Beden Sosyolojisi: Emanet ve Sahiplik

Beden Sosyolojisi: Emanet ve Sahiplik

Özgür-Der Bingöl Şubesi’nin aylık düzenlediği seminerler dizisinde bu ay, Muş Alparslan Üniversitesi Öğretim Görevlisi Burhan Taşkaya’nın sunduğu “Beden Sosyolojisi: Emanet ve Sahiplik” konusu işlendi.

Sunumuna insan-beden ilişkisini irdeleyerek başlayan Burhan Taşkaya, bedenin farklı dönemlerde ideoloji, tıp, edebiyat, fizik, biyoloji gibi birçok alanın konusu haline geldiğini söyledi. Tarihi süreç içerisinde farklı toplumların beden algılarına değinerek sunumuna devam eden Taşkaya; Yunan toplumuna göre beden algısı, Rönesans toplumuna göre beden algısı, Sanayi toplumuna göre beden algısı, 19.yy'da beden algısı, 20.yy'da beden algısı gibi kategorize ederek dönemsel bazda düşünceye göre bedene verilen değerleri dinleyicilere sundu.

Akabinde iktidar-beden ilişkisine değinen Taşkaya, insanları bedensel açıdan şekillendirmeye çalışan ideolojik iktidarların, kişi bedenine müdahale ederek ideolojik düşüncelerine uygun insan prototipi yaratmaya çalıştıklarını belirtti. Kapitalizm-beden ilişkisinde ise kapital düzenin, sermaye elde etme adına beden imajı ile ilgili pazarlar kurduğunu söyledi. Topluma "ölçülü beden", "uygun beden" gibi sözde kalıpları çeşitli yollarla dayatmaya çalışan bu algının; güzelleşme, zayıf kalma, yaşlanmama gibi farklı alanlarda insanları etkilemeyi başardığını söyleyen Taşkaya, bu algı ile insanları sözde kalıplara uygun hale getirmek için harcamaya, alışveriş yapmaya zorladığınıvurguladı.

Sunumuna semavi dinlerin beden algısına değinerek devam eden Taşkaya, Musevilerin beden algısını irdeleyerek başladı. Musevilerin dünya tasavvurlarının beden algılarını etkilediğini belirtti. Dünya hayatını öncelediklerini ve buna bağlı olarak bedensel haz ve ihtiyaçlarının onlar için önemli olduğunu söyledi. Hıristiyanların ise Musevilerin tam tersi olduklarını, bedenin bastırıldıkça ruhun yüceleceği inancına sahip olduklarını belirtti. Bu nedenle Hıristiyanlar için bedensel haz ve ihtiyaçların ikincil planda olduğunu, birincil planda ise ruhun olduğunu vurguladı. İslamiyet'te ise Hıristiyan ve Musevilik inançlarının aksine, bedenin meşru taleplerinin helal sınırlar içerisinde karşılanması gerektiği inancının olduğunu söyledi. Müslümanlar için dünyanın ahirette bir tarla almak için imtihan edildiği yer olduğunu söyleyen Taşkaya, inancımıza göre dünya ile ahiretin iç içe olduğunu, bunun için de İslam'da bedenin işlevsel bir yapıda olduğunu vurguladı. Müslümanlar için bedenin bir emanet olduğunu söyleyen Taşkaya, bunun için bedenin sınırlarının bedenin asıl sahibi tarafından belirlendiğinin ve insanın ona uyması gerektiğinin altını çizdi.

Son olarak beden ve inanç boyutuna değinen Taşkaya, her ne kadar yapılan ibadetlerin ruhani bir tarafı olsa da namaz, oruç, hac gibi ibadetlerin bedensel yönlerinin de olduğunu ve bu nedenle bedenin inançsal anlamda bir karşılığının olduğunu belirtti.

Program soru-cevap faslından sonra sona erdi.

Önceki ve Sonraki Haberler