
İşgalin kültürel tarihi: Dil ve İşgal
Özgür-Der Gençliğinin düzenlemiş olduğu kitap forumunda Hatice Kübra Artuk ve Esmanur Erken'in sunumlarıyla Taha Kılınç'ın Dil ve İşgal isimli kitabı tahlil edildi.
HAKSÖZ HABER / Hatice Rüzgar
Özgür-Der Üniversite Gençliği kitap forumlarına devam ediyor. Filistin işgalinin kültürel arka planını anlatan Dil ve İşgal kitabı üniversiteli hanımların katılımıyla Özgür-Der Genel Merkezi’nde gerçekleştirildi. İlk sözü alan Esmanur Erken kitabın yazarı Taha Kılınç'ın hayatına kısaca değindikten sonra Dil ve İşgal kitabının çerçevesine dair genel bir bilgilendirme yaptı.
“İbranicenin yeniden Yahudilerin yaşamlarını merkezine alınması ve modern zamanlarda günlük bir iletişim dili haline getirilmesi Filistin topraklarının işgali ile birlikte işleyen bir süreçtir. Modern İbranicenin inşası Yahudiler arasında duygusal, tarihi ve kültürel bir altyapının oluşmasına neden olduğu için kitabın adı Dil ve İşgal olarak tercih edilmiştir. Çünkü bu yeni dilin yaygınlaşmasıyla işgal arasında inkâr edilemez bir bağ vardır. Kitap bize bir yandan azim ve tutku bir işe sarılmanın ehemmiyetini gösterirken bir yandan da dilin bir topluluğun kimliğini ve siyasi hedeflerini nasıl şekillendirebileceğini gösteriyor.”
Ardından sözü alan Hatice Kübra Artuk, 1900'Ierin başına kadar sadece ibadetlerde ve dini metinlerde yer alan; antik olarak tanımlanabilecek İbranicenin tekrardan Yahudiler için günlük konuşma dili haline gelme sürecini değerlendirdi. Artuk bu sürecin mimarı olarak ifade edilen Eliezer Ben-Yehuda'nın hayatına ve çalışmalarına değindi.
“Eliezer Ben-Yehuda, dindar bir ailede doğdu. Çocukluk çağında sıkı bir dini eğitim aldı. Tevrat, Talmud gibi bir çok eseri okuyabilecek kadar İbraniceye oldukça hâkimdi. Aslında her şey dini eğitim aldığı hahamın evinde farklı İbranice kitaplarla karşılaşmasıyla başladı. Eliezer Ben-Yehuda, Yahudiler arasında ortak bir dil kullanılmadığı sürece bir duygu ve gaye birliğinin sağlanamayacağını fark etmiştir. 21 yaşında Ha-Şahar adlı çok ünlü bir gazetede yayımlanan makalesiyle çalışmalarına ilk adımı attı. Birçok dil profesörü ile çalışmalarını sürdürüp İbraniceye (yaklaşık 800-1000) yeni kelime kazandırmıştır. Evlenip Kudüs’e yerleştikten sonra İsrail’i İhya Cemiyeti'ni kurdu. Hayali İbraniceyi Yahudilerin ana dili yapmaktı. İlk adımı ailesi içerisinde atarak birçok dilin konuşulduğu Kudüs’te ailesinin İbranice dışında bir dil konuşmasını yasaklamıştır. İbraniceyi gazeteler aracılığıyla insanlara yaymaya başladı. Filistin’de gittikçe artan Yahudi nüfusa yönelik İbranice eğitiminin örgütlenmesinde aktif rol oynadı. Onun çalışmalarıyla işgal rejiminin resmi dili olan modern İbranicenin temelleri atıldı.”
Konuşmacıların işgalin Filistin topraklarına kök salmasında oldukça etkili olan kültürel arka planın genellikle görmezden gelindiğine dikkati çekerken Taha Kılınç’ın bu çalışmasının Müslümanların vizyonuna önemli katkılar sunduğunu vurguladılar.
Program katılımcıların soru ve katkılarıyla sona erdi.