Özgür-Der Eğitim Dersleri Sona Yaklaştı

Özgür-Der Eğitim Dersleri Sona Yaklaştı

Özgür-Der’in düzenlemiş olduğu alternatif eğitim dersleri bu birinci derste Zuhal Özyurt “Fitne zulmedenlerle sınırlı kalmaz” başlığını, ikincisinde ise Musa Üzer “Değişim Dergisi”ni anlattı.

Fitne zulmedenlerle sınırlı kalmaz:

"Ve sizlerden yalnızca zulmedenlere isabet etmekle kalmayan bir fitneden korkup sakının. Bilin ki, gerçekten Allah ceza ile sonuçlandırılması pek şiddetli olandır" Enfal, 8/25

Zuhal Özyurt, konuyu bu ayet bağlamında anlattı. Sözlerine Enfal Suresinin nüzul ortamını değerlendirerek başladı. Özyurt Medine döneminde Bedir Savaşı'nın  beraberinde nazil olan Enfal suresinin Bedir Savaşı'na katılan müslümanların savaş ganimetlerinin bölüşümün de anlaşamamaları üzerine nazil olduğunu ve surenin  genel olarak Rasulllah'ın (s) otoritesi ve ona itaatin gerekliliğinden bahsettiğini söyledi.Ardından ayette geçen zulüm ve fitne kavramlarını işledi.

Zulüm kavramını; adalete uymayan hareket, hak edene hakkını vermeme hali; terim anlamının ise  karanlık, hakkı yerine koymama, baskı, şiddet, eziyet ve işkence olduğunu hatırlatan Özyurt zulmün çeşitlerini şöyle sıraladı:

· İnsanın Allah'a karşı işlemiş olduğu zulüm

· İnsanların arasındaki zulüm

· İnsanın kendi kendine zulmü

Zulme karşı sessiz kalmanın, engel olmamanın da bir zulüm çeşidi olduğunu söyleyen konuşmacı zulme karşı mücadelenin bir imani sorumluluk olduğunun da altını çizdi.

Konuşmacı Arap literatüründe geniş anlamlara sahip olan fitne kavramı için ise yakmak, bir şeyi ateşin içersine atmak, ateşte eritmek, öldürmek, azap ve işkence etmek, bir şeyi istemede aşırı gitmek, döndürmek, vazgeçirmek kişiyi üzerinde olduğu durumdan uzaklaştırmak, hedefinden uzaklaştırmak, kötülüğü istemek gibi anlamlara geldiğini belirtti. Aslen Arapça olan fitne kelimesinin Türkçede anlam daralmasına uğradığını ve fesat, bozguncu manalarında kullanıldığını ifade etti.

Kur'an'da Fitnenin Kullanım Yerleri

Kur'an'da fitne kelimesinin en çok imtihan-deneme anlamlarında kullanıldığını bildiren konuşmacı, konuyla irtibatlı olarak En'am 53, Enfal 28, Araf 155, Tevbe 126 vb. ayetleri örnek olarak verdi. Devamında ise Kur'an'da fitne kelimesinin şu anlamalarda kullanıldığını zikretti. Baskı ve zulüm (Bakara 191), sapma, saptırma ve ayartma (Enam 23, Hadid 14, Kalem 6), fesat-kargaşa (Nisa 91, Tevbe 47-48), bela ve musibet (Maide 41), azap (Saffat 63, Zariyat 13-14).

Konuşmacı Kur'an'a göre fitnenin mahiyetinin üç başlık altında açıkladı.

Birincisi; İlahi fitne-Allah'ın sınaması: Mü'minleri, kafirleri, peygamberleri, kavimleri sınamasını (Ankebut, 29/2-5) örnek veren Özyurt. ikincisinin ise;  beşeri fitne olduğunu açıkladı. İnsandan kaynaklanan fitnenin o toplumda barışı ortadan kaldırarak değişik guruplar arasında düşmanlıkların yaygınlaşmasına huzur ve güvenin ortadan kalkmasına sebebiyet verdiğinden dolayı fitnenin kim tarafından çıkartılmış olursa olsun  onun tüm toplumu etkileyeceğini ifade etti. Üçüncüsü; şeytani fitne idi. Şeytani fitnenin gerçekleşmesinde asıl unsurun insanın kendisi olduğunu, buna karşılık Kur'an'ın, şeytanın insanı aldatma yöntemlerini kendisine bildirmekte olduğunu nakletti.

Özyurt, İslam Tarihi'nde  fitne kavramının Hz. Osman'ın öldürülmesiyle doruk noktaya çıktığını ve Ehli Sünnet bilginlerinin fitneyi körüklemekten kaçınmayı ,ihtilafları barışçı yollarla yatıştırmayı, bu mümkün olmadığı takdirde pasif kalmayı tercih ettiklerini kaydetti.

 Özyurt, Kur'an'ın fitne karşısındaki tutumunu ele alırken ilk önce konuyla ilişkin Mekki ve Medeni ayetler arasındaki farklılığı ortaya koydu. Mekki ayetler fitne çıkaranların kınanıp ilahi cezaya maruz kalacaklarını belirtirken, Medeni ayetlerde ise daha çok sorunun bireysel bir sıkıntı olmaktan çok toplumsal bir hale dönüştüğünü ifade etti.

Özyurt, Enfal suresi 25. ayet ile Allah'ın fitne için bir toplumsal huzursuzluk ve felaket unsuru tanımı yaptığını, insanları fitneden uzak durmaya çağrıldığını nakletti. Özyurt:" Fitne; yani toplum içinde imanın bozulması, baskı, düzensizlik ,kargaşa ,hukukun çiğnenmesi ya el birliği ile engellenecek ya da zararı sınırlı kalmayacak. Hak edenlerin yanında zulme karşı ses çıkarmayanlara da dokunacaktır. Çünkü onlar haksızlığa karşı mücadele etmedikleri için kusurlu ve sorumludur."şeklinde konuştu. Toplumsal fitne ile; sadece bireylerle sınırlı kalmayan ve aynı zamanda tüm toplumu saracak, yaygın olan kötülüklerin kastedildiğini açıkladı. Ayrıca  Enfal suresi 25.ayetin şunları da anlattığın belirtti : " Allah müslümanlara, Hz. Peygamber'in (s) gönderiliş amacı olan  iyiliği emredip kötülükten sakındırma görevinin önemini anlatmaktadır. Bu  görevde hem bireyi hem de toplum olarak rolümüz vardır. Eğer bu görevi yerine getirebilmek ve  kötülüklerin yok olması için samimiyetle çaba sarf etmezsek içimizden bu kötülükleri işleyen, onları yayan ve bireysel olarak bu kötülüklerden uzak bir hayat yaşayanlar arasında hiçbir ayırım gözetmeksizin hepimizin azaba neden olacak bir fitne salgınının ortaya çıkacağı haber vermektedir."

Özyurt, fitnenin önlenmesi için öncelikli olarak fitneye karşı bilinçli ve dikkatli olmanın gerekliliğinden söz etti. Bakara,139 ve Enfal, 39. ayetlerinin Allah'a özgürce kulluk edebilecek ortamın sağlanması için, din ortada kalana kadar savaşmayı emrettiğini bildirdi. Özyurt, "Allah bizden seyirci olmayı değil, zulme karşı hakkı söylememizi, Tevhidi mücadelede hakkı yaymada sürekli olmamızı istiyor. Tağuti sistemlere karşı, İslama düşmanlık besleyen ve Allah'ın şahitleri olmakta engelleyen zalimlere karşı sessiz kalmamamızı  emrediyor. Allah iyiliği emreden ve kötülüğü neyh eden bir topluluk istiyor."  piyerek sunumuna son verdi.  

 

Değişim Dergisi:

"1980 Sonrası İslami Dergiler ve Etkileri" üst başlıklı derste bu hafta Musa Üzer'in "Değişim Dergisi" sunumu ile devam edildi. Üzer, bu derginin 80 öncesi Akıncılar ve Düşünce Dergisi çevresinin ardılları olan ve tevhidi uyanış çizgisini paylaşan ittifak etmiş geniş bir gurup tarafından çıkarıldığını söyledi. Ve dergi çıkmadan evvel 4–5 yıllık bir süreç içerisinde yapılan iç görüşmeler ve tartışmalar neticesinde ekibin; tasavvuf, parti, demokrasi ve İran meselelerinde uzlaştıklarını ifade etti.

Türkiye'de toplumsal ve siyasal değişimi sağlayacak bir örgütlülüğün, mücadelenin sözcüsü anlamında derginin isminin "İslami Hareket" konulmak istendiğini ancak; o dönemde Batmanlı Müslümanlara yönelik başlayan "İslami Hareket Operasyonları" dergi isminin, Rad Suresi 11. ayetten esinlenerek "Değişim" olarak belirlenmesinin kararlaştırıldığını ifade eden Üzer, derginin ilk çıkışını şu şekilde açıkladı: "Değişim Dergisi Mart 1993'te görkemli ama pankartsız bir Beyazıt eylemi resminin yer aldığı 'İnkılâpçı, Bağımsız, Kitlesel İslami Harekete Doğru' kapağıyla çıkıyor. Çıkarken yazısında: 'Değişim, İslam'ı ve inanç sistemimiz tevhidi hakim kılmak, insanları Allah'ın dinine davet etmek, küfre, zulme ve emperyalizme karşı mücadeleye hız vermek için var olduğunu ifade etmek maksadıyla çıkmış bulunmaktadır. Tevhid inancının en saf, berrak ve net şekliyle Cenab-ı Allah'tan Rasulüne ilk indirildiği haliyle bidatlerden uzak, Kur'an-i çizgiyi koruyarak her türlü saptırıcı tavır ve davranışları reddederek yeniden kitlelere anlatılıp kavratılmasının gerektiğine inandığımızdan dolayı bu dergiyi yayın hayatına sokmuş bulunmaktayız. Bütün beşeri ideoloji ve sistemleri reddederek, İslamizasyon hareketlerine, her türlü entegrasyona, uzlaşmacı, işbirlikçi, idare-i maslahatçı ve pragmatist anlayışlara karşı olduğumuzu ve dergimizde bunlara karşı tavır takınacağımızı ifade edelim! Değişim, önceliklerin fiili durumun bu ülkeye ve topluma ait olanın ve çok boyutlu toplumsal değişimin gereklerinin pratikle paralellik içinde tespit ve tartışılması zemini olmayı da hedeflemektedir' denilmişti.'"

Sahibi ve yazı işleri müdürünün Hüseyin Erkam Altıntaş'ın görüldüğü 66 sayfalık derginin birinci sayısında "İslami Hareket" konusunun işlendiğini söyleyen Üzer, kavramlara çizilen teorik zeminin zayıf kaldığını da söyledi.Derginin birinci sayısında İhsan Eliaçık "Niçin İnkılâpçılık?", Altan Özkanlı "Niçin Bağımsızlık?" ve Ömer Altaş'ın "Niçin Kitlesellik?" gibi konuların ele alındığını belirten konuşmacı, siyasi gündemin Ahmet Ağırakça, Beşir Eryarsoy, Kazım Sağlam, Ahmet Özcan, İhsan Eliaçık ve Ömer Altaş gibi isimlerin tartıştıklarını bildirdi. İlk sayılarda demokrasiye tavır alındığını ve laiklikle ilgili "Çağdaş Putçuluk ve Beşeri Sistemin Adı Demokrasi", "Dinsizliğin Çağdaş Maskesi Laiklik" ve "Demokrat ve Laiklerle Uzlaşmaya Hayır" başlıklı yazı ve dosya konularının bulunduğunu söyleyen  konuşmacı Üzer, ilerleyen dönemlerde derginin yaşanan ayrışmalarla bu gibi konulara daha yumuşak ya da uzlaşmacı yaklaşıldığının söylenebilir olduğunu ifade etti. Üzer, 5. sayıdan sonra statükoyu eleştiren yazıların yer aldığını, "Ordu ve Sivil Ordu" başlıklı dosya konularının olduğunu ifade etti. Ayrıca Üzer; derginin, sistemi tanımlarken jargonun yine sisteme ait olduğunun altını çizdi. Üzer, bu durumun mevcut sisteme gereği gibi eleştiri getirmediğini ve kullanılan dilin ise son derece özensiz olduğuna dikkat çekti.

Dergide İslami mücadele ve şahadet konusunda yer verildiğini de söyleyen konuşmacı, örnek olarak Bosna şehidi İrfan Atlı'nın haberinin arka kapaktan verildiğini söyledi.

Üzer, derginin "Sivas Davası"nı yakından takip ettiğini ve başörtüsü yasağına ilişkinde zaman zaman yazıların çıktığını söyledi. Konuşmacı, "Değişim" tartışmalarının sık sık yapıldığı bir dönemde derginin kapak konularının "Kur'an Toplumu" , "İslami Değişim", "İslami Hareket" ve "İslami Hareket ve Muhalefet" gibi konular olduğunu bildiriyor. Dergide öne çıkan isimler arasında; Ahmet Ağırakça, Ömer Küçükağa, Beşir Eryarsoy ve Kazım Sağlam yer almakta. İlk sayılarda Demokrasi ve Laikliğe açıktan eleştiriler yapıldığını ifade eden Üzer, "Dinsizliğin Çağdaş Maskesi Laiklik" başlığı ile bir dosya hazırladıklarını belirtti. Derginin 24. sayısında yayın kadrosunda bir yenilenme yaşandığını belirten konuşmacı; "dergi yeni bir yayın ekibiyle tekrar yayın hayatına başlıyordu, fakat geçmiş gereği gibi değerlendirilemiyordu" dedi.

27. sayıda "İslamcıların Değişim Tezleri" dosya konularında yer alan İslamcı ifadesinin ayırt edici olarak değerlendirdiklerini ifade eden Üzer, İhsan Eliaçık'ın İslami dönüşüm yazısında "Bu toprakların ruhu..." gibi milliyetçi ifadelerinin bulunduğunu söyledi. Konuşmacı, Özal'ın 93 teki ölümüne geniş yer veren derginin, Özal'ın cenaze törenindeki kalabalıktan yola çıkarak bunu, "Türkiye'de İslami değişim hızlanıyor" diye tanımladıklarını ifade etti. 28 Şubat sürecine ilişkin açık bir duruş sergilemediklerini dile getiren Üzer, 41. sayıda 28 Şubat'ın kapak olmadığını ve dergiye gelen talep üzerine "Bir Hadis" sayfasının açıldığını söyledi. Konuşmacı, Kürt sorunu ile ilgili olarak ise önemli yazılar yayınlandığını ifade etti. Molla İhsan Yeşilırmak'ın şehit edilmesi haberine de yer verdiklerini bildiren konuşmacı, PKK'nin ateşkesi bırakmasıyla ilgili değerlendirmelere geniş yer verdiklerini dile getirdi.

Sosyo-ekonomik hayatla ilgili olarak Üzer; 2. sayıda işçiler "Bahara Hareketli Giriyor" başlıklı yazıların olduğunu söyleyerek; seçimlere bakış mevzusuyla ilgili olarak derginin, Adnan Menderes ve Turgut Özal gibi isimlerle Müslümanların oy kullanmasını eleştirdiklerini söyledi. Üzer Haziran 93 tarihli 4. sayıda particiliğin ve parti çalışmalarının iyice hız kazandığı dönemde "Değişim Dergisi" olarak bu konudaki tavırlarını 4 maddede ifade ettiklerini belirtti. Bunlar:

1- Müslümanlar çarpık, sahte demokrasinin işleyişine katılmamalıdırlar.

2- Bütün demokratik siyasi partilere tavır konmalı ve partiler üstü inkılâpçı, bağımsız, kitlesel İslami hareketin ifadesi olacak siyasetler üretilmelidir.

3- Laik demokrasiye, batılılaşmaya, modernleşmeye karşı İslami değişim savunulmalı ve toplumda etkili olabilmesi için eğitim, kültür, insan yetiştirme çabalarına hız verilmelidir.

4- Müslümanları iyice parça parça eden siyasi partilere toptan karşı çıkılmalı hiçbir partiye oy vermeyerek köktenci bir siyasi çizgide bileşilmelidir.

İnkılâpçı İslam'ın bu onurlu tavrı yükseltilmelidir.

Ancak demokrasi ve oy konusundaki bu radikal tavra rağmen, yayın kadrosunun yenilendiği 24. sayıdan itibaren Anadoluculuk ile ilgili yerellik boyutunun ve Nuretti Topçu anlayışının ön aldığını belirtti.

Son olarak dergide,  dış haberler özellikle Filistin, Afganistan, Sudan gibi ülkelerdeki cihat haberlerinin yer aldığını ifade eden Üzer; dergide ayrıca "İslam'da Kadın" ve "Kültür ve Sanat" konularıyla ilgili yazılara da yer verildiğini belirtti.

Önceki ve Sonraki Haberler