Hürriyet'te Peygamberi Doğru Anlama Semineri

Hürriyet'te Peygamberi Doğru Anlama Semineri

Batman Özgür-Der Hürriyet Temsilciliğinde bu hafta peygamberi doğru anlama konusunu işlendi.

Semineri sunan İsmail DEMİR özetle şöyle ifade etti:

Hz Muhammedi doru anlamak ile ilgili konumuza giriş yaparken başta söylemeliyiz ki insanların aşırı övgülerle yüceltmesine onun ihtiyacı yoktur. Çünkü insanlığa rahmet olarak gönderen yüce Allah onu övmüş ve yüceltmiştir. İnsanlara hz. Muhammed’in Allah’ın yanındaki makamının Yüceliği yahut diğer peygamberler arsındaki derecesinin yüksekliğinde çok insan peygamber kimliği gerekmektedir.

Zira  bize beşer üstü bir konuma yükseltilen bir peygamber tasavvuru değil bizim gibi doğan büyüyen bizim gibi yiyen içen bizim gibi evlenen ve çoluk çocuğa karışan bizim gibi sıkıntılar acılar çeken bizim gibi insan bir peygamber lazımdır.

Gerçekte bir peygamber iki tür yaşar: Birincisi  fiziki varlığıyla, ikincisi misyonuyla. Bir peygamber iki kes öldürüle bilir. Birincisi fiziki varlığıyla ortadan kaldırarak. İkincisi misyonunu ortadan kaldırarak olur. Eğer peygamberin fiziki varlığını ortadan kaldırılmış fakat misyonu yaşıyorsa o peygamber gerçek yaşıyor demektir. Çünkü peygamberi peygamber yapan bedeni değil mesajıdır. Fakat ortadan kaldıran misyonu ise işte peygamber aslı o zaman ölmüş ve öldürülmüştür.

Tüm peygamberlerin gönderiş amacının insanın kendisidir. Çevresini, hayatı, varlığı ve Allah’ı doğru anlamasını sağlamaktadır. O yüzden peygamberler hep anlamının kaybolduğu ortalığı yanlışlamanın kapladığı bir zaman ve zeminde gelmişlerdi bunun sonucunda insanlığa doğru anlamanın en kalıcı yönteminin bizzat yaşayarak göstermişlerdir. Alemlere rahmet olarak gönderilen. Hz. Muhammed’in misyonu da budur. İşte bu akşam Müslümanların peygamberlik kurumuna ve hz. Peygamberin misyonuna ilişkin anlama sorununu irdelemektir. Üç konuya değineceğiz.

1-AŞIRI YÜCELTMECİ PEYGAMBER TASAVVURU

2-İNDİRGEMECİ PEYGAMBER TASAVVURU

3-KURAN-İ PEYGAMBER TASAVVURU

Öncelikle böylesine hassas bir konuyu işlerken ne kadar titiz ve dikkatli olmaya çalış sakta üslubumuz yada kullanacağımız dil biz kısım yanlış anlamalara yol açsa da bizi hoş görüyle karşılayacağımıza inanıyoruz.

AŞIRI YÜCELTMECİ PEYGAMBER TASAVVURU

Peygamberimizin peygamberlik öncesi yaşantısı ve bu dönem için üretilen yanlış algılar.

Dedesi ona Muhammed ismini verdi çünkü arştaki Allahın ve yerdeki insanların övgüsüne layık birisinin olmasını istiyorum. Hz. Peygamber annesini kaybettiği zaman altı yaşındaydı; dedesini kaybettiğinde de sekiz yaşındaydı.

Hz. Peygamberimizin Muhammed’ül emin vasfını almasına neden olan hakemlik hadisesi de hz. Muhammed 35 yaşındaydı.

Peygamberimizin doğumu ile başlayan yüceltmeci anlayışının rivayetleri

Sözde annesinin doğumunda hiç sıkıntı çekmemesi-Doğuştan sünnetli olması-Sırtında peygamberlik mührünün bulunması-Yolculukta bulutların gölgelendirmesi-Bahira rahibinin onu hemen tanıması-Ağaçların ve taşların onu selamlanması ve secde etmesi-Doğumuyla kisra sarayındaki sütünlarının yıkılması-Bin yıllık Mecusi ateşinin sönmesi-Save gölünün kuruması vb.

Din dediğimiz ilahi yapının üç temel yapısı vardır. Allah-kuran-peygamberdir. Bu üç temel yapı bize mahiyet olarak en yakın olan peygamberdir çünkü peygamber insandır beşerdir muhatapları da insan dır. Nitekim rabbimiz kuranda Ali İmran 5.31 ayetinde

De ki eğer Allah’ı seviyorsanız bana tabi olun beni izleyin ki Allah ta sizi sevsin günahlarınızı bağışlasın Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir. Ayete rabbimiz müminlere beni izleyin demiyor gönderdiğim elçiye tabi olun diyor.

İlk inen ayetlerde Peygambere hitaben ‘’oku yaradan rabbin adıyla’’ gecenin az bir kısmı yada yarısı veya yarısından fazlası kalk ve kuran-ı tertil üzere oku gece ibadetinin insan üzerinde ki etkisi daha fazladır. Çünkü senin üzerinde oldukça ağır bir söz bırakacağız gündüzde senin için uzun uğraşlar vardır. Rabbinin adını zikret ve yalnızca ona yönel onların demelerine karşı sen sabret ve onlardan güzle bir tarzdan ayrıl.

23 yıllık Risalet Döneminde Sahabenin Resulullaha Yaklaşımındaki ölçü neydi: Risaletin ilk yıllarında İslam devletini kabul edenler kendilerine sunulan davetin kounsu yada davet edil dikleri şewyin mutlak hakikat ilahi olması. Bu onların iman edişlerinde belirli unsur değildi veya İslam dini ile diğer inanç ve hayat tarzlarını karşılaştırılıp İslam’ın en doğru ve en güzel din olduğuna karar vererek Müslüman olmadılar. Çünkü ne kuran tamamlanmış neden İslam dininin inanç sistemi yürürlükteydi. İlk müminlerin İslam’a girmeleri için resulullahın ben Allah’ın elçisiyim demesi yeterli olmuştu. Nedeni ise neye davet edildikleri değil  kimin davet ettiğiydi. Onlar için davet eden kişinin emin birisi olması yeterliydi;bu konuda birkaç örnek verelim

1-Hz. Hatice’nin eşine olan güveni ve iman edişi 

2-Hz. Ebubekir’in hiç tereddüt etmeden iman etmesi

3-Zeyd bin harisenin ilk daveti kabul etmesi ve Müslüman olması

Özellikle Medine döneminde resulullahın kendilerine bildirdiği bir şey karşısında Ya resulullah bu sendemi yoksa Allah’tan mı diye sorarlardı eğer söylediğin şey kişisel ise kanah ve tercihinse bunu seninle konuşur bu konuda görüşmelerimizde söyleriz ancak eğer bunu Allah bildiriyorsa bize düşen ancak işittik ve itaat ettik demektir. Bazı örnekler içerinde   değerlendirelim

1-Bedir de ordunu  düzenlemesinde bir sahabenin görüşü

2-Uhud da savaş yerinin belirlemesinde genç sahabelerin görüşü

3-Hudeybiye de bazı müşriklerle yapılan anlaşmaya bir çok kişinin itirazı vb.

HZ PEYGAMBERİN VEFATINDAN SONRA ÜRETİLEN YANLIŞ PEYGAMBER ALGILARI –TASAVVURU

Peygamberi insan üstü beşer üstü bir konuma yükselten iki tarikat var olmuştur. Bunlar: Nur-i Muhammed ve hakikat Muhammed dir. Şimdi şu iki tarikatın söylediklerine geçmeden önce kuran’da Nuh süresi 21 ve 23. Ayetlerinde beş putun ismi geçiyor. Vedd-Suva-Yegus-Yeuk-Nesr bir rivayete göre bunlar Adem oğullarından Salih bir topluluktu onların izini takip eden bağları vardır. Bu Salih zatlar ölünce onların sevenleri şöyle dediler: keşke onların suretlerini yapsak onları hatırladığımız zaman daha şefkatle ibadet yaparız. Şimdi bu tarikatın söylediklerine bakalım

1-Yüce Allah hz. Muhammed’i kendi nurundan diğer insanları da onun nurundan yarattığını onun için hz. Muhammed ilk insan peygamber olarak ta son peygamberdir.

2-Bütün peygamberler nurunu ve bilgilerini ondan aldığını

3-Evrenin onun için yaratıldığını sen olmasaydın Alemleri yaratmazdım rivayetleri.

4-Hz Adem yaratılmadan önce hz. Muhammed var olduğunu

5-Allah’ın adının yanında hz. Muhammed’in var olduğunu.

6-Hz. Muhammed in gölgesi olmadığı vucudunun her zaman mis gibi koktuğu, tükürüğü şifa olduğu,Allah tarafından doyurulduğu, çünkü resulullahın ben sizler gibi değilim Rabbim beni doyurur ve içirir.(BUHARİ)

Yemenli eski bir Hıristiyan olan Vehb.b münebbih Müslüman olduktan sonra eski kültürünü nasıl İslam’a taşıdığına örnek. Ben yetmiş bir kitap okudum tümünde şunu gördüm dünyada ki insanların aklıyla hz. Muhammed in aklı kıyasladığın da  onun aklı daha üstün olduğu görülür.

Müslüman olan ehli kitapların İslam’a taşıdığı eski kültürleri saymakla bitmez örneğin= Abbasi sultanlarından memun tarafından beytül hikme nin başkanlığına atanan hüneybin ishak bir nasturi Hıristiyan’dı.

Seyid kutub un şu tespiti her şeyi açıklar;kaynaklar bir birlerine karıştı daha sonra gelen nesillerin beslenme kaynaklarına gerek felsefe mantığı, İran düşünce, mitolojisi, Yahudi hurafeleri, Hıristiyan metafiziği ve başka kültürlerin medeniyetleri tortuları karıştırıldı. Bu yabancı unsurların tümü kur-an’ı kerim tefsirine kalem ilmine fıkıh a fıkıh usulüne de karıştırıldı. Ve işte o ilk nesilden sonra gelen nesiller o karma karışık kaynaklarla muhatap oldular.

Sahabe ile sonra ki nesiller arasın da başta kuran ve peygamberlerin risaletin de anlayış ve kavrayış farklılıkları ortaya çıkmıştır. Örnek=hz. Aişe den gel rivayet önemlidir. Üç şey var ki bunlardan kim bir tanesini söylerse Allah’a iftiralrın en büyüğünü yapmış olur.

1-Kim Muhammed rabbini gördü dese

2-Kim resulullah’ın Allah’ın kitabından bir şeyi gizlediğini zannederse(mide-67)

3-Kim Muhammed’in yarın ne olduğunu biliyor sanıyorsa (nem-65)

Peygamberi Melekleştiren insan Üstüleştiren Bir Yaklaşım

Aşırı yüceltmenin sonucu hayattan dışlamadır. Evet bu tavır farkında olsun ya da olmasın çoğu kez insanüstüleştirmeyle sonuçlanır. Geçmiş toplumların ortak özellikleri hep melek bir peygamber istemeleri olmuş ve helak olmalarının bir nedeni de bu olmuştur. Çünkü meleğin örnekliği söz konusu olmaz insan hiçbir zaman melek olamayacağı için gelen mesajın hayata dönüşmesi mümkün olmayacaktır. Bu nedenle kuran İsra-95 de ki eğer yeryüzün de gezip dolaşan melekler olsaydı o zaman onlara elçi olarak şüphesiz gökten gönderirdik.

De ki ben de sizin gibi bir insanım bana ilahınızın bir tek ilah olduğu vahy olunuyor.(fussilet-6)

 Tüm yüceltmelere karşı peygamberimizin vefat ederken hz. Ebubekir in takındığı tavır bizlere örnek olmalıdır. diyerek konuşmasına  şu başlıkları da özetle anlatarak konuşmasına soru cevap şeklinde son verdi.

1-KURAN AHİRET’TE ŞEFAAT GÖREVİ VERMEDİĞİ PEYGAMBER

2-GÜNÜMÜZDE İNSANLARIN PEYGAMBERLERİMZLE İLGİLİ UYDURMALARI HARABERLER

3-İNDİRGEMECİ YA DA SIRADANLAŞTIRICI PEYGAMBER TASAVVURU

4-KURAN IN TANITTIĞI PRYGAMBER

 

Önceki ve Sonraki Haberler