İçişleri Bakanı Sayın Beşir Atalay’a Soruyoruz:

İçişleri Bakanı Sayın Beşir Atalay’a Soruyoruz:

İnsan hakları ve özgürlükler alanında büyük gelişmeler yaşandığı iddiasına rağmen, sizin de yakinen bildiğiniz üzere başörtüsü yasağı adı verilen utanç verici uygulama kesintisiz biçimde sürmektedir.

İnsan hakları ve özgürlükler alanında büyük gelişmeler yaşandığı iddiasına rağmen, sizin de yakinen bildiğiniz üzere başörtüsü yasağı adı verilen utanç verici uygulama kesintisiz biçimde sürmektedir. Hiçbir hukuki dayanak olmaksızın uygulanmaya devam eden bu yasak nedeniyle binlerce, yüz binlerce genç kız ve bayanın eğitim ve çalışma hakları gasp edilmektedir. İnancından dolayı milyonlarca insan aşağılanmakta, tahkir edilmektedir. Üstelik tüm bu zalimane uygulamanın bir yandan kız çocuklarını okula çağıran, eğitime teşvik eden çeşitli kampanyaların yürütüldüğü bir vasatta sürdürülmesi ise tam bir paradoks, izahı imkansız bir garabet oluşturmaktadır.

Bu hukuksuz ve gayri insani yasağa halkın çok büyük bir kesiminin karşı olduğu gerek çeşitli araştırma şirketlerinin çalışmaları, gerekse de doğrudan seçim sonuçlarına yansıyan tablo ile netleşmiştir. Buna karşın bu ülkede on yıllara uzanan baskıcı uygulamalar nedeniyle geniş kitlelerin tepki verme konusunda çekimser bir tutum içinde oldukları ise açık bir gerçektir. Öte yandan sindirilmiş toplum gerçeğini aşmaya yönelik çabaların ise gerek baskıcı, otoriter zihniyetin tezahürleri, gerekse de kamuoyunu bilgilendirmeyi değil yönlendirmeyi hedefleyen medya aracılığıyla bastırılmaya, engellenmeye çalışıldığı ise bu ülkenin bir başka acı gerçeği olarak karşımızda durmaktadır.

Bütün bu olumsuzluklara rağmen yakıcı bir sorun haline gelmiş başörtüsü yasağını protesto eylemleri ara verilmeksizin sürmektedir. Halkın geniş kesimlerinin başörtüsüne özgürlük talepleri çeşitli illerde oluşturulan 'Başörtüsü Platformları' aracılığıyla dillendirilmeye devam edilmektedir. Yine bu çerçevede insan hakları ihlallerini sonlandırma ve her türlü işkence uygulamasına sıfır tolerans gösterme vaadinde bulunan hükümetinize yönelik olarak artık açık bir işkenceye dönüşmüş bu vahşi yasağa karşı acil çözüm çağrısı meydanlarda yankılanmaktadır.

Buna karşın son dönemlerde şahit olduğumuz birtakım gelişmeler iyimser olmanın giderek güçleştiğini göstermektedir. Bu bağlamda geçtiğimiz hafta Antalya'da yaşananlar son derece kaygı vericidir. 3 Kasım 2007 tarihinde Antalya Başörtüsü Platformu tarafından gerçekleştirilen basın açıklamasında 11'i çocuk, 27 kişinin hukuksuz bir şekilde gözaltına alınması vahim bir durumdur. Bu nedenle Özgür-Der Bakanlığınıza cevabını beklediğimiz şu soruları yöneltmektedir:

— Antalya'daki başörtüsü yasağı konulu basın açıklamasına çocukların katılımını bahane ederek 27 kişinin gözaltına alınması kimin talimatıyla gerçekleşmiştir?

— Yasal sınırlar içinde gerçekleştirilen bir eyleme ebeveynleriyle birlikte çocukların katılmasının "çocuk istismarı" gibi bir gerekçeye dayandırılması ve mağduriyete konu olması, çocukların velileri tarafından illegal fiillere yönlendirilmesini engellemek üzere düzenlenmiş TCK 232. maddenin keyfi yorumlanması ve açık bir "yasa istismarı" değil midir?

— Gözaltı emrini veren "yetkililer" yasa ile mi, yoksa bir ay önce Antalya'daki başörtüsü eyleminde çocukların kullanıldığını iddia eden kartel medyanın kışkırtıcı ve tahammülsüz yayınlarına göre mi karar vermektedirler?

—İnsanların taleplerini aileleriyle birlikte ifade edebilecek eylem zeminini ortadan kaldıran bu göz altıların halka yönelik bir gözdağı oluşturduğu dikkate alınırsa bu psikolojik engelin ortadan kaldırılması için bakanlığınız bir açıklama yapmayı düşünmekte midir?

— Eğer bu hukuksuz gözaltı uygulamaları bakanlığınızın bilgisi dahilinde değilse, söz konusu hukuksuzluğun bir kez daha tekrarlanmaması için bakanlığınız nasıl bir önlem alacak, sorumlulara karşı nasıl bir yaptırım uygulayacaktır?

Antalya'da yaşanan hukuksuzlukla ilgili olarak mağdurların haklarını yasal zeminde arayacaklarının bilinmesini istiyor; başörtüsü yasağına karşı tepkilerimizin keyfi tutumlarla engellenmesine yönelik uygulamalara son verilmesi ve hukuk dışı gözaltı olaylarının tekrarlanmaması için ilgilileri harekete geçmeye çağırıyoruz.

Önceki ve Sonraki Haberler