Antalya ve Alanya'dan Gazze’ye Destek

Antalya ve Alanya'dan Gazze’ye Destek

Antalya’da Akdeniz Dayanışma Platformu ile Alanya’da Alanya Dayanışma Platformu Gazze’deki katliamın yıldönümünde gerçekleştirdikleri eylemlerle müslümanları duyarlılığa davet ettiler.

Akdeniz Dayanışma Platformu(ADAP)'nun ile Alanya Dayanışma Platformu (ALDAP)'nun ortak basın açıklaması:

Rahman, Rahim, Allah'ın adıyla

Biz istiyorduk ki: Yeryüzünde Mustazaflara ihsanda bulunalım ve onları önderler yapalım. Ve onları (firavun mülklerine) mirasçılar yapalım. Onları yeryüzüne sağlamca yerleştirelim. Firavun'a, Haman'a, o ikisinin askerlerine çekinmekte oldukları şeyleri gösterelim. (Kasas suresi 5-6. ayetler)

Mel'un Gazze ambargosu devam etmekte, çağın Kerbelası Gazze olmaktadır.Fırat kenarında aç ve susuz bırakılan Hüseyin gibi, Gazze halkı ambargoyla ölüme mahkûm edilmektedir. Hüseyinî bir talep ve Hüseyince bir duruş, aynı şekilde cezalandırılmaya kalkışılmaktadır. Gazze ölüme mahkûm edilmekte, kendisine uzanan yardım elleri kırılmaya çalışılmaktadır.

27 Aralık Gazze saldırısının yıldönümüdür. Siyonist işgal devletinin Gazze'ye yönelik saldırısının başlamasından itibaren tam bir yıl geçti. Bu saldırılar sonucunda İsrail 1500 civarında savunmasız insanı şehit ettiler. 5 binden fazla insanın yaralanmasına sebep oldular.İsrail'in bu saldırılarına karşı koyan sivil halk, hala üç yıldır süren ambargo ve kuşatma altında yaşam mücadelesi vermektedirler.Gazze saldırısına tüm insanlık karşı durmuştu. Fakat geçen zamanda 1,5 milyon Gazze'li hala kaderine terk edilmiş durumdadır. Gazze üzerinde hala ambargonun bitmemiş olması İslam aleminde ve dünyada yeterli bir güç birliği ve ittifakın oluşmamasından kaynaklanmaktadır. Bu ambargonun kalkması için mutlak surette güç birliği ve ittifak sağlanmalıdır. Eğer bu gidişata bir dur denilmezse Ortadoğu tamamen kana bulanacaktır.

Gazze'ye gitmek için 6 Aralık tarihinde Londra'dan yola çıkan İnsanlık ve Barış Konvoyu, Mısır'ın engellemesi sebebiyle 4 gündür Ürdün'ün liman şehri Akabe'de bekliyor.. Filistin'e Yol Açık özgürlük konvoyunun, Gazze'ye girişine mani olunmaktadır. Toplam 500 kişiden oluşan konvoyda 200 Türkiye vatandaşımız da bulunuyor. Konvoyda platformumuz bağış amaçlı bir minibüs ve üç arkadaşımızla temsil edilmektedir. Konvoy ekibinin kaldığı yer adeta bir mülteci kampını andırıyor. Ekibin bir kısmı dışarıda kurulan tek kişilik çadırlarda kalırken diğer bir kısmı da uyku tulumlarında soğuk geceyi geçiriyor. Ürdünlü kadınlar evde pişirdikleri yemekleri ekibe ikram ediyor. Duyarlı sivil toplum kuruluşları da ekibin yemek, içecek ve ulaşım gibi diğer ihtiyaçlarını karşılamada yardımcı oluyor.

Ekiptekiler Mısır'dan gelecek izin haberini bekliyorlar. Biran önce Mısır üzerinden Gazze'ye girmenin heyecanını yaşıyorlar. Konvoy ekibinden hiç kimse ülkesine geri dönmeyi düşünmüyor. Konvoydaki dünya halkları ülke hükümetlerinin desteğini bekliyorlar. Mısır'ın izin vermesi için devreye girmesini istiyorlar.

Mısır,bu konuda izlemiş olduğu tutumla İsrail'in yanında yer alarak suça ortak olmaktadır. "Akabe dar geçit demektir. Ama Ürdün'deki kardeşlerimiz bu dar geçidi Allah'ın izniyle geçeceklerdir. Şimdi bütün dünya bu konvoyu konuşuyor. İnşallah bu konvoy Gazze'nin özgürlük bayrağı olacaktır. Şu saatler bu konvoya gereken kolaylığı gösterip göstermeme noktasında Mısır tarihi bir sınav veriyor.. Konvoyu engelleyen Mısır, Türk Dış İşleri Bakanlığına verdiği notada 'bur siyasi konvoydur, içerisinde özgürlük kelimesi geçiyor. Bu konvoyun Mısır'a ve Gazze'ye geçişine izin vermeyiz' diyor. Bütün dünya şimdiye kadar sadece İsrail'in suçlu olduğunu biliyordu. Şimdi Mısır'ın da suça ortak olduğunu gösterdi. Mısır, bize ambargo uygulayarak İsrail'in güdümünde bir ülke olduğunu gösterdi. Biz Mısır'a sessiz kalmayacağız. İsrail Mısır'ın tavrından cesaret almaktadır. Mısır Hükümeti konvoyun  İsrail üzerinden Gazze'ye girmesini teklif etmektedir. Yani Gazze'yi İsrail'e satmış durumdadır.

Zalimlerin adlarının Müslüman adları olması, soylarının Müslüman soylara dayanması, ne Kerbela'da ne Gazze'de, zulüm işlemelerine ve zulme destek olmalarına mani olmamaktadır. Yola çıkan her yolcu, ulaşır menziline. İster fiziki şartlar ve sınırlarla olsun, ister zamanın, tarihin, mekânın ötesinde yüce bir âlemde olsun fark etmez

Yüreklerimizin kanadığı, canımızın acıdığı şu günlerde Filistin'li kardeşlerimizin yanlarında olduğumuzu hem Allah'ı hem de Filistinli kardeşlerimizi şahit tutuyoruz.İsrail'in yapmaya çalıştığı da tam olarak,acıları dayanılmaz hale getirerek Gazze'ye ve Gazze'nin şahsında İslam ümmetine diz çöktürmektir

HAMAS'ın askeri varlığına ciddi bir zarar veremeyen, İsrail'e yönelmiş Kassam roketlerinin önüne geçemeyen, üstelik mücahitler karşısında ağır zayiatlar veren korkak Siyonist katiller sürüsü, Gazze halkının ve İslami direnişin çelikten iradesi karşısında er veya geç un ufak olacaktır inşaallah... İsrail şunu çok iyi bilmektedir ki Müslümanlar ölümden korkmazlar.Hatta bu savaşı Allaha ulaşmak,şu elem verici dünya sıkıntılarından bir an önce kurtulup,cennete gitmek için bir vesile sayarlar.Ama bir Yahudi 1000 yıl yaşamak arzusundadır ve giriştiği bu savaşan şu güzelim dünya nimetlerinden bir ayrılış riski barındırdığı korkusunu taşımaktadırlar.Onlarla aramızdaki en büyük fark, bizler dirilmek için ölürüz ve ölümü hiçe sayarız,onlarsa ölmemek için yaşarlar ve ölümü bir yok oluş olarak görürler.Ölüm bizim için sevgilimiz olan Rabbimizle bir vuslatken,onlar için sevgilileri olan bu dünya hayatını bir terk ediştir.

 "İsrail'in kadim dostu Türkiye" imajına darbe vuran her miting, Siyonist canilerin yüreklerine korku salıyor..Ülke çapındaki mitinglere iştirak etmek İsrail'in yüreğine korku salmaktır... Gazze'ye moral destektir...

Bu mitinglere katılmayı farz-ı kifaye değil farz-ı ayın gibi görmemiz gerekir.  Yılmadan usanmadan Gazzeli kardeşlerimizin yanlarında olduğumuzu onlara hissettirebilmek onların şevkini ve azimlerini artıracaktır.Özellikle Türkiye halkının  verdiği tepki onlar için çok önem arzetmektedir.

İsrail basınında bahsedilen bir konu da Türkiye halkının yakın tarihe kadar hiç bu kadar birbirlerine kenetlendiğine şahit olunmadığıdır. Türkiye'deki Müslümanların aralarındaki farklılıkları bir kenara bırakıp kenetlenmeleri, siyonistlerin yıllardır oluşturmaya çalıştıkları tefrika tohumlarını bir anda çürütüvermiştir. Bütün emekleri boşa gitmiştir. Gazze'li kardeşlerimizin mücadelesi bütün İslam dünyasına bir nur ve ışık saçmıştır.Dualarımız her an onlarladır.Rabbimiz Filistinli kardeşlerimizin üzerine sabır boşaltsın ve yağdırsın.Biz onları çok seviyoruz.Onları bizsiz bırakmayalım inşallah.

Türkiyeli Müslümanlara çağrımız şudur: Gelin Filistin ile, Mescid-i Aksa ile dertlenelim. Filistin gündemi oluşturalım. Amerikan ve İsrail mallarını boykot ederek, emperyalist Amerika'nın, Siyonist İsrail'in daha fazla masum cana kıymasına ortak olmayalım. Artık hayatın tadı 'Coca Cola' olmasın. Yemeklerimizi Mc Donalds ve Burger King'te yemeyelim. İsrail ve ABD uzantısı Ergenekonculara prim vermeyelim.Cinayetleri, katliamları göze alacak kadar direnç gösteren cuntanın deşifre olmasına yardımcı olalım.

Elbette ki özgürlüklerin, halk iktidarının; seçkinler tarafından kendi iradeleriyle, gönüllü takdim edilmesini de beklemiyoruz. Yıllardır üzerine oturdukları imkanları, imtiyazları bir çırpıda bırakmayacaklarını, iktidar elitlerinin simetrik-asimetrik savaş vaziyeti alarak, oldukça geniş politik bir ittifak içinde olmalarını da garipsemiyoruz.

Ancak, Genelkurmay başkanının, vatandaşın vergileriyle alınmış bir savaş gemisinden, kendi vatandaşlarının bir kısmını yargısız infaz yaparak düşman ilan etmesini anlayamıyoruz.

Hukukun üstünlüğünden, silahlı kuvvetlerin yargıya olan saygısından bahsedilen bir ülkede halka ve temsilcilerine yönelik suikast teşebbüslerini, üstü kapalı imalarla tehditlerin havada uçuşmasını anlayamıyoruz.

Ortada bir sürü görev ihmali, kanunsuzluk varken. Bunlarla ilgili, sorumlular hakkında ciddi hiç bir işlem yapılmamasını anlayamıyoruz.Hele hele Eski Yarsav başanı Ömer Faruk Eminağaoğlu ve Sincan Hakimi Osman Kaçamaz'a bu hafta içinde Antalya Barosu tarafından "İnsan Hakları Ödülü" verilmesini hiç anlamıyoruz.

İrticayla mücadele planı çerçevesinde Üniversite kapılarında ezilen, horlanan kızlarımızın mağdur edilmelerini hiç anlayamadık! Oğlunun yemin törenini, tel örgüler arkasında izlemek durumunda bırakılan başörtülü annelerin trajedisini de!

Bizim karşımızda nasıl bir silahlı kuvvetler var? Savcıların karargahı aramasına mani olmaları,Kafes eylem planları, deniz müzesinde ilköğretim öğrencilerini denizaltıya yerleştirilen dinamitlerle havaya uçurma tertipleri, millete ve demokrasiye karşı kurulan tuzaklar, öğrenci evlerine silah yerleştirme sonra da onları terör örgütü mensubu ilan edip askerî mahkemelerde yargılama provokasyonları, andıçlar, toprağa gömülü patlayıcılar, bombalar, suikast tabancaları, dolu LAW silahları ve hepsinin yanında her rütbeden subaylar; görevdekiler, emekliler…

Bütün bu gerçeklerin yanında bir büyük gerçek daha var ki, o da Türkiye'nin artık eski Türkiye olmadığıdır. Halkına, değerlerine yabancılaştıkça yıpranan TSK, Türkiyenin normalleşme sürecinde gölge olmasın yeter diyoruz?

28 Şubatla zirveye çıkan ilişkilerimizde,İsrailin cenderesinden yeni yeni kurtulmaya çalıştığımız şu günlerde ailemize, akrabalarımıza, arkadaşlarımıza, tanıyıp tanımadığımız herkese Mescid-i Aksa'nın işgalini anlatalım. Ve insanlarımızı şu gerçeğe inandıralım: KATİL İSRAİL BİR GÜN MUTLAKA YOK OLACAKTIR.

Üç günden bu yana Gazze sınırında alarm verilmiş durumdadır. Bölgede yeni işgal beklentisi var. Askeri tugaylar hazırlık yapıyor. İşgale karşı halk yiyecek stoku yapmaya başladı. BM ise İsrail'e, Gazze'deki ablukayı kaldırma çağrısı yaptı.Yine puslu bir hava ve kan kokusu geliyor burnumuza.

Ya Rabbi, Kudüs'ün, Mescid-i Aksa'nın özgür ve aydınlık şafağına bizleri ulaştır. Filistin'in özgürlüğüne giden yolda saflarımızı ve adımlarımızı sıklaştır.

Ya Rabbi, yıllardır zulüm gören Filistinli kardeşlerimizin üzerinden rahmet elini çekme. Kardeşlerimizin dertleriyle dertlenmeyi bizlere şiar eyle. Mazlumlara yardımda bizleri öncüler eyle.

Ya Rabbi, siyonist İsrail'in ve Emperyalist Amerika'nın zulüm tahtlarının bizlerin eliyle baş aşağı olmasını tez zamanda nasip eyle. Mescid-i Aksa'nın özgürlüğü için yaptığımız çalışmaları bereketlendir. İnsanlarımızı bilinçlendir.

Ya Rabbi, özellikle Filistin'de işgale karşı mücadele eden Hamas'ı, İslami Cihad'ı, melek ordularınla destekle. Kardeşlerimizi muzaffer eyle.

Ya Rabbi, Amerika'nın ve İsrail'in topraklarımızdaki kirli siyasetlerine alet olan idarecilerimizi ıslah eyle. Onlara hakikat yolunu göster.

Ya Rabbi, huzuruna kardeşlik görevini yerine getirenlerden olarak çıkart bizleri.

Ya Rabbi, namazlarımızı Mescid-i Aksa'nın hınca hınç dolan avlusunda Filistinli kardeşlerimizle omuz omuza kılmayı nasip et. Bu özlemle kıldığımız namazları oradaki bereketle bereketlendir. Amin.

Dualarımızın kabul olmasını rabbimizden niyaz ediyor ve Antalya halkı olarak Filistinli kardeşlerimizin ve onların aziz direnişlerinin yanında olduğumuzu beyan ediyoruz.

Ayrıca 73 sene önce bu gün aramızdan ayrılan Kur'an savunucusu şairimiz Mehmet Akif Ersoy'u  da rahmetle anıyoruz.

Alanya

Alanya

ANTALYA

Önceki ve Sonraki Haberler