Camiler, Resmi İdeolojinin Payandası Olamaz!

Camiler, Resmi İdeolojinin Payandası Olamaz!

Özgür-Der, darbeci ideolojinin mahyalar ve hutbeler üzerinden İslam'a ve Müslüman topluma karşı yürüttüğü iktidar mücadelesinin yeni bir vesilesi sayılabilecek Cumhuriyet Bayramı törenlerinde camilere ve mahyalara yönelecek kirli emellere karşı hem Diyane

-6 Ekim tarihlerinde İstanbul'un bazı camilerine "Ne Mutlu Türküm Diyene", "Ordumuza Şükran Borçluyuz","Güçlü Ordu, Güçlü Türkiye" gibi ırkçı ve ideolojik sloganlar içeren mahyalar asılmıştı. Protestolar üzerine bu mahyalar kaldırıldı. 23 Ekim ise uma hutbelerinde Cumhuriyet'in erdemleri üzerinde duruldu. Bu defa 29 Ekim'de camilere bayrak ve mahyalar asılarak laik-kemalist ideolojisinin propagandası nın yapılması gündemde. Özgür-Der Genel Başkan Yardımcısı Kenan Alpay bir basın açıklaması yaparak Diyanet İşleri Başkanlığını ve Vakıflar Genel Müdürlüğünü bu provakasyonlara karşı uyardı.

Basın açıklamasının tam metni:

Camiler, Minareler, Mahya ve Hutbeler

Resmi İdeoloji ve Kurumların Payandası Olamaz!

28 Ekim 2009

İstanbul'un Kurtuluşu törenleri adı altında 5-6 Ekim tarihlerinde  düzenlenen bir dizi etkinlikte İstanbul'daki bazı camilerde Türk ulusalcılığını ve resmi ideolojiyi öven bazı ifadeler mahyalara yazılmıştı. Resmi ideolojinin mahyalar üzerinden İslami dini ve camileri kuşatma altına almasına karşı kamuoyunda ciddi tepkiler yükselmesine rağmen 23 Ekim 2009 tarihinde bu defa ülkedeki bütün camilerde Diyanet İşleri Başkanlığının emriyle Cumhuriyet Bayramı etkinlikleri çerçevesinde Cumhuriyeti ve Mustafa Kemal'i öven hutbeler okutuldu.

Okulları, caddeleri, dağları derken bütün bir ülkeyi kışla mantığı ile dizayn etmeyi kafaya koymuş darbecilerin camilerde askeri düzeni hâkim kılmaya çalıştığı, hutbe ve vaazları muhtıralara uyumlu kılmaya çalışmaları elbette yeni bir skandal değil. Ancak bu zorbalık ve çirkinliğe tahammül edilmesi söz konusu olamaz. Camiler, minareler, minberler Müslüman topluma karşı yürütülecek psikolojik savaşın taktik üsleri değildir ve olamaz. Camiler ulusal sembollerin ve söylemlerin tatbikat sahaları değil sadece ve sadece Allah'a kulluğun beyan edildiği mübarek mekânlardır. Devletin, camileri resmi daireler vasfına sokma girişimi de cemaati modern-ulusal çerçeveye uygun makbul vatandaşlar standardına yükseltme teşebbüsü de kabul edilemez bir çirkinliktir.

Darbeci ideolojinin mahyalar ve hutbeler üzerinden İslam'a ve Müslüman topluma karşı yürüttüğü iktidar mücadelesinin yeni bir vesilesi sayılabilecek 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı törenlerinde camilere ve mahyalara yönelecek kirli emellere karşı hem Diyanet İşleri Başkanlığı'nı hem de Vakıflar Genel Müdürlüğü'nü uyarmak istiyoruz. Hiç bir kurum veya kişi camileri, mahyaları ve minberleri ulusalcılık, militarizm, resmi ideoloji veya İslam dışı herhangi bir zihniyetin arka bahçesi olarak görmeye kalkışmasın. Allah'a kulluğun beyanı olan ibadethanelerin Allah'ın dinine ve kullarına savaş açan ideoloji ve kurumların tasallutu altında tutulması kabul edilemez büyük bir zorbalıktır. 

Camilerde hangi konuya ilişkin hutbe verileceğini, mahyaların içeriğinin ne olacağını Allah'ın kitabına ihlâsla bağlı müminler topluluğu istişare ederek karar verecektir. Allah'ın kitabı ile, Allah'ın rızası ile, müminlerin kardeşlik ortak paydası ile uzaktan yakından ilgisi, ilişkisi olmayanların camilere, minarelere, minberlere dair söz söyleme hakkını kendilerinde görmekten vazgeçmeleri gerekir. Çünkü kendinde bu hakkı görme hali hem kabul edilemeyecek büyük bir zulümdür hem de kendileri açısından büyük bir çelişkidir. İslam'ı toplumsal hayattan silmeye ve camileri terk edilmiş viranelere çevirmeye kastetmiş, İslam'ı ve camileri iktidar hırsları adına kullanmaya azmetmiş bir ideolojinin mensupları nasıl ki bütün uğraşlarına rağmen şimdiye kadar başarısız oldularsa bundan sonra da başarısız olacaklardır. Hem Vakıflardan Sorumlu Devlet Bakanı Bülent Arınç hem de Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu İslam'a ve müminlere karşı açık bir saldırı niteliği taşıyan bu teşebbüslere ve camiler üzerine yapılan karanlık planlara "yetki karmaşası" veya "İslam zaten Cumhuriyeti öngörür!" vs gibi tevillerle göz yummamalı, ortak olmamalıdır.

"Allah'ın mescidlerinde O'nun adının anılmasını yasak eden ve onların yıkılması için çalışandan kim daha zalimdir. Böyleleri oralara (eğer girerlerse) ancak korka korka girebilmelidir. Bunlar için dünyada rezillik, ahirette büyük bir azap vardır." (Bakara Suresi, 2/114)

Özgür-Der

Önceki ve Sonraki Haberler