Kanal D Ana Haber’i Şiddetle Kınıyoruz!

Kanal D Ana Haber’i Şiddetle Kınıyoruz!

M.Ali Birand’ın (MAB) Kanal D’deki Ana Haber programı, 3 Aralık Pazartesi akşamı İLKAV’ın "Resmi İdeoloji Kıskacında Eğitim Sistemi Ve Din Eğitimi" konulu paneli ve panelde konuşma yapan tebliğcileri hedef gösteren, İslami değerlerimizi alaya alan ve için

Kanal D Ana Haber'in İLKAV Paneline Yönelik Saldırısını Şiddetle Kınıyoruz!

M.Ali Birand'ın (MAB) Kanal D'deki Ana Haber programı, 3 Aralık Pazartesi akşamı İLKAV'ın "Resmi İdeoloji Kıskacında Eğitim Sistemi Ve Din Eğitimi" konulu paneli ve panelde konuşma yapan tebliğcileri hedef gösteren, İslami değerlerimizi alaya alan ve içinde suç unsurları barındıran bir yayına imza atmış bulunmaktadır.

İLKAV Başkanı Mehmet Pamak ve Öğretmen-Sen Genel Başkanı Yusuf Tanrıverdi'nin konuşmalarından pasajlar aktararak "Kim Bunlar?", "Savcılar Nerede?" şeklindeki aşağılayıcı ifadelerle basın yasasını da çiğneyen bir tarzda "basın yoluyla hedef gösterme" eylemini gerçekleştiren M.A.Birand, bununla da yetinmeyerek, "Düşünce ve İfade Özgürlüğü" hakkını kullanan kardeşlerimizi, sanki toplumu terörize etmeye yönelik, suç işleme amaçlı, izinsiz, gizli bir toplantı tertiplemişler gibi sunmuş, üstelik panele katılan dinleyicilerin "haremlik-selamlık" uygulamasını tahfif eden ifadelerle insanların dini hassasiyetlerine saygısızlık eden bir habere imza atmıştır. 

Sırası geldiğinde dillerinden düşürmedikleri, "Türkiye'de demokrasinin ve fikir özgürlüğünün gelişimi adına basının üzerine çok büyük bir misyon yüklenmiştir" ya da "Basın özgürlüğünü kısıtlayan her türlü yasakçı maddeler kaldırılmalıdır" gibi ifadelerle, sözde demokratik kültürün gelişimi adına özgürlükçü kisvelere bürünmekten çekinmeyen ama aslında ülkedeki yüzde birlik otoriteryan azınlığın çıkarlarını savunmaktan başka bir işlev görmeyen malum güruh, kendi tabularının tartışılması hususunda nasıl bir tahammülsüzlük ve düşmanlık duygularıyla dolu olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir.  

Kendisine sorsanız büyük olasılıkla"demokrasinin bir kültür olduğunu, Türkiye'nin ve bu ülkede yaşayan insanların henüz bu kültürden nasiplenemediklerini" söyleyecek olan M.A.Birand, öyle görülüyor ki yıllarca Belçika'da yaşamış olmasına rağmen bu kültürden zerre miktarınca nasiplenememiş! Demek ki AB lobilerine yakın olmakla bu kimliği edinmek arasında doğrusal bir ilişki yokmuş!  

Bir kez daha müşahede etmiş oluyoruz ki Kemalist tabular söz konusu olduğunda ne AB ile ilişkiler, ne Kopenhag kriterleri, ne azınlıkların ya da geniş kitlelerin örfüne saygı, ne de demokratik kültürün sözde gelişimi gibi unsurlar önemini yitiriyor, hiçleşiyor.  

Bu haber vesilesiyle, kinlerinden başka sermayeleri olmayan çevreleri bir kez daha kınıyor, Panel'de inançları gereği doğru bildiklerinden ödün vermeden özgür düşünce, özgür eğitim, bağımsız İslami kimliğe vurgu yapan; toplumdaki başat sapmaların yegane kaynağının ne olduğunu kitlelere ilmi bir tarzda sunmaya çalışan tüm katılımcıları tebrik ediyor, aynı düşünceleri paylaştığımızı ve bu düşüncelerin yaygınlaşması için elele vermekten onur duyduğumuzu ilan ediyoruz.

Özgür-Der

Önceki ve Sonraki Haberler