Alternatif Eğitim Seminerleri Devam Ediyor

Alternatif Eğitim Seminerleri Devam Ediyor

Özgür-Der Alternatif Eğitim Seminerleri’ne bu hafta Bahadır Kurbanoğlu’nun “Kazanımlar Tekele Dönüşmemeli” başlıklı semineri ile Musa Üzer’in “İslami Hareket Dergisi ve İKO” başlıklı semineri ile devam edildi. Sedat Yenigün’ün hayatı ve fikirleri tartışıl

Özgür-Der'in Alternatif Eğitim Seminerleri devam ediyor. "Ayetler Işığında Hayat" üst başlıklı derslerin "Kazanımlar Tekele Dönüşmemeli" seminerini Bahadır Kurbanoğlu sunarken, "Türkiye'de 'İslami' Dergiler ve Etkileri" üst başlıklı derslerin "İslami Hareket Dergisi ve İKO" konulu seminerini Musa Üzer sundu.

'Kazanımlar Tekele Dönüşmemeli'

"Allah'ın o (fethedilen) şehir halkından Resûlü'ne verdiği fey, Allah'a, Resûl'e (ve Resûl'e) yakın akrabalığı olanlara, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışlara aittir. Öyle ki (bu mallar ve servet) sizden zengin olanlar arasında dönüp-dolaşan bir devlet (güç) olmasın. Resûl size ne verirse artık onu alın, sizi neden sakındırırsa artık ondan sakının ve Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah cezası (ikâbı) pek şiddetli olandır." (Haşr/7)

Ayette geçen fey kavramınının ıstılahi manası üzerinde durarak konuyu anlatan Bahadır Kurbanoğlu, devlet mülkiyetinin, toplum mülkiyetinden ayrıldığını ifade etti.  İslam'da, toplum mülkiyetine devlet reisinin tasarrufunun çok cüz'i olduğunu söyleyerek, devlet mülkiyetine devlet reisinin tasarrufunun nasıl sistemleştiğini diğer düzenler ile kıyas ederek anlattı.  İslam Toplumu'nda elde edilen üç farklı gelir olarak, fey, ganimet ve zekât hususunda tanım yapan Kurbanoğlu, ganimet ile feyin farkını anlattı.

"Eğer Allah'a ve hak ile batılın ayrıldığı gün, iki ordunun birbiri ile karşılaştığı gün (Bedir savaşında) kulumuza indirdiğimize inanmışsanız, bilin ki, ganimet olarak aldığınız herhangi bir şeyin beşte biri Allah'a, Resulüne, onun akrabalarına yetimlere, yoksullara ve yolcuya aittir. Allah her şeye hakkıyla kadirdir."(Enfal/41)

Ganimetlerden elde edilen malların paylaşımı ile ilgili olarak özel mülkiyetin altını çizen, bazı fıkıhçılar, Enfal/41 ve Hayber arazilerinin dağıtımını delil olarak sunduklarını ifade etti.  Ancak İslam Tarih'inde buna katılmayanların olduğunu söyleyerek, 5/1'inin haricindeki ganimetlerin özel mülkiyet olarak verilmesinin, Peygamber'in uygulamasında olmadığını ifade edenlerin delillerinin, kuvvetli olduğunu da söyledi. Rivayetlere göre Peygamber'in,  ganimetlerde kendisinin payı olduğunu ve bu payında bir şekilde müslümanlara geri döneceğini ifade etti.  "Rasulullah Hayber arazilerini iki kısma ayırdı. Bir kısmı kendisine ait olmak üzere ileride karşılaşılacak olan olay ve ihtiyaçlara ayırdı. Diğer kısmını ise müslümanlara ayırdı."(Ebu Davud). Konu ile ilgili yapılan tartışmaların sınırlarını ifade etmek üzere mezhep imamlarının görüşlerini anlatan Kurbanoğlu, konunun içtihadi boyutunun nasıl farklılaştığını anlattı. Ekonomi anlayışını çizen ayetlerin, toplumsal yapının bozulmasının önündeki engellerin kaldırdığını ifade eden Kurbanoğlu, Allahın lütfettiklerinin topluma ait olduğunun altını çizerek, yöneticinin haklarının sınırlı olduğunu ifade etti. Kurbanoğlu, semineri katılımcıların soru ve açılımlarını değerlendirerek noktaladı.

"İslami Hareket Dergisi ve İKO"

"Din yalnız Allah'ın oluncaya ve fitne yeryüzünden kalkıncaya kadar" (Enfal/39) logosuyla 1 Şubat 1978'de çıkmaya başlayan dergi manşete ilk olarak "Zulüm Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" hadisi ile "İslam Düşmanları Ateşle Oynamasınlar" başlığını taşıyor' sözleri ile sunumuna başlayan Musa Üzer, İslami Hareket Dergisi'nin talebe ve iş güç sahibi gönül verenlerin destekleri ile çıktığını ifade etti. Yayın organının, 'İslami Hareket' ismini taşımasının dönem itibari ile önemli olduğunu vurgulayan Üzer, dergiyi yayıma hazırlayanların İslam'ı pratiğe dökecek bir hareket hedefinin söz konusu olduğunun altını çizdi.

Üzer, A3 boyutunda çıkan derginin künyesinde sahibinin Hüseyin Öztürk, umumi neşriyat kısmında Hasan Güneş'in, yazı işleri Salih Kara'nın, istihbaratta Necati Dönmez ve İbrahim Solmaz'ın, arşivde Adem İlbaşı ve Yusuf Balcı'nın, dağıtım sorumlusunun Nazım Kurtoğlu olduğunu ifade ederek, dergide yazan yazarların, Yaşar Ömeroğlu (Yaşar Karayel), Necati Dönmez, Sami Adil Şener, Ömer Özbay, Hüseyin Öztürk, Hekimoğlu İsmail, Selahattin Eş, D.Mehmet Doğan, Necip Fazıl, Mehmet M. Yenigün- Mengüç, Osman Sarı, Ömer Küçükağa, Hüsnü Aktaş olduğunu ifade etti. Derginin asıl yükünün, Mehmet Mengüç (Sedat Yenigün), Yaşar Ömeroğlu (Karayel), Sami Adil (Şener)'in omuzlarındadır diyen Üzer, yazı kurulunun, Yaşar Ömeroğlu, Selahattin Eş Çakırgil, Hekimoğlu İsmail, S. Adil Şener, Ali Bulaç, M.M.Y (Sedat Yenigün)'den oluştuğunu aktardı.

İslami Hareket dergisinin ifadesiyle Sedat Yenigün'ün İstanbul Kültür Ocağı'nın (İKO) beyin vazifesini gördüğünü söyleyen Üzer, derginin tiraji ile ilgili olarak dergi satışı 4 bin ile başlayıp, 6 bin, 8 bin sonra da 10 bine ulaşarak, derginin bazı sayılarının ise 15 bine kadar ulaştığını söyledi.

Derginin asıl yükünün Sedat Yenigün'ün omuzlarında olduğunu söyleyen Üzer, Yenigün'ün, Kur'ani aydınlığa ulaşabilmek ve insanları İslami bir mücadeleye sevk etmek amacıyla yoğun çabalar sarf ettiğini ve öncü birkaç insandan birisi olduğunu ifade etti.  

Yenigün, sahih bir bilgi ve organize bir mücadeleyi güçlü kılabilmek amacıyla yaşadı!

Sedat Yenigün'ün, bugünün İslami birikiminin oluşumunda önemli rol oynadığını belirten Üzer, Sağcılık'tan Müslümanlığa, bölgecilikten evrenselliğe, milliyetçilikten ümmetçiliğe, muhafazakârlıktan inkılâpçılığa, taklitçilikten tahkiki bilince, sığınmacılıktan bağımsız bir kimliğe ulaşma konusunda çok büyük katkıları olduğunu belirterek birçok itham, karalama, taassubun baskısına göğüs gerdiğini ifade etti.

1969-70 MTTB'nin orta öğretim komitesinde yer alan Yenigün'ün, İÜ Edebiyat Fakültesi'ne girdiği zaman MTTB Kültür Müdürlüğü'nü üstlendiğini ve orta öğretim ve lise faaliyetleriyle de yakından ilgilendiğini söyleyen Musa Üzer, Yenigün'ün MTTB'de iken, 1973-74 yıllarında teşkilat adına 'Milli Gençlik' isminde bir dergi çıkarttıklarını ifade etti.

Üzer, derginin protokol ve milliyetçi-muhafazakâr yazılarının dışında ağırlığının, 1970'li yılların İslamcı çizgisini yansıtan yazılardan oluştuğunu söyledi. Dergide, Ali Bulaç, Beşir Eryarsoy, Adil Doğru, Selahattin Eş, Şeyhmus Durgun, Ömer Özbay'ın yazı ve şiirleri yayınlandığını bildirdi. Aynı zamanda Üzer, Seyyid Kutup, Malik Bin Nebi, Muhammed Hamidullah gibi yazarların dergi ile İslami kesimin daha çok gündemine taşındığını ifade etti.

Orta öğretim için düşünülen 'Çatı Dergisi' yayın hayatına başlarken, MTTB'deki yönetim değişikliği onu MTTB'deki işleyiş nedeni ile ümitsizliğe düşürdü, diyen Üzer, aynı düşünceyi paylaştığı arkadaşları ile beraber 1977'de MTTB'den ayrılıp, İstanbul Fatih'teki İstanbul Kültür Ocağı'nı (İKO) oluşturduklarını bildirdi.

Üzer, Sedat Yenigün'ün, İKO etrafında toparlanan gençler ile yakın ilişkiler kurmaya çalıştığını ve öğrencilerin yurt sorunundan burs sorununa, eğitim sorununa kadar birçok ihtiyacıyla aktif olarak ilgilendiğini aktardı.

Sedat Yenigün'ün, 5 Temmuz 1980'de Fatih Hırka-i Şerif Camii yakınlarında bir berberde iki kişinin silahlı saldırısı ile şehid edildiğini ifade eden tebliğci, eylemin ne ülkücülerin ne de solcuların üstlendiğini ifade eden Üzer, İKO ve İslami Hareket dergisi bağlıları olayın kontrgerilla tarafından yapıldığına inanmaktadır, dedi. Yenigün'ün şehadetinden sonra birçok dergi Yenigün'ün şehadeti ile ilgili yayınlar yapıldı, diyerek, İstanbul Kültür Ocağı olarak kurulan ve daha sonra İlim Kültür Ocağı şeklinde isim değişikliği yapan İKO mensupları, 1978 yılında İslami Hareket adlı dergiyi çıkartmaya başladıklarını aktardı. Üzer, İslami Hareket'in, o zamana kadar çıkan dergilere nispetle çok daha İslami ve canlı bir çizgi tutturduklarını ifade ederken, derginin hangi konular üzerinde durduğunu anlattı.

Derginin üzerinde durduğu değini ve konular:

  • Daha 1. Sayısında imkanlar dahilinde İslam nizamına gidecek yolların aralanması gerekliliği ortaya konuyor. (Aynı zamanda dergi, komünizme karşı olunduğu net bir şekilde belirtilirken, Müslümanların batıcı laik kapitalist düzene de aynı şekilde karşı olmalarının altını Selahattin Eş'in tahlili ile çiziyor.)

  • Dergi, birinci sayıda N. Fazıl'ın "Gençliğe Beyanname" yazısında MTTB'yi pasif tutumu nedeni ile eleştirir.

  • Dergi ikinci sayısında baskılar ve İKO'nun iki ay kapatılması nedeniyle "İslami Hareket Engellenemez!" manşetini atar.

  • "Mücadeledeki Tavır Eksikliği" konusu ile dergi Müslümanların mücadeleye ilişkin kullandıkları dili değerlendirmiştir.

  • "İslami Hareket Nedir?" adlı yazıda; İslam'ın pratik hayatta yaşanmasının dinin gayesi olduğu ve İslami hareketin şuurlu bir yönelişin adı olduğu belirtilir.

  • Metod da "İslam'ın fikrinin liderliği" tabirinin kullanıldığını görülür.

  • "Mücadelede Metot ve Liderler" başlıklı yazıda Yaşar Ömeroğlu, düzende iktidara basamak olmanın nimetleriyle karşılaşılmasının külfetinin büyük olduğu, belirtilir.

  • "İslamın Yeniden Anlaşılması" başlıklı yazı Sami Adil'e aittir.

  • "İdeolojiler ve Sloganlar" başlıklı yazıda, düzen ve gelişen Kur'an'i anlayış paralelin de değişime uğrayan sloganlardan bahsedilir.

  • Dergide, "Türkiye Müslümanları" tabiri kullanılır.

  • Dergide, İran Devrimi ile ilgili gelişmelere sürekli olarak yer verilir. Hatta devrimden önce ki gelişmelerden de Müslümanlar sürekli haberdar edilmeye çalışılır.

  • Dergide tarih değerlendirmesinde, gereksiz methetmelerden ve alçaltmalardan uzak kalınmasının önemsenmesi gerektiği belirtilmeye çalışılır.

  • Dergi mensuplarına göre, Parti, İslami hizmetin günün şartları içerisinde birtakım imkanlara kavuşmasına vesile olabilir. Ancak  parti, kadrosu, prensipleri mücadele şekil ve bünyesi itibariyle İslami hareketi yönlendirmeye talip olamaz.

  • Dergi, ayrıca İKO faaliyet haberlerinden bahsederken, gelişen sisteme tavır alarak sistemi tanımlar ve farklı ideolojilere karşı tutumlarını belirler.

  • Dergide, İslam coğrafyasında ümmet perspektifi ile gelişmelere yer verilirken, kadınların da İslami mücadele içerisinde yer almaları gerektiği anlayışı dünyadaki İslami hareketlerin mücadele pratikleri örneği verilerek aktarılmaya çalışılıyor.

  • Derginin sayıları kronolojik olarak takip edildiğinde, sürekli olarak kendini geliştiren ve yenileyen bir trend görülür.

  • Dergi'nin dil konusunda ki hassasiyeti ve öztürkçeye olan karşıtlığı söz konusu.

  • Kitap tanıtımlarına ve dönemin ruhuna hakim bir şiir alanı oluşturan derginin, son sayısındaki gündem ise Kudüs'tür.

Üzer, İslami Hareket Dergisi'nin 12 Eylül öncesinin çatışmalı ortamında yayın hayatına başlamış olması ve dönemin sıcak atmosferi içinde olması nedeni ile bazı hatalı yaklaşımlarda bulunmasının normal karşılanması gerektiğini söyledi. Usuli konularla ilgili fazla yazıya rastlamadığını da ifade eden Üzer, dönem itibari ile İslami Hareket Dergisi ve İKO'nun, sahih ve sağlam temellere oturma kaygısıyla önemli vurgular yaptığının altını çizdi. Son olarak Üzer, İslami Hareket Dergisi ve İKO mensuplarının, Sedat Yenigün'ün 5 Temmuz 1980'de şehit edilmesi ve 12 Eylül Darbesi ile oluşan baskı ortamına bağlı olarak diğer siyasal gruplar gibi uzun bir sessizlik dönemine girdiklerini ifade etti.

Esra Aydın / HAKSÖZ-HABER

Önceki ve Sonraki Haberler