermesi kınanarak, 28 Şubat dönemiyle şu an arasında hiç bir değişiklik olmadığı, o zaman da Nesrin Ünal'ın başını açarak meclise girdiği, şimdi de aynı şeyin içselleştirildiğine vurgu yapılarak şu ifadelere yer verildi:

"MHP'den aday olup başörtülülerden oy alarak meclise giren ve seçmenlerine ihanet ederek hiç sıkılmadan başını açan NESRİN ÜNAL gibi. Başörtüsü ve Müslüman hanımların örtüsüyle alay eden, zaman ve zemine göre örtünüp açılmayı deklare eden bu bayanı aday gösterdikleri için AKP'yi kınıyoruz. Bizler, başörtüsü yasağı ve her türlü dayatmaya son verilmesini beklerken "Allah'ın bir farzı olan başörtüsünün niçin takıldığını anlayamayan bu bayanın, aday yapılma gerekçesi nedir?" diye AKP'ye soruyoruz. "28 Şubat'ta üniversitelerde açılan ikna odalarına yeni iknacılar artık AKP'nin eliyle mi yetiştirilip karşımıza çıkacaktır?"

İNANCIMIZA SAYGI EN DOĞAL HAKKIMIZDIR

Özgür-Der'liler, basın açıklamasında halkı temsil edecek kişilerde bulunması gereken özelliklere yer vererek, "seçmen bana mahkumdur" anlayışını kesinlikle kabul etmeyeceklerini belirttiler:

"Halkı temsil edecek kişilerin halktan olmaları; halkın inancına, tarihine, kültürüne, saygılı olmalarını beklemek her seçmenin en doğal hakkıdır. Bu kıstasları gözönüne almadan, küçümseyici, aşşağılayıcı, tepeden belirleme, "seçmen bana mahkumdur" anlayışıyla aday dayatmayı hiçbir aklı selim insan kabul edemez. Bütün siyasi partilere sesleniyoruz; hapishane kaçkınlarının, ergenekoncuların, çete mensuplarının, kirli işlere bulaşanların, başörtüsüyle alay edenlerin, darbe heveslilerinin adaylıktan el çektirilmelerini acilen bekliyoruz."

NATO'DAN FİLİSTİN'E ÇİFTE STANDART

İsrail'in Gazze'ye düzenlediği hava saldırılarının da protesto edildiği basın açıklamasında Nato'nun her zaman olduğu gibi çifte standart uyguladığı, başka bölgeler olunca yardımlarını esirgemediği!, söz konusu Filistin olunca sesini bile çıkarmadığı eleştirilerek ve şu ifadelere yer verildi:

"Birleşmiş Milletlerin, Nato'nun çifte standart tavrını lanetliyoruz. Birleşmiş Milletler ve Nato; Afganistan, Irak, Libya'ya müdahale sözkonusu olduğunda ivedilikle karar alabiliyorken, eşkiya İsrail acımasızca katliamlarını sürdürürken, bu zulüm kuruluşları görmezden geliniyor, sessizliğe bürünülüyor. Bu tavır; çifte standart, iki yüzlülük, ahlaksızlık ve alçaklıktır. Katil İsrail çetesi son günlerde Filistin'de, Gazze'de insanlık dışı katliamlarına, dünyaya meydan okuyacak şekilde yeniden hız vermiştir. Bugüne kadar hiçbir BM kararına uymamış bulunan terörist İsrail, insani yardım kuruluşlarını, insani yardım için çaba gösterenleri , kural tanımadan engelleyerek Birleşmiş Milletler ve bütün dünyaya meydan okurcasına zulmüne devam etmektedir. ABD'nin emriyle Libya'ya yaptırım ve müdahale kararını kolayca veren BM ve diğer kuruluşlar, terörist İsrail'in yaptıkları soykırıma seyirci kalarak siyonizme uşak olduklarını açıkça göstermişlerdir."

Basın açıklamasında "Gazze'nin Feryadına Sessiz Kalmayacağız, Müslüman Halkı Temsil Etmeyen Seçimleri Boykot Ediyoruz, Zalimler Korkun İntifada Büyüyor, Korsan İsrail, Hamas'a Selam Direnişe Devam, Siyonist Elçilik Kapatılsın İsrail'den Hesap Sorulsun, Herkes İçin Adalet Başörtüsüne Özgürlük, Korsan İsrail, katil İsrail" dövizleri taşınarak "Cunta Halka Hesap Verecek, Uyan Diren Özgürleş, Yaşasın Küresel İntifada" sloganları atılarak tekbir getirildi.

HAKSÖZ-HABER / ANTALYA

BASIN AÇIKLAMASININ TAM METNİ:

Hak'tan, Adalet'ten, Tevhid ve Özgürlükten yana olan değerli dostlarımız, basın mensupları ve değerli Antalyalılar, Antalya Özgür-Der adına hepinize hoşgeldiniz diyor, selamlarımızı sunuyoruz.

Emperyalist ve Siyonist dünyanın sözcüsü terörist İsrail'in işgali altında olan Filistin İslam toprakları, İsraillilerin kirli çizmeleriyle çiğnenmeye devam edilmektedir. Siyonist İsrail çetesinin özellikle Gazze ve seçilmiş Hamas hükümetine karşı başvurduğu baskı ve zulüm stratejisi gün geçtikçe artmakta ve her gün yeni bir katliam haberi gelmektedir. İsrail eşkiyası'nın artarak devam eden katliamları, ne yazık ki Ortadoğu'daki halk ayaklanmalarının hızlı bir şekilde gündemde yer almasıyla bir anlamda unutulmaya başlanmıştır. Siyonist İsrail'in sadık destekçileri, Müslüman halkların yıllardır kanlarını emen lider paçavraları birer birer devriliyorlar. İslam topraklarının zenginliklerini, emperyalist batıya peşkeş çeken Siyonist İsrail'in sadık destekçileri yıkılırken, İsrail'in kudurması ve katliamlarına yeniden hız vermesi, onun da yıkılışının başlangıcı olacaktır.

Birleşmiş Milletlerin, Nato'nun çifte standart tavrını lanetliyoruz. Birleşmiş Milletler ve Nato; Afganistan, Irak, Libya'ya müdahale sözkonusu olduğunda ivedilikle karar alabiliyorken, eşkiya İsrail acımasızca katliamlarını sürdürürken, bu zulüm kuruluşları görmezden geliniyor, sessizliğe bürünülüyor. Bu tavır; çifte standart, iki yüzlülük, ahlaksızlık ve alçaklıktır. Katil İsrail çetesi son günlerde Filistin'de, Gazze'de insanlık dışı katliamlarına, dünyaya meydan okuyacak şekilde yeniden hız vermiştir. Bugüne kadar hiçbir BM kararına uymamış bulunan terörist İsrail, insani yardım kuruluşlarını, insani yardım için çaba gösterenleri , kural tanımadan engelleyerek Birleşmiş Milletler ve bütün dünyaya meydan okurcasına zulmüne devam etmektedir. ABD'nin emriyle Libya'ya yaptırım ve müdahale kararını kolayca veren BM ve diğer kuruluşlar, terörist İsrail'in yaptıkları soykırıma seyirci kalarak siyonizme uşak olduklarını açıkça göstermişlerdir.

Terörist İsrail, Uluslararası hukuk kurallarını çiğneyerek dünyaya meydan okumuş, Mavi Marmara'ya saldırarak yaptığı katliamla gerçek yüzünü ortaya koymuştur. Mavi Marmara ile İsrail'in; katil, vahşi, kana susamış, acımasız, gözü dönmüş bir eşkiya çetesi olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Mavi Marmara katliamından sonra Gazze'ye gitmek üzere "ÖZGÜRLÜK FİLOSU 2" hazırlıklarına başlanmış ve Haziran ayı sonunda Gazzeye gitmek üzere yola çıkmaya karar verilmiştir. İsrail'in yanlışlıkla dahi olsa "Özgürlük Filosi 2" ye zarar vermesi durumunda bunun bedelinin ağır olacağını şimdiden ilan ediyoruz.

Bizler müslümanlar olarak bugün bu zulmü, zalimleri ve işbirlikçi alçakları protesto ediyor, onurlu Gazze halkının ve Hamas'ın, Müslüman kardeşlerimizin yanında yer aldığımızı haykırıyor siyonist devletle yapılan bütün anlaşmalar iptal edilmedikçe, İsrail'le olan bütün ilişkiler kesilmedikçe, habis İsrail elçiliği kapatılmadıkça, Filistinli müslüman halkın derdiyle dertlenildiğine asla inanmayacağız.

Yıllara dayanan insanlık dışı baskı ve zulümle ayakta kalmaya çalışan totaliter, baskıcı düzenler tek tek yıkılıyor. Halklarına; işkence, eziyet ve acı çektirmekten zevk duyan, toprak zenginliklerini ABD ve batı emperyalizmine peşkeş çeken liderlerin akıbetleri insanlık için ibret vericidir. Ortadoğu'daki halk devrimleri; zulümle ayakta kalmaya çalışan, halkının insani taleplerini dikkate almayan, haksızlık ve adaletsizlikte sınır tanımayan Tunus ve Mısır diktatörleri gibi; Libya, Yemen, Suriye ve Bahreyn liderleri de yıkılmaya mahkumdur. Tunus'ta ve Mısır'da yıllardır insanlıktan nasibini almamış, acımasızca zulüm ve baskı uygulayanların halklarının direnmesi sonucu çözümü kaçmakta bulmaları, direnmenin gerekliliğini bir kez daha mazlumlara göstermiştir.

İslami değerlerle 40 yılı aşkındır mücadele eden Kaddafi'nin silahsız sivil halkı katletmesini lanetliyoruz. Halkın direnişiyle hiçbir güç ayakta kalamaz. Libya lideri Kaddafi de libya Halkı'nın sesine kulak vererek daha fazla rezil olmadan çekilmelidir. Çekilmediği ve katliama devam ettiği müddetçe ahireti kaybettiği gibi dünyada da alçalacak, Mısır firavunu gibi rezil-rüsva olacaktır.

Ortadoğu'da bu zulüm ve katliamlar yaşanırken Türkiye'de de müslümanlara yapılan zulüm ve baskılar, Müslümanım diyen insanlar eliyle devam ettiriliyor. Seçim sathına girildiği bugünlerde, milleti temsil etmek için, meclise gönderilmek üzere belirlenen adaylar arasında asla kabul edilemez niteliklere sahip olan onlarca aday mevcut. Hapishane kaçkınından, Ergenekon sanığına, Balyoz darbecisinden Başörtüsü düşmanlığı yapana dek birçok aday, ön seçim yoklamaları dikkate alınmadan, tabanın sesine kulak verilmeden, seçmenle alay edilircesine, tepeden belirlemeyle dayatılmıştır. Halkı aşağılayarak, hor görerek, yok farzederek kurdukları gayri meşru yollarla yönetimi ele geçiren cunta zihniyetlilerin aday gösterilmesi çirkinliğin ve iğrençliğin boyutunu gösterir.

AK Parti Milletvekili kesin aday listesinde Antalya'dan 13. sırada aday gösterilen Gülderen Gültekin adlı bayan, kamuoyunda "Başörtülü Aday" olarak tartışılmıştır. Oysa bu bayan; öğretmen olduğunu, başını derslerde açtığını ve milletvekili olduğu takdirde başını açacağını beyan etmiştir. İslam'da başörtüsü Allah'ın emridir ve Müslüman hanımın en belirgin kimliğidir. Başörtüsü bazen takılan bazen çıkarılan, zaman - zemin, makam - mevki gibi basit gerekçelerle çıkarılıp takılan bir aksesuar değildir. Başörtüsü, Müslüman kadının onuru, haysiyeti, şerefi ve namusudur. Gülderen Gültekin adlı milletvekili adayı, başını mecliste açabileceği söylemiyle sadece kendisini temsil edebilir. Tıpkı MHP'den aday olup başörtülülerden oy alarak meclise giren ve seçmenlerine ihanet ederek hiç sıkılmadan başını açan NESRİN ÜNAL gibi. Başörtüsü ve Müslüman hanımların örtüsüyle alay eden, zaman ve zemine göre örtünüp açılmayı deklare eden bu bayanı aday gösterdikleri için AKP'yi kınıyoruz. Bizler, başörtüsü yasağı ve her türlü dayatmaya son verilmesini beklerken Allah'ın bir farzı olan başörtüsünün niçin takıldığını anlayamayan bu bayanın, aday yapılma gerekçesi nedir diye AKP'ye soruyoruz. 28 Şubat'ta üniversitelerde açılan ikna odalarına yeni iknacılar artık AKP'nin eliyle mi yetiştirilip karşımıza çıkacaktır?

Halkı temsil edecek kişilerin halktan olmaları; halkın inancına, tarihine, kültürüne, saygılı olmalarını beklemek her seçmenin en doğal hakkıdır. Bu kıstasları göz önüne almadan, küçümseyici, aşağılayıcı, tepeden belirleme, ''seçmen bana mahkumdur'' anlayışıyla aday dayatmayı hiçbir aklı selim insan kabul edemez. Bütün siyasi partilere sesleniyoruz; hapishane kaçkınlarının, Ergenekoncuların, çete mensuplarının, kirli işlere bulaşanların, Başörtüsüyle alay edenlerin, darbe heveslilerinin adaylıktan el çektirilmelerini acilen bekliyoruz.

Zulme ve zalime karşı dik duran, direnen, tevhid, adalet ve özgürlükten yana olanlara selam olsun. Allaha emanet olun.

Antalya Özgür-Der Temsilciliği

Önceki ve Sonraki Haberler