“Sudan’da İslami Mücadele Tecrübemiz” Semineri

“Sudan’da İslami Mücadele Tecrübemiz” Semineri

Özgür-Der Diyarbakır Şubesi'nin "Dünyada İslami Hareket Tecrübeleri"ni konu edindiği seminerler dizisinde bu hafta “Sudan’da İslami Mücadele Tecrübemiz” konuşuldu.

Özgür-Der Selahaddin Eyyubî Konferans Salonunda dokuzuncusu gerçekleştirilen seminerde, Mehmet Deniz "Sudan'da İslami Mücadele Tecrübemiz" konulu sunum yaptı.

"Sudan'da kökleri İslam dinine uzanan, İslami uyanış sağlayan Müslümanların sahih kültürüne inen ve olaylar çerçevesinde gelişmeler kaydeden bir hareket oluştu."

Seminerde genel olarak, Sudan hakkında genel bilgi, Sudan'daki İslami hareket, İslami hareketin yapısı, sistem ve toplumla ilişkileri, Güney ve Darfur sorunu hakkında bilgi verildi.

Sudan'ın etnik, dini, coğrafi, sosyal ve siyasal yapısı hakkında verdiği kısa bilgi ile konuşmasına başlayan Mehmet Deniz, "coğrafi alandaki dağınıklık, çok sayıdaki etnik grubun varlığı ve sufi hareketlerin belli ailelerin idaresinde olması Sudan'daki aşirete dayalı sosyal yapılanmayı güçlendirmiştir. Sömürgecilerin de müdahalesiyle istikrarsızlık artmıştır. İslami hareket böyle bir ortamda doğup gelişmiştir."şeklinde konuştu.

İslami Kurtuluş Hareketi

Sudan'daki İslami hareketin özellikle Mısır İhvan-ı Müslim'inden etkilenerek geliştiğini ifade eden Deniz, liberalizm ve komünizmin revaçta olduğu bir dönemde yerleşik gelenek ve dini duyarlılıktan kaynaklanan gruplar arasında "İslami Kurtuluş Hareketi"nin tohumlarının ekildiğini söyledi.

Deniz, taşıdığı evrensel İslam mesajıyla Batı medeniyetine meydan okuyan  "İslami Kurtuluş Hareketi"ni Hasan Turabi'nin şu şekilde tanımladığını kaydetti: "Pakistan, Mısır ve diğer yerlerdeki İslami hareketler üzerine bina edilen bir hareket ortaya çıktı. Bu hareket yeniden Müslüman kardeşler adını aldı. Sudan'da kökleri İslam dinine uzanan, İslami uyanış sağlayan Müslümanların sahih kültürüne inen ve olaylar çerçevesinde gelişmeler kaydeden bir hareket oluştu."

Hareketin İhvan'la ilişkilerdeki boyutları üzerinde de duran Deniz, Turabi'nin İslami hareketin, fıkhı, metodu, eğitim ve örgütlenme itibariyle İhvan'dan etkilendiğini kabul ettiğini ancak farklı bir hareket olarak tanımladığını ve Mısır İhvan'ına biat etmediğine vurgu yaptı.

İslami Hareketin Evreleri

İslami hareketin çeşitli evrelerden geçerek geliştiğini dile getiren Deniz, bu evreleri; oluşum, ortaya çıkış, ilk inziva, genel başkaldırı, mücadele ve kalkınma, anlaşma, gelişme ve olgunluk olmak üzere yedi maddede değerlendirdi.

İslami Misak Cephesi ve Turabi

Sudan'da İslami Misak Cephesi ve Sudan İslami hareketinde önemli bir yer teşkil eden Hasan Turabi hakkında da bilgi veren Deniz, "1964 Ekiminde bir ihtilalle General Abduh yönetimine son verildi. Bu dönemde yaptığı muhalefetten dolayı Turabi ismi sıkça duyuldu. 1964 yılında "İslami Misak Cephesi" kuruldu. İlk kongrede başkanlığına Hasan El-Turabi seçildi."şeklinde konuştu.

Numeyri Darbesi ve Turabi

General Cafer El Numeyri'nin ordu içindeki bazı sosyalistlerle birlikte darbe gerçekleştirdiğini ve İslami faaliyetlere zarar vermeye başladığın kaydeden Deniz, "1969'a gelindiğinde General Cafer El Numeyri ordu içindeki bazı sosyalistlerle birlikte darbe gerçekleştirdi. İlk iş olarak İslami Misak Cephesi başta olmak üzere İslamcıları dağıtmaya başladı. Bir çok öncü şahsiyet hapsedildi. Çok sayıda kişi ordudan ve memurluktan atıldı. İslami hareketler kısa sürede toparlandılar. Numeyri darbesine karşı ortak cephe oluşturuldu. Genel eylem dizisi ve silahlı ayaklanma başlatıldı. Numeyri İslami kesimle anlaşmaya yönelmek zorunda kaldı. Turabi, daha sonraları hata olarak nitelendireceği Numeyri ile anlaştı. İslamizasyon politikaları hız kazandı. İslami gelişmelerden rahatsız olan ABD'nin baskısıyla Turabi tutuklandı..."diye konuştu.

"Yeni Akım"ın Hedefi ve Metodu

Sudan'daki İslami hareketin "yeni akım" olarak tanımladığının altını çizen Deniz, toplumun İslam'la buluşması ve İslam'ın devlet nizamı olarak kabul edilmesini hedefleyen İslami hareketin metodunu ise şu şekilde özetledi: "ıslah yolunda yönetimi ele geçirmeye çalışır. Yerel şartları göz önünde bulundurur ve politik yönetimi ele geçirmek için çabalar. Cihada inanır. Sadece kâfirlere karşı değil, Müslümanlar içinde yönetimi elinde bulunduran zalim rejime karşı da cihadın gerekliliğine inanır. Davet ve tebliğin bütün bunlardan önce gelen ve sürekli olması gereken faaliyetler olduğunu söyler."

Teşkilat Yapısı

Hareketin örgütlenme modeli üzerinde de duran Deniz, "dinamik ve yeni olaşan ihtiyaçlara göre sürekli kendini yenileyen, çok kademeli üyelik sistemi uygulayan, âdemi merkeziyetçi, yıllık planlar yaparak bunları denetleyen ve piramit şeklindeki bir örgütlenme modeli vardır. Piramidin en başında seçimle işbaşına gelen başkan vardır. Örgütlenmenin her aşamasında şura ve istişare esas alınır. Kişilerin sarf ettikleri güç nispetince cemaat içerisinde yükselmesi söz konusudur."dedi.

Eğitim Metodu

Hareketin gelişimine bağlı olarak eğitim metodunun da değiştiğini kaydeden Deniz, hareketin, genel, açık, kapsamlı, özgür ve elastiki bir eğitim metodu uyguladığını söyledi.

Hareketin geleneksel eğitimi alternatif oluşturarak ıslah etmeye çalıştığını ifade eden Deniz, "mevlitler, siyer ve kaside kitapları yerine İbn-i Kesir ve İbn-i Hişam'ın tefsir ve siyer kitapları konmuştur. Fıkıh ve şerhi kitapları yerine Seyyid Sabık'ın Fıkhu`s Sünne'si, Şevkani'nin Kur'an ve sünnetteki delillere dayanan fıkıh kitapları tavsiye edilmiştir. Yine günlük zikir yapmaya yönlendiren kitaplar yerine, Nevevi'nin Ezkar'ı ve Gazâlî`nin İhya`sının önerildiğine şahit olmaktayız. Öncü kadro ise Avrupa düşüncesinin temel kaynakları üzerinde de kafa yormuştur."dedi.  

Islah-Haber

Önceki ve Sonraki Haberler