 
					Gençlerden Suriye Halkına Destek Eylemi
Diyarbakır'da Özgür-Der Üniversite Gençliği Suriye halkına destek eylemi yaptı.
HAKSÖZ-HABER
Özgür-Der Diyarbakır Şubesi’nin bu sene dördüncüsünü düzenlediği “Özgür Üniversiteli Buluşması” kapsamında bugün Suriye’deki zulmü protesto etmek amacıyla Ofis’te bir eylem düzenlendi.
Özgür-Der Üniversite Gençliği imzasıyla düzenlenen eylemde “Dün Hama Bugün Humus, Katliam Sürüyor Suriye Halkı Direniyor, Baas Diktası Yıkılacak İslami Direniş Kazanacak!” yazılı pankart açılırken “Katil Baas Ordusuna Karşı Yaşasın Suriye Halkının Özgür Ordusu!”, “İnsanlık Onuru Suriye’de Ölmesin!”, “Allah’ın Yardımıyla Zafer Yakındır!”, “Suriye’ye Özgürlük Direnişle Gelecek!”, “Diktatör Beşşar Esad, Katliam Zulüm Fesad!”, “Stop The Massacra İn Syria!”, “Baas Despotizmine de Emperyalist Müdahaleye de Hayır!”, “Biji Azadî Bimre Diktatorî” yazılı dövizler tutuldu.
Eylemde konuşmacı olan Furkan Akdeniz Suriye’de yaşanan katliamlara ve dışarıda geliştirilen tavırlara karşı kısa bir konuşma yaptı. Konuşmasında Suriye’deki zulüm ve katliam rejiminin geri dönülmez bir aşamaya ulaştığını belirten Akdeniz, direnişçilere getirilen eleştirilerin haksız ve yersiz olduğunu vurguladı. “İran ve Hizbullah’ın ortaya koyduğu tavrı bütün bu katliama karşı sürdürmesinin bir açıklaması olamaz.” diyen Akdeniz, vakıaya İslami açıdan bakılmadığını ifade etti.
Özgür-Der Üniversite Gençliği adına İlyas Çetinkaya’nın okuduğu ve aşağıda tam metni bulunan basın açıklamasında bir yılı aşkın bir süredir Ortadoğu’da gelişen intifada havasına dikkat çekilirken Suriye halkına karşı acımasız bir politika izleyen Esed diktasına lanet edildi. Çeşitli dış müdahale söylemlerini bahane ederek direnişi karalamaya ve Esed zulmünü haklı göstermeye çalışmanın haklı bir yanı olamayacağının belirtildiği açıklamada canla başla mücadele eden Suriye halkının başarıya ulaşması için temennide bulunuldu.
“Berxedan Jiyane Jiyan İslame”, “Uyan Diren Özgürleş”, “Katil Esad Suriye’den Defol”, “Suriye Halkı Yalnız Değildir”, “Adem’le Hamit’e Hemen Özgürlük”, “Biji Azadî Bimre Diktatorî” sloganlarının atıldığı eylem getirilen tekbirlerle sona erdi.
		.jpg)
		.jpg)
		.jpg)
		.jpg)
		.jpg)
		.jpg)
		.jpg)
Basın Açıklamasının Tam Metni:
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adı ile
Zulme Karşı Müslüman Gençlerin Sesi
		“Sakın Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma. Allah onların cezasını gözlerin
		korkudan yerinden fırlayacağı bir güne kadar ertelemektedir.”(İbrahim 42)
		Esed’in baskıcı rejimi son 1 yıl içinde 800’ü çocuk 10 bin’den fazla Müslümanı katletti.
		Ortadoğu halklarının özgürlük ve adalet çağrılarına, Suriye'den ses veren direnişçiler; zalim
		rejime karşı kenetlenerek, İntifada ruhunu diri tutmaya çalışıyorlar. Bu direniş gücünü,
		katliamlarla sindirmeye çalışan Suriye diktasının bu vahşi saldırıları karşısında, Özgür-der
		Üniversite Gençliği olarak, Müslüman Suriye halkının yanında olduğumuzu hatırlatmak,
		Suriye’de yaşananlara dikkatleri çekmek, Esed rejiminin katliamlarına "Dur" demek ve Suriye
		halkının direnişine destek vermek amacıyla burada toplanmış bulunmaktayız.
		Allah’ın inayeti ile son 1 yıldır Ortadoğu’ya tam bir intifada havası hakim oldu. Tunus
		ile alevlenen kıvılcım, domino etkisi yaratarak başta Mısır, Yemen ve Libya olmak üzere
		zalim diktatörlüklerin nasıl devrilebileceklerinin en güzel örneklerini gösterdi. Emperyalist
		rejimlerin kuklaları olan bu diktatörlerin halkı durdurmak ve sindirmek için şiddet adına
		denemedikleri yol kalmadı.
		Ortadoğu’daki bu mücadelenin kendi ülkelerine de sıçrayacağı korkusunu yaşayan Esed,
		babasını aratmayacak bir vahşetin yamyamlığına bürünerek ilk günden itibaren Suriye
		İntifadasını genç, yaşlı, çocuk, hasta, kadın ayrımı gözetmeden kalleşçe saldırılarla, tanklarla,
		bombalarla bastırmaya çalıştı ve bu katliamlarına her geçen gün yenilerini ekledi. Ve
		her geçen gün katliamın boyutunu artırıyor. Şehirler tanklarla, füzelerle, ağır silahlarla
		bombalanırken, savunmasız siviller vahşice katlediliyor. Genç erkeklerin boğazları kesiliyor,
		kadınlar tecavüz edildikten sonra öldürülüyor.
		Suriye’de vaziyet bu halde iken, “Size ne oldu da Allah yolunda ve "Rabbimiz!
		Bizi, halkı zalim olan bu şehirden çıkar, bize tarafından bir sahip gönder, bize
		katından bir yardımcı yolla!" diyen zavallı erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda
		savaşmıyorsunuz!” emri apaçık ortada iken tüm bunlara rağmen; kimi çevreler, partiler,
		ülkeler ABD işgalini, NATO müdahalesini bahane ederek Suriye direnişini karalamaya,
		geçersiz kılmaya çalışmaktadırlar. Bu büyük bir vebaldir. Bu tutumları onları anti emperyalist
		yapmaz, aksine Esed’in işlediği zulümlerin savunucusu derekesine düşürür. Kınayıcıların
		kınamalarından çekinmeyen Suriye direnişinin Müslüman neferleri canla başla direnişe
		kilitlenmiş, canlarını tek tek feda ederlerken, oturduğu yerden komplocu teamüllerle direnişi
		tahfif etmeye çalışanlar şunu bilmeliler ki, Yüce Rabbimiz Kur’an’da şöyle buyuruyor:
		“Zalimlere meyletmeyin. Yoksa ateş size de dokunur. Sizin Allah’tan başka dostlarınız
		yoktur. Sonra size yardım da edilmez”(Hud 113)
		Geçen haftalarda Birleşmiş Milletler tarafından Suriye’deki katliamın sona erdirilmesine
		ilişkin Kofi Annan’ın görevlendirmesinden bu yana herhangi bir gelişmenin olmaması
		düşündürücü bir durumdur. Bu süreç oyalamadan başka bir şey değildir. Esad ateşkes
		tarihlerinin hiçbirine riayet etmemiş kanlı zulümlerini sürdürmeye devam etmiştir. Şu
		da kesinlikle bilinmelidir ki ne emperyalist müdahale ne de işbirlikçi siyaseti asla kabul
		etmeyeceğiz.
Suriye’yi kan gölüne çeviren, emperyalistlerin manipülasyonlarına açık hale getiren,
		ülkeyi kaosa sürükleyen, Baas cuntasından başkası değildir. Bundan dolayı derhal kendini
		lağvetmeli, iktidardan elini eteğini çekmelidir. İnsiyatifi halk almalıdır.
		Çin, Rusya ve İran’ın Baas diktatörlüğüne sahip çıkmasını da şiddetle kınıyor ve lanetliyoruz.
		Aynı şekilde Siyonistlerin, ABD’nin, Avrupa’nın ya da diğer emperyalistlerin de Ortadoğu’ya
		müdahalesini şiddetle reddediyor, kınıyor ve lanetliyoruz…
		Ayrıca Suriye'deki direnişe destek vesilesiyle toplandığımız bu meydanda; 46 gündür
		zalim Suriye istihbaratının elinde esir olarak tutulan Âdem Özköse ve Hamit Coşkun
		kardeşlerimizin de durumunu gündeme getirmeyi gerekli buluyoruz. Suriye'de yaşanan
		katliamı yerinde belgelemek ve bunu dünya kamuoyunun gündemine sokmak için Suriye'ye
		gizli yollardan giren gazeteci kardeşlerimizin, ne yazık ki bir buçuk ayı aşkın bir süredir
		Suriye rejiminin esareti altında olduğu görgü tanıklarının ifadeleriyle kesinleşmiştir.
		Bildiğiniz gibi daha evvel Suriye’de yabancı gazeteciler öldürüldü. Orada yaşanan vahşeti,
		akan kanı, zalim Suriye ordusunun masum çocukları ve kadınları hunharca katletmesini
		bütün çıplaklığıyla gösteren gazeteciler rejimin hedefi haline gelmiş durumda. Türkiye'deki
		kamuoyu ve hükümet yetkililerinin ilk günlerde bu konuyla ilgilendiklerini görmüştük.
		Bu bizi bir nebze umutlandırmıştı. Ancak geldiğimiz süreç, bize şunu gösteriyor: Gazeteci
		kardeşlerimizi sadece hükümet veya medya unutmadı. Müslümanlarda bu konuda gereken
		sebatı gösteremedi. Bekleme nöbetleri unutmaya dönüştü. Her şeyden önce Adem Özköse
		ve Hamit Coşkun, bizim Müslüman kardeşlerimizdir. Kardeşlerimizin esaret hallerinin
		son bulması için daha somut adımların atılması gerekiyor. Bunu gerçekleştirmek için de
		kardeşlerimizi unutturmamak, sürekli gündemde tutmak durumundayız. İnşallah en kısa süre
		içinde Âdem ve Hamit kardeşlerimiz özgürlüklerine kavuşup, Suriye'de yaşanan katliamı
		gözler önüne sereceklerdir.
		Hiçbir şekilde teslimiyeti ve acziyeti tercih etmeyen mücadeleyi ve direnişi şiar edinmiş
		Suriyeli kardeşlerimizle iftihar ediyoruz. Suriye’ye özgürlüğün de ancak direnişle geleceğine
		inanıyoruz.
		Ve biliyoruz ki, Suriyeli kardeşlerimizin yanında yer almak, onların özgürlük ve adalet
		haykırışlarına ses olmak, maruz kaldıkları bu vahşete tepki vermek Müslüman olmanın bir
		gereğidir.
		Suriye’de şehid olan kardeşlerimizin kanlarının bereketiyle Suriye direnişinin zaferle
		neticelenmesi için Rabbimize yakarıyoruz. İzzet ve şeref, Allah’ın, Rasulünün ve
		mü’minlerindir. Yaşasın zulme karşı direnişimiz, Yaşasın küresel intifada…
ÖZGÜR-DER ÜNİVERSİTE GENÇLİĞİ
 
					 
				 
				 
				 
				 
				 
				 
				