"Genelkurmay Cumhuriyeti"nin İfşası!

"Genelkurmay Cumhuriyeti"nin İfşası!

Ya da malumun ilamı!... Taraf’ın ifşa ettiği Genelkurmay’ın Planı hakkında bir açıklama yapan ÖZGÜR-DER, söz konusu planın; yargıdan siyasete, sokaktan sanata kadar toplumsal hayatın bütününü denetim altına almaya yönelik kapsamlı bir faşizan zihniyeti ya

Özgür-Der Genel Merkezi'nden yapılan açıklamada, söz konusu belgede sahnede şarkı arası militarist mesajlar veren sanatçılardan iliştirilmiş gazetecilere, üniversite açılışlarını askere biat törenine dönüştüren rektörlerden yüksek yargı organları adına hazırlanan zehir zemberek mesajlara, otomatiğe bağlanmış görünümü veren parti kapatma süreçlerinden Anayasa Mahkemesi'nin Meclis'i fiilen kapatan iptal kararına kadar pek çok gelişmenin, "kurmay titizliği" ile icra edilen bir planın parçaları olduğunun rahatlıkla anlaşıldığı vurgulandı.

Bu hukuksuzluğa karşı Hükümet ya da Meclis, korkak tutumlarından ötürü herhangi bir girişimde bulunmayacaklarının açık olduğunun vurgulandığı açıklamada "Bu yüzden meclisi, hükümeti, medyayı ya da diğer kurumları göreve çağırmıyoruz! Nasılsa gelmeyeceklerini biliyoruz! Aslolan halkın bu hukuksuzluğa, ahlaksızlığa tavır almasıdır. Bu ortaoyununu boş gözlerle seyretmeye son vermesidir." denildi ve hu noktada herkese ilahi bir hüküm hatırlalatıldı.

HAKSÖZ-HABER

Özgür-Der Genel Merkezi'nden yapılan açıklamanın tam metni:

"GENELKURMAY CUMHURİYETİ"NİN İFŞASI…

YA DA MALUMUN İLAMI!

20 Haziran 2008

Taraf Gazetesi'nin bugün ifşa ettiği Genelkurmay metni Türkiye'nin ne ölçüde boğucu bir militarist kuşatma altında olduğunun yeni bir belgesidir. Genelkurmay Başkanlığınca 2007 Eylül ayı içinde yürürlüğe sokulan "Bilgi Destek Faaliyeti Eylem Planı" başlıklı söz konusu metin, yargıdan siyasete, sokaktan sanata kadar toplumsal hayatın bütününü yönlendirme, belirleme ve denetim altına almaya yönelik kapsamlı bir faşizan zihniyeti yansıtmaktadır.

Söz konusu metnin muhtemelen 22 Temmuz seçimlerinin hemen ardından başlanan çalışmalarla şekillendirildiği düşünüldüğünde durumun vahameti daha da artmaktadır. Seçim sürecini yönlendirmek amaçlı bir dizi operasyona rağmen istediği sonucu elde edemeyen ordunun aldığı açık "seçim yenilgisi" karşısında dahi politik ayak oyunlarından vazgeçmemesi ve yeni bir kampanyaya girişmeye kalkışması düşündürücüdür. Bu tutum askeri bürokrasinin açıkça asıl iktidar odağının kendisi olduğu saplantısını ortaya koymakta; aynı şekilde seçimler, parlamento, güçler ayrılığı, hukuk devleti, sivil iradenin üstünlüğü vb. kavramların içlerinin ne ölçüde boşaltılmış olduğunu da ispatlamaktadır.

Genelkurmayca yürütülmesi planlanan faaliyetlere ilişkin olarak hazırlanan ayrıntılı belgenin incelenmesi dünden bugüne yaşadığımız pek çok hadiseyi, ilk bakışta absürt gibi görünen ama özü itibariyle sistematik bir nitelik arz eden gelişmeleri anlamayı kolaylaştırmaktadır. Söz konusu belge ışığında incelendiğinde; sahnede şarkı arası militarist mesajlar veren sanatçılardan darbe hukuksuzluğuna kılıf hazırlayan iliştirilmiş gazetecilere, üniversite açılışlarını askere biat törenine dönüştüren rektörlerden yüksek yargı organları adına hazırlanan zehir zemberek mesajlara, otomatiğe bağlanmış görünümü veren parti kapatma süreçlerinden Anayasa Mahkemesi'nin Meclis'i fiilen kapatan iptal kararına kadar pek çok gelişmenin, "kurmay titizliği" ile icra edilen bir planın parçaları olduğu rahatlıkla anlaşılabilmektedir.

Şimdi ne olacak? Maalesef hiçbir şey!

Muhtemelen askeri bürokrasi her zamanki pişkinliğiyle söz konusu belgenin hesabını vermek yerine, belgenin kimler tarafından nasıl sızdırıldığı üzerinde duracak ve savcılıkları devreye sokarak Taraf Gazetesi üzerinde baskı oluşturmaya çalışacak! Malum medya yine aynı telden çalmaya devam ederek, "gözbebeğimiz, varlığımızın biricik nedeni TSK'nın yıpratılmasına yönelik sinsi ve tahripkar faaliyetler" karşısında kamuoyunu uyanık olmaya çağıracak! Hükümet ve Meclis ise her zamanki korkak ve sinik tavrıyla konunun yargıya intikal ettiği bahanesi ardına sığınıp üç maymunu oynamaya devam edecek!

Bu yüzden meclisi, hükümeti, medyayı ya da diğer kurumları göreve çağırmıyoruz! Nasılsa gelmeyeceklerini biliyoruz! Aslolan halkın bu hukuksuzluğa, ahlaksızlığa tavır almasıdır. Bu ortaoyununu boş gözlerle seyretmeye son vermesidir. Bu noktada herkese ilahi bir hükmü hatırlatmayı gerekli görüyoruz:

"…Başınıza gelenler, kendi yapıp etmelerinizin sonucudur!" (Şura Suresi, 30)

Özgür-Der

Önceki ve Sonraki Haberler