Antalya'da Mısır ve Suriye Protestosu

Antalya'da Mısır ve Suriye Protestosu

Mısır ve Suriye'de yaşanan katliamlar Antalya'da protesto edildi.

Mısır ve Suriye’de gerçekleştirilen katliam 23 Ağustos 2013 tarihinde Antalya’da protesto edildi. Cuma namazını müteakip Muratpaşa Camiinde toplanan Müslümanlar Mısır’da ve Suriye’de şehit olanlar için gıyabi cenaze namazı kıldı. Cenaze namazının ardından toplanan çok sayıda duyarlı insan kortej halinde Kapalı Yol Havuz Başına kadar yürüyüş yaptı.

Meydanda grup adına bir basın açıklaması okundu. Basın açıklamasını Gültekin Sincar okudu. Basın açıklamasında bütün dünyanın gözü önünde üstelik de canlı yayınlara yansıyarak Mısır ve Suriye’de kardeşlerimiz katledildiği ve Suriyeli ve Mısırlı kardeşlerimizin yanında olduğumuz mesajı verildi.

Basın açıklaması ve yürüyüş sırasında “Uyan Diren Özgürleş!”, “Müslüman Uyuma Kardeşine Sahip Çık”, “Suriye’ye Mısır’a Direnişe Bin Selam!”, “Darbeci Sisi, Seninleyiz Mursi!”, “Mısır Halkı Yalnız Değildir”, “Müslüman Zulme Boyun Eğmez!”,  “Yaşasın Küresel İntifada!”, “İslami Hareket Engellenemez!”, “Katil İsrail Ortadoğu’dan Defol!”, “Katil Sisi İşbirlikçi Suud!”, “Katil Sisi İşbirlikçi İran”, “Katil ABD Ortadoğu’dan Defol!” sloganları atılarak, tekbirler getirildi.

Meydanda Özgür-Der Antalya adına okunan basın açıklamasının ardından Abdülkadir Ağlamaz tarafından dua yapıldı ve basın açıklaması sona erdi.

img_3670.jpg

img_3749.jpg

img_3650.jpg

img_3671.jpg

img_3713.jpg

img_3722.jpg

img_3728.jpg

img_3748.jpg

img_3777.jpg

img_3832.jpg

Basın açıklaması metni:

Özgür-Der Antalya: Suriye’li ve Mısır’lı Kardeşlerimizin Direnişinin Yanındayız!

Bütün dünyanın gözü önünde üstelik de canlı yayınlara yansıyarak Mısır ve Suriye’de kardeşlerimiz katlediliyor. Suriye’de katil Esed rejimi halka yönelik son katliamını kimyasal silahlar marifetiyle gerçekleştirdi. Kimyasal saldırıda çoğunluğu çocuklar olmak üzere bini aşkın masum kardeşimiz hayatını kaybetti.

 

Mısır’daysa Sisi cuntası sokağa çıkma yasağını delen halka karşı acımasızca saldırılarını arttırıyor. Direnişi sindirmek için katliam politikalarını uygulayan darbecileri, çocuk kadın umursamadan halkını vahşi yöntemlerle katleden Beşşar Esed rejimini ve tüm destekçi ve işbirlikçilerini lanetliyoruz.

 

Şam’ın banliyölerinden birinde Esed cuntası kimyasal silah da kullandı. 1400’e yakın çocuk, kadın ve erkek hayatını kaybetti. Görüntüler içler acısı ve insanın kanını dondurucu. Kimyasal bombanın etkisiyle can verene kadar titreyen ve ağzı gözü elleri istemsiz bir şekilde titreyen çocuklar benim diyen insanı insanlığından utandıracak kadar acımasız ve vahşi boyutlar taşıyor.

 

Suriye intifadasını başından beri Esed/Baas rejiminin bekası namına engellemeye çalışan yapılan tüm görüşmeleri, iyi niyet yaklaşımlarını elinin tersiyle iten İran’ın dini otoritesi ve tek söz sahibi Rehber Hamaney’in “altın halka” olarak taltif ettiği kiralık katili azmettirmek, teçhiz etmek, koruyup kollamak gibi suçlarını nereye koyalım şimdi?

Katil Esed ve katliamlarına tek söz söyleyemeyen, söylediği zaman da Suriye’de “Müslüman Müslümanı öldürüyor” veya “iç savaş” gibi kurnazca manipülasyonlarla konuşup Cündişapur zehrini ümmete enjekte eden Müslüman aydınlar mı? Önümüzde yan yana yatırılmış masum çocuklarımızın ve yetişkin kardeşlerimizin cesetleri duruyor.

Suriye’yi Esed/Baas tasallutu altında tutmak üzere Rusya ve İran’ın seferber olduğunu hepimiz biliyoruz. Katliamın sorumluluğu Esed/Baas rejimi kadar Rusya ve İran’ın üzerindedir. Mezhep çatışması çıkmasın filan diye kimse İran ve Hizbullah’ın işlediği cinayet, katliam ve işgali görmezden gelmemizi beklemesin.

Mısır’da çok önceden planlanan kanlı darbe 30 Haziran’da laik, liberal, onursuz eski düzen yanlısı sivil bir güruhun darbeci askerlerin komutuyla figüran olarak kullanılmasıyla sahneye kondu. Durumdan vazife çıkarmaya teşne katil cuntanın darbe yapması sonucu başlayan katliamlar ve insanlık suçları hız kesmeden devam ediyor.

Darbe ve sonrasındaki insanlık dışı suçların en büyük ortaklarından birinin Amerika olduğunu unutmayalım. Amerika’nın hepimizin bildiği gibi bu tür diktatörleri, darbeleri destekleyip milyonların bu şekilde öldürülmesinin örnekleriyle doludur. Bu nedenle Amerika’dan bu gibi durumlardan insani bir tavır beklemek doğru değildir.

Katliamın ortaklarından biri de Mısırlı Müslümanları suçlayarak darbecilere destek veren Suudi Arabistan krallığı ve bazı körfez emirlikleridir. Adlarından da anlaşıldığı gibi gasp yoluyla ele geçirdikleri iktidarları bu kralların ve emirlerin kansız olarak devretme düşünceleri de niyetleri de yoktur. Dolayısıyla intifada ateşinin kendi ülkelerine sirayet edeceğinden emin olan bu gayri meşru yönetimler bütün imkânlarını kullanarak intifadaları boğmaya kararlılar.

Ancak bütün bunlara rağmen unutmamız gereken en önemli konu binlerce Müslümanın şehit edildiği katliamın ertesi günü milyonlarca Müslümanın ölümüne meydanlara dökülmesidir. Bu tarihte örneğine az rastlanır bir direniştir.

Ve umudumuz diğer diktatörlüklerle yönetilen ülke halklarına da örnek olmasıdır. Ortadoğu’daki halkların bu direnişi hepimizin yüreğine su serpmiştir. Bize ne kadar unut vermişse diktatörleri ve onların dağıttıkları gayri meşru kaynaklarla palazlanan çıkar çevrelerini de o kadar ürkütmektedir.

Buradan Antalya’dan, Mısır ve Suriye’de direnen kardeşlerimizin direnişinin yanında olduğumuzu belirtiyoruz. Katillerin, işbirlikçi yönetimlerin ve darbecilerin bir an önce yenilmesini yüce Mevla’dan niyaz ediyoruz.

ÖZGÜR-DER ANTALYA TEMSİLCİLİĞİ

Önceki ve Sonraki Haberler